Planlama bir kurum olarak ilk kez 1961 Anayasasına girmiştir.
1961 Anayasası ayrıca Türkiye'de ekonominin karma ekonomik sistem ilkelerine göre yürütüleceğini, bu sistemde kamu ve özel kesimlerin yan yana, birbirlerini tamamlayacak şekilde yer aldığını hükme bağlamıştır. Böylece ekonomik kalkınmada özel kesim, kamu kesimi önceliği tartışmasına son verilmek istenmiştir.
1961 Anayasası hazırlanırken, 1961 yılında çıkarılan bir kanunla Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) kurulmuştur. Kuruluş, kalkınma planlarını hazırlamak ve yürütmekle görevlendirilmiştir.
Böylece 1962'den itibaren Türkiye'de planlı kalkınma dönemi başlamıştır.
Birinci KP 15 yıllık uzun vadeli bir planın ilk halkasını oluşturmaktadır.
Türkiye' de planlama süreci kısa, orta ve uzun vadeli planlarla yürütülmüştür.
Kalkınma planlarının özelliklerini kısaca şöylece sıralayabiliriz:
1962'den sonra uygulamaya konan Beş Yıllık Kalkınma Planları 1930'lu yılların sanayi planlarının aksine dar ölçekli değil, makro planlardır. Ekonominin bütününü kapsamaktadır.
Planda kamu kesiminin iktisadi faaliyetleri doğrudan, özel kesimin iktisadi faaliyetleri ise dolaylı olarak planlanmıştır.
Bu amaçla, destekleme fiyatları, seçici, ayrıcalıklı kredi uygulamaları, prim verilmesi gibi özendirme tedbirleri veya artan oranda vergilendirme, masrafa katılmaya zorlama vb. gibi caydırma tedbirleri uygulamaya konmuştur.
Özel kesim faaliyetleri bağlamında devlet “emredici”, “yol gösterici” ve “özendirici” olmuştur…
1961 Anayasası ayrıca Türkiye'de ekonominin karma ekonomik sistem ilkelerine göre yürütüleceğini, bu sistemde kamu ve özel kesimlerin yan yana, birbirlerini tamamlayacak şekilde yer aldığını hükme bağlamıştır. Böylece ekonomik kalkınmada özel kesim, kamu kesimi önceliği tartışmasına son verilmek istenmiştir.
1961 Anayasası hazırlanırken, 1961 yılında çıkarılan bir kanunla Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) kurulmuştur. Kuruluş, kalkınma planlarını hazırlamak ve yürütmekle görevlendirilmiştir.
Böylece 1962'den itibaren Türkiye'de planlı kalkınma dönemi başlamıştır.
Birinci KP 15 yıllık uzun vadeli bir planın ilk halkasını oluşturmaktadır.
Türkiye' de planlama süreci kısa, orta ve uzun vadeli planlarla yürütülmüştür.
Kalkınma planlarının özelliklerini kısaca şöylece sıralayabiliriz:
1962'den sonra uygulamaya konan Beş Yıllık Kalkınma Planları 1930'lu yılların sanayi planlarının aksine dar ölçekli değil, makro planlardır. Ekonominin bütününü kapsamaktadır.
Planda kamu kesiminin iktisadi faaliyetleri doğrudan, özel kesimin iktisadi faaliyetleri ise dolaylı olarak planlanmıştır.
Bu amaçla, destekleme fiyatları, seçici, ayrıcalıklı kredi uygulamaları, prim verilmesi gibi özendirme tedbirleri veya artan oranda vergilendirme, masrafa katılmaya zorlama vb. gibi caydırma tedbirleri uygulamaya konmuştur.
Özel kesim faaliyetleri bağlamında devlet “emredici”, “yol gösterici” ve “özendirici” olmuştur…
Kalkınma planları ekonomik kalkınmanın kısa, orta ve uzun dönemli aşamalarını planlamayı amaçlamıştır. Planlarda belirli bir yıllık büyüme hızına ulaşma temel amaçtır.
Kalkınma planlarında ekonomik ve toplumsal yapı veri alınmıştır. Yalnız Üçüncü KP'nda öngörülen hedefler için reform niteliğinde bazı yapısal değişikliklerin gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Bunlar arasında toprak reformu, vergi reformu, eğitim reformu, KİT'nin yeniden organizasyonu sayılabilir.
Tüm Kalkınma planlarında sanayileşmeye öncelik verilmiştir. Sanayileşme gelişmeyle özdeş sayılmaktadır. Doğal olarak planların stratejileri de bu doğrultuda belirlenmiştir.
Kalkınma planları teknik ve metodolojik özellikleri, gelişme anlayışları ile benzer özellikler taşımaktadırlar.
Her plan hazırlandığı dönemin özelliklerini ve hazırlayan siyasi kadronun eğilimlerini yansıtmaktadır.
Birinci K.P. döneminde dayanıklı tüketim mallarının ithal ikamesi amaçlanmıştır.
Fakat daha Birinci K.P. döneminden başlayarak sanayileşme sürecinde kamu kesimi ve özel kesim arasında bir işbölümüne ve bütünleşmeye gidildi.
Türkiye'de Dördüncü K.P.'nda sınaî mallar ihracatının arttırılması üzerinde durulmuştur.
Planlı dönemin yıldız politikacısı Süleyman Demirel’dir. Türkiye özellikle onun iktidar olduğu 1965-1971 döneminde, sanayi, ulaşım, altyapı, enerji ve eğitim alanlarında, kabuk değiştirerek tam anlamıyla çağ atlamıştır. Demirel’in “Türkiye’ye bir Türkiye daha kattık” sözü ve hedefi yerini bulmuştur.
Ben 1968 kuşağındanım, bizim kuşak, çocukluğunda orda çağ koşullarını yaşadı, köylerimizde gaz lambası lükstü, suyu ve yolu olan köy sayısı sınırlıydı, halk yamalı elbise ve çorap giyiyordu. 1961 ve 62 yıllarında Türkiye’ye ABD’den buğday yardımı geliyordu TMO tarafından halka ve köylüye dağıtılıyordu. Türkiye buğdayda üretim sıçraması Demirel’le yapmıştır. Meksika ve SSCB’den tohumluk buğday getirtilmiş, sulama amaçlı barajların sayısı çoğaltılmış, böylece buğdayda dışa bağımlı olmaktan kurtulmuşuzdur.
%5 Enflasyon ve %7 kalkınma hızı, Demirel’in tek başına kurduğu hükümetlerin hedefi olmuş ve bu başarılmıştı.
Evet.. Demirel, DPT ve Planlı Ekonomi… Nereden nereye gelindiği, başarı ortada… Bir de bugüne bakınız: Bugün DPT yok hükmünde, DPT’nin işlevleri ve amaçları, o ucube “Kalkınma Ajansları”na devredilmiş durumda… Ve geldiğimiz yer de belli işte…
Sonsuz rahmetler diliyorum Çoban Sülü’ye, onu çok arayacak bu ülke…
Türkiye'de Dördüncü K.P.'nda sınaî mallar ihracatının arttırılması üzerinde durulmuştur.
Planlı dönemin yıldız politikacısı Süleyman Demirel’dir. Türkiye özellikle onun iktidar olduğu 1965-1971 döneminde, sanayi, ulaşım, altyapı, enerji ve eğitim alanlarında, kabuk değiştirerek tam anlamıyla çağ atlamıştır. Demirel’in “Türkiye’ye bir Türkiye daha kattık” sözü ve hedefi yerini bulmuştur.
Ben 1968 kuşağındanım, bizim kuşak, çocukluğunda orda çağ koşullarını yaşadı, köylerimizde gaz lambası lükstü, suyu ve yolu olan köy sayısı sınırlıydı, halk yamalı elbise ve çorap giyiyordu. 1961 ve 62 yıllarında Türkiye’ye ABD’den buğday yardımı geliyordu TMO tarafından halka ve köylüye dağıtılıyordu. Türkiye buğdayda üretim sıçraması Demirel’le yapmıştır. Meksika ve SSCB’den tohumluk buğday getirtilmiş, sulama amaçlı barajların sayısı çoğaltılmış, böylece buğdayda dışa bağımlı olmaktan kurtulmuşuzdur.
%5 Enflasyon ve %7 kalkınma hızı, Demirel’in tek başına kurduğu hükümetlerin hedefi olmuş ve bu başarılmıştı.
Evet.. Demirel, DPT ve Planlı Ekonomi… Nereden nereye gelindiği, başarı ortada… Bir de bugüne bakınız: Bugün DPT yok hükmünde, DPT’nin işlevleri ve amaçları, o ucube “Kalkınma Ajansları”na devredilmiş durumda… Ve geldiğimiz yer de belli işte…
Sonsuz rahmetler diliyorum Çoban Sülü’ye, onu çok arayacak bu ülke…