Türk Dünyası, zengin bir şiir dünyasıdır da aynı zamanda. O şiir dünyası, Türk dünyasının özünü, ruhunu, sesini, deyişini ve duyuşunu da yansıtır. O şiir dünyası bilinmeden Türk Dünyası bilinemez. Türk Dünyasının her yerini para gücüyle gezebilirsiniz ya, şiirine aşina değilseniz; o toprakların ve o insanların ruhunu okuyamazsınız, algılayamazsınız.

Türk Dünyası, zengin bir şiir dünyasıdır da aynı zamanda. O şiir dünyası, Türk dünyasının özünü, ruhunu, sesini, deyişini ve duyuşunu da yansıtır. O şiir dünyası bilinmeden Türk Dünyası bilinemez. Türk Dünyasının her yerini para gücüyle gezebilirsiniz ya, şiirine aşina değilseniz; o toprakların ve o insanların ruhunu okuyamazsınız, algılayamazsınız.

Biz bu yazımızda o büyük şiir dünyasından küçücük bir seçki sunmaya çalışacağız, umarız, yararlı olur.

Azerbaycan’dan başlayarak gidelim şiir şiir:

NAĞME OHUYAH

Gel bir neğme (1) ohuyağ (2)
Bir dudak men olum
Bir dudak sen ol.
Harda (3) ürek su dese
Bir bulak men olum
Bir bulak sen ol.
Üşüyen elleri ısıtmak üçün
Bir ocak men olum
Bir ocak sen ol.
Gel yalan demeyek birbirimize
Bir uşak (4) men olum
Bir uşak sen ol.
Gıyma eşgimize (5) biz uzaklaşak
Bir uzak men olum
Bir uzak sen ol.
Biz ele (6) yaşayak ele yanak ki
Yolcular yol getsin ışığımızda.
Goy bize ohşasın (7) uşağımızda
Göz açıp heyata gelen körpeye
Bir kucak men olum
Bir kucak sen ol.
İskender E’tibar (Azerbaycan)
Sözlük:
1-Nağme, ezgi 2- Okuyalım 3-Nerde 4-Çocuk 5-Aşkımıza 6-Öyle

_______________________________________________

AZINLIK

Azınlık
Hudutta bir yolcu
Asmalık'ta istimlak edilen bir tarla
yeni Camiye giren bir cemaattir

Azınlık
Yasak dağ bölgesinde
Yürekleri salt coşkuyla dolu
Keder dolu gözlerdir

Azınlık
Yarısı kopmuş bir minare
Almanya'da bir işçi
İzmir'den Ege'ye bakan bir gelin
ve Rumeli Türküleri dinleyen ninemdir

Azınlık
Her şeyden habersiz gülümseyen Neslihan
Ve geleceğine ağlayan Emine'dir

Azınlık
Rodoplara başını dayamış bir sevgili
Şehirden kopup gelen sımsıcak bir Türkçe'dir

Azınlık
Tütün tarlalarında yıpranan
Anlamsız bir toplum değil çocuğum
Kendisiyle büyüyen bir düşücedir
Rahmi Ali (Batı Trakya)
-------------------------------------------------------------------------------

GURBETTE VATAN VE ATATÜRK DÜŞÜNCELERİ

Kaç yıl gurbette
Batı Avrupa’da bir büyük kentte
Vatandan ayrı onulmaz acılarla
Öksüz yaşadım
Ayaklarım yeryüzünde
Başım yedi kat gökte
Evrensel sarsıntılarda toprağa yakın
Ulu ağaçların yanı sıra
Köksüz yaşadım

Yıllarca düşüme girdi yüce Beşparmak
Yıllarca gönlümde yattı Trodos
Dağ dağ ova ova çatladı tohum
Umutlar boyunca yeşerdi toprak
Dedim ki nasıldır şimdi Limasol
Nasıldır Girne, Larnaka, Baf
Yoksa bir uzun uykuda mı
Hisarlar koynunda yiğit Lefkoşa
Tarih Magosa

Yıllarca düşümde yaşadı Türkiye
Yıllarca bir büyük ateş içinde yandım
Her düşünce bir şimşek gibi çaktıkça boşlukta
Bir yıldırım kotu sandım kafatasımdan
Bir tuhaf ülkeydi yaşadığım
Bütün duygularıma yabancı
Yollarında tarih, yapılarında gelenek kokan
Havası sisli, iklimi soğuk, renkleri soğuk
Bastım o yaban ellerinin toprağına
Her adım başına bir sarsıntı oldu
Dağlar koparcasına evrensel depremlerle topraktan
Koptum paramparça dünyalarımla
Maddem bir yana
Ruhum bir başak yana
Dedim ki benim bir tek yurdum var:
Kıbrıs’la birleşmiş TÜRKİYE
Artık ayırmaz kalbimi ondan
Atomu bölen ne kılıç nede deha
Kalbim o ata yurdundan unutulmaz hatıralarla dolu
Haykırdım çığlık çığlığa günler geceler boyu
Anne Anadolu
ANNE ANADOLU

Hani doğduğum o şirin köy
Nerede ömrümün Beşparmak dağları
Nerede benim Girne’m, Lefkoşa’m, Magoa’m
Tüm vatan öksüzlüğünde yorgun argın
Kaç gece bunalımlı düşler içinde belirdi Mersin
Kaç gece Toroslar gönlüme uzandı boylu boyunca
Kaç gece kızakla indim Palandöken’den
Kaç gece yağız atlarla tırmandım Ağrı’ya
Kaç gece ışık ışık, dalga dalga, pul pul
Thames kıyılarında bir uzun gezintide
Kalbimin içinde güldü İstanbul

Bozkırlar boyunca uzardı bir mutlu düşünce
Işık mıydı, toprak mıydı, neydi o
Bir şimşek çaktı mı boşlukta
Bence ATATÜRK’ten bir parçaydı o
Günler bir kuru yaprak gibi düştükçe ömür dalından
Her an kendimi öz yurtta sanırdım
Bir başak dünyaydı o, hem ne garip yönleri vardı
O dev şehrin meydanlarında ATATÜRK’ün
Bir heykelini bile göremeyince
O derin uykuda hıçkırıklarla uyandırdım

Şu sokak sisli, bu yapı paslı, kapkara
Bu şehir başka, burası Londra
Bir batan özleminin sonsuzluğunda
Ömrüm olgunluğa yönelen meyvalarla
Her yemek vakti
Dökülü dökülüverdi porselen tabaklara

Kaç yıl gurbette geçen ömrün zalim saatlerinde
Uzun saniyeleri saydım
Sandım ki her bahar, her yaz
Bir köy düğününde
Ya Mesarya’da, ya Çukurova’daydım
Yürüdüm yıllar boyu düşlerimin ülkesine yaya
İklimle, mevsimle değişti alınyazım
Çorak bozkırlarda başıboş, özgür
Dudaklarım çatladı susuzluktan
Kara toprağa sırtüstü yattım da akşam olunca
Bir elim uzadı Kars’a değin
Bir elim okşadı Edirne’yi
Başım yastık belleyip düştü de Zonguldak’a
Ayaklarım kök saldı Kıbrıs’ta ana toprağa
Benimle güldü, benimle ağladı her şey
Büyüdü kalbim, büyüdü sevincim
Doğuda dadaşım, batıda efem
Kuzeyde Karadenizlim
Güneyde esmer kardeşlim
Türk kardeşim
Türkmen kardeşim

II
Kaç yıl her günün duygulu saatlerinde
Beş bin yıllık zamanı
Bir vatan coğrafyası üstünde tüm yaşadım
Vücudum batıda, ruhum doğuda
Bir yanda öldüm yaşadım
Öte yanda güldüm yaşadım
Tutundum aydınlık sütunlarına gökkubesinin
Hep O’nu düşündüm, her saniye O’nu
Samsun kıyılarında ERGENEKON’u
Sordum o tarih mi? Tarihin gözü? Kulağı? Nesi?..

Aklımda ne Britanya Müzesi
Ne de Britanika Ansiklopedisi
Bir sonsuz düşünceydi o
Sereserpe uzanmış aydınlık toprağa
Kişilerin özgürlüğü, ulusların kardeşliği
Uygar kentlerin mutluluğu, sevinci, neşesi
Bir yaşlı güve yürüdü mü bir tozlu yaprakta
Duydum O’nun kulaklarıyla
Üç bin yıl önce Altaylardan
Ata soluklarıyla uzayan en güzel sesi
Her şey de o vardı, her şeyimde hep o
New York’ta Özgürlük Anıtı, Londra’daBig Ben
Eiffel Kulesi bile Sen Nehrinden önce O’na bakardı
Bir ışık sarardı çepçevre yıldızları
En büyük sevinç, en büyük umut
Osman Türkay (Kıbrıs)
---------------------------------------------------------------------------------------
HALK

Halk tenizdir, halk tolkındır, halk küçdir,
Halk isyandır, halk alevdir, halk öçdir...
Halk kozgalsa küç yokdır kim tohtatsun;
Kuvvet yok kim halk istegin yok etsün.

Halk isyanı saltanı yok kıldı,
Halk istedi, tac ve tahtlar yıkıldı...

Halk istese azad bolsun bu ölke,
Ketsün unın başıdagi kölenke,
Bir kozgalur, bir köpürer, bir kaynar,
Bir intilür, bir havlıkar, bir oynar,

Yoklıknı da, açlıknı da yok eter,
Öz yurtını her nersege tok eter...
Süleyman ÇOLPAN (Özbekistan)
Sözlük:
Tolkın: Dalga
Kozgalsa: Ayaklansa
Kölenke: Gölge
İntilür: Arzular
Havlıkar: Heyecanlanır
Her nersege: Her şeye

_______________________________________________

ÇEVREN

Çevren
Âşıklar simgesi
Ve gerçeğin imgesi

Batıya gölge salar
İnanç diye.
Doğu’ya el uzatır
Kana kana.
Kuzeye tapa tapa
Yüz parçalar
Güneye yumruk atar
Parmak kemirir
Duyguyu alır verir
Can getirir insana
Duyguyu verir alır
Mateme düşürür insanı
Necat Mehmet Duzlu (Irak Türkmeneli)

Kasım 2013