Yahudi kralları (ya da kutsal kitaplarda geçen Davut, Süleyman gibi peygamberler), başa geçmeden önce halk onları yağlardı. Bundan dolayı onlara yağlanmış anlamında “Mesih” denirdi.(1)
Ve Hazreti İsa da bir atın üzerinde Kudüs'e giriyor, halkın kendisini tezahürat yapmasından ve yağlamasından mutlu oluyordu, "Tanrı'nın krallığı yakındır" diyordu.
Bizdeki “yağlama, yağcılık etme, yağ çekme” gibi deyimlerin kökeni de büyük olasılıkla buralara dayanmaktadır.
***
Öğretmeni sormuş adını, Nobel ödüllü iktisatçımız Daron Acemoğlu’na, o da "Daron" deyince, "Ne biçim bir ad bu, böyle Türk adı olmaz, senin adın bundan böyle Süleyman olsun" demiş.
Süleyman, Türk adıymış bu cahil öğretmene bakılırsa... Oysa ki Süleyman ya da Salamon, Yahudi adıdır.
Arap ve Yahudi adlarını Türk adı sanan cahiller sürüsü yaşıyor bu ülkede...
***
Cevdet Paşa, İslam'da sınıf olmadığını, zekât uygulamasının sınıf farkını ve oluşumunu engellediğini öne sürüyor.
İslam, kapitalizmin yalnızca faizine karşıdır. Kar, rant, mülkiyet ve ticaretini benimser ve kutsar da. Hz. Muhammed “Kazancın onda dokuzu ticaret ve cesarettedir, ticarete atılın ve cesur olun” der. Dahası serbest piyasayı da kabul eder, hatta piyasayı Allah’ın düzenlediğini söyler. Bu dediğimizin ayrıntıları için İslam tarihine bir bakalım: Fiyatlara narh konulmasını talep edenlere, Hz. Muhammed; fiyatlara kesinlikle müdahale edilmemesi gerektiğini söylemiş ve gerekçe olarak da “Fiyatların nereye gideceğini ancak Allah bilir” hadisini vazetmişti. İşte o hadis: “Medine’de fiyatlar pahalanmıştı. Halk; ‘Ey Allah’ın Resulu, bize narh koy’dediler. Resul-u Ekrem (asm) şöyle buyurdu: ‘Şüphe yok ki, fiyat tayin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah’tır. Ben sizden hiç kimsenin mal ve canına yapmış olduğum bir haksızlık sebebiyle hakkını benden ister olduğu halde, Rabbime kavuşmak istemem’ (Ebû Dâvûd, Büyû’ 49; Tirmizî, Büyü’, 73; İbn Mâce, Ticârât, 27).”
“Kapitalizm- (eksi) Faiz” ya da “Faizsiz kapitalizm” olan bir ekonomik düzenin olduğu yerde sınıflar oluşur, oluşmuştur; bunu zekâtla, sadakayla, fitreyle önleyemezsiniz. Yani Cevdet Paşa, desteksiz atmaktadır, söyledikleri tarihsel ve ekonomik gerçeklere uygun değildir.
***
"İslam'la İslamcılık farklı kavramlardır" sözü yanlıştır. Doğrusu "Müslümanla İslamcı farklıdır". Neden böyle diyorum, çünkü İslam, İslamcılık ister. İster ya, bu istemi, her Müslümanı İslamcı yapamamıştır.
***
Bir CHP'li üst düzey yetkili buyurmuş ki "Diyanet'in bütçesi rekor kırıyor ama Anadolu'da pek çok cami İmamsız..."
Sana ne be adam, imamsızsa imamsız, tasası sana mı düştü? Sen geldiğinde imam kadrosu mu vereceksin oralara? Zaten dinbazlarla din yarışına gire gire, imam-hatip ve Kur'an kursu açma yarışlarına gire gire ülkeyi bu duruma getirdiniz.
Bu arada şunu belirteyim de yanlış anlaşılmaya… Çocukluk yıllarımda Bayburt Demirözü’nde kadrolu imam yoktu, köyün hocasına hak verirdi köy halkı. Çevre köylerde de kadrolu imam yoktu. Demirözü’nde beni caminin alt katındaki Kur’an kursuna göndermişti ailem, her Cuma, hocaya “cumalık” götürürdük.
Sonraları siyasetçilerin din istismarı yarışı işi bu hâle soktu ve bugün Diyanet Bütçesi Milli Savuma Bütçesini aşar oldu. Alevi dedelerine devlet maaş veriyor mu? Hayır. Şii ahuntlarına veriyor mu? Hayır. E peki Sünni imamlara neden veriyor ki? Kim o camiye gidiyorsa, onlar toplasın versinler.
1) Daha fazla bilgi isteyenler Wikipedia Ansiklopedisine “KUTSAL MESİH YAĞI” başlıklı bölümüne bakabilirler, işte ilgili erişim adresi: https://en.wikipedia.org/wiki/Holy_anointing_oil