Bir habercinin, muhabirin, daha dar anlamıyla bir gazetecinin olaylara ve insanlara bakışı nesneldir, sorgulayıcıdır, çelişki yakalayıcıdır, yerine göre de ironiktir.
Bir yazarın, şairin bakışında da bunlar vardır, ama fazlası da vardır, fazlası yorumdur, özgürlüktür, imgedir, sanatsallıktır, kurmacalıktır.
Bir ressamın bakışında ise, yazarın bakışında olanlara ek olarak görsellik vardır.
Nuran Müftüoğlu Güler, bu bakışların gazetecilik yanı dışındakilere yetenekli ve birikimlidir. Çünkü şair ve ressamdır.
Nuran Hanımefendi’nin Kora Yayınları arasında çıkan son şiir kitabının adı “Maviydi, Suydu, Buğuydu”. Kitap 146 sayfa, bir şiir kitabı için oldukça büyük bir rakam, şairimiz üretkenliğine vermek gerek bu durumu.
Sosyal medyada da dillendirdim, bu kitabın kapağı son yıllarda gördüğüm en şık ve çekici kapaklardan biri.
Nuran Hanımefendi’nin hemen en başta bir olumlu özelliğini ve Türk Diline katkısını açıklayıp vurgulayayım: Şiirlerinde pek çok yeni sözcük kullanıyor ve bunların çoğu kendi türettiği sözcükler. Şair ve yazarlar bunu hep yapmalılar, yeni sözcükler onların yapıtları aracılığıyla dolaşıma girer tutunurlar, can bulurlar. Şairimizin kullandığı, türettiği yeni sözcükleri bir sıralayayım: “Sürem, aldangaç, vergin, alkım, yeringen, seçi, ivedileyen, yaklaşı, kıygı, özgüsü, alışkı, yakışlık, ırasın, bozrak.”
Şiirlere gelelim ve önce “kuzuların süt içmeye uyanması”na bir bakalım, böyle bir görüntü ne denli özel, iç açan, yürek yumuşatan, sevgi selleri uyandıran bir durumdur. Bu dizenin geçtiği “Gülümse” adlı şiirin tümünü yazarsam, meramımı daha iyi anlatabileceğim:
“yenile gülümsemeni sevdiceğim/akşam gökyüzü aylasın/çiçek açsın sardunyam balkonumda/düşlerimde ırmaklarım çağlasın…
yenile gülümsemeni sevdiceğim/kuzular uykudan süt içmeye uyansın/gözlerinden yüreğime uçuşsun kuşlar/karanlıklar ırasın
sen yenile gülümsemeni ki/ilkyazların uzasın…”
Ve imgeli, çağrışımlı söyleyişler, ustaca ve özüne özgüler:
“Üstü açık yalnızlığıma”
“Senden kalan her şeye can vermeyi öğrendim.”
“Ağaç kiracıları, saçak şarkıcıları”
“Siz ırmağın dilini bilir misiniz/ o sözcüklerini yıkayarak/oluşturur tümcelerini”
Nuran Müftüoğlu Güler, Bayburtludur, yerdeşimdir. Bayburt özlemini bu kitabında dile getirmiş, o şiirden bana gelenleri paylaşayım: “Ilık tarhun rüzgarları” değdi yüzüme, “tuzlu pahar suyu” değdi dudaklarıma, “Çoruhun sesine açılan odalara” açıldım. Bana yeter!
Ve “ışık yüzlü bir şaman süzüldü” Baksılar coğrafyasından, yani Bayburt’tan…
Bu kitaptaki şiirlerin çoğunun izleği geçmişe özlem, yalnızlık, umut dileği… Şiir işçiliğine önem veriyor, özeniyor şairimiz; iletileri öncelemiyor, bu da olumlu bir durum bence.
Evet kutlu olsun, nice şiirler ve kitaplara, ama bundan sonraki kitapta resimlere de yer olsun Hanımefendi.