O fesli tarihçi bozuntusu ile Türkiye'ye dinden geçinmeyi ve siyasi oynaklığı sokan o bir zamanların Prof. unvanlı "nefesi kuvvetli" hoca-siyasetçisi, Lozan Antlaşması'nı karalamak için hep Türk Yahudisi Hayim Nahum'u gündeme getirirler. "Lozan'da Hayim Nahum Doktrini kabul edilmiştir" bunlara bakılırsa...
Bu sözlere sorgulamasız inanan çok kimse var bu ülkede...Prof. Dr. M. Kemal Öke'nin "Siyonizm ve Filistin Sorunu/1880-1923" adlı çok değerli bir araştırma-inceleme yapıtı var. Tam 432 sayfa. Yeni baskısı 2011 yılında Kırmızı Kedi Yayınları'nca yapıldı. Bu kitapta Hayim Nahum'a dair her türlü bilgi var. O bilgileri özetleyerek sizlere aktarmaya çalışacağım bu yazımda.
Hayim Nahum, Mütareke döneminde Türkiye Hahambaşısı'dır. Sadrazam İzzet Paşa, Mondros Mütarekesi arifesinde Nahum'u Amerika nezdinde girişimler yapmak ve İtilafçı devletlerle arayı bulmak üzere yurt dışına göndermek ister, tereddütlü olduğu görülünce, talep bu kez de Padişah Vahdettin tarafından yapılacaktır. Gider Nahum apar-topar ve Musevi cemaatinden habersiz gittiği için tepki doğurur bu seyahati (bu tepkilerin yoğunlaşması üzerine 1920 yılında istifa edecektir). Nahum'un önceki yıllarda Siyonizmi destekleyen girişimleri de olmuştur, ancak şimdi farklı bir çizgidedir. Filistin'in İsviçre gibi kantonlara bölünmesini ve bu kantonlardan birinin de Türklere ait olması gerektiğini savunmaktadır. Nahum, Anadolu'da Mustafa Kemal Paşa önderliğinde yeni yeni başlayan Millî Hareket'e de kayıtsız değildir, desteklemektedir ve bu desteğini Fransızlara açıklamaktadır. Ona göre Mustafa Kemal Paşa ne macera peşinde koşan biridir ne de âsidir, bağnaz ise hiç değildir.
İstifanın ardından ülkeyi terk eden Hayim Nahum, Paris'te kalır ve ABD'ye gider iki kez. Bu süre içinde Türkiye lehine konferanslar verir, kamuoyu oluşturur, yabancı devletler nezdinde girişimlerde bulunur. 23 Temmuz 1922 günü tekrar İstanbul'a döner. Gazeteciler "Şimdi ne yapacağını" sorarlar, "Anadolu'ya gideceğim" der. Sonra Kurtuluş... İzmir'e Türk Ordusu'nun girişini Museviler de sevinçle karşılarlar ve bayram ederler adeta.
Ve Lozan Barış görüşmeleri... Lozan'a giden Türk Heyeti şerefine 10 Aralık günü bir ziyafet verir, içinde Türk Musevilerinin de bulunduğu Yahudi Topluluğu. Yemeğe İsviçre'nin ileri gelenleri de davetlidir. Hayim Nahum Efendi de oradadır ve bir konuşma yaparak "Türkiye'nin onları evlatlığa kabul ettiğini, 1492 yılından bu yana her türlü hak ve özgürlüklere sahip olarak yaşadıklarını" ifade eder. İsmet Paşa da cevabi bir konuşma yapar, Türklerle Museviler arasında öteden beri bir dostluk ve yakınlık bulunduğunu, Türkiye'de yaşamak isteyen tüm etnik ve dinsel unsurların Musevi cemaatini örnek almaları gerektiğini söyler.
Gelelim o Feslinin Nahum hakkındaki iddialarına, Fesli'ye bakılırsa Nahum, Büyük güçlerin talepleri doğrultusunda (bunların başında da Hilafetin kaldırılması gelmektedir) ödün koparmak için oradadır. M. Kemal Öke, bu konuda şunu söylüyor: "Bu konuda taradığımız tüm arşivlerde herhangi bir belge bulamadığımızı kaydetmek isteriz."
Belge yok... İftira var, sahtekârlık var... Kendileri deyip kendileri inanıyorlar, herkesin inanmasını istiyorlar, bir de din karıştırıyorlar işe...