GÖBEK BAĞININ OKUMUŞLUKLA, CAMİYLE İLGİSİ VE ŞALLA DİL BÜKME

“Okumuş olsun diye çocuğun düşen göbek bağı camiye bırakılır.”

“Yeni doğan çocuğa altıncı ayına kadar su içirilmez. Altıncı ayın sonunda ağzına Kur’an-ı Kerim sürülerek okumuş birisi tarafından ilk su içirilir ki, büyüyünce okumuş olsun.”

“Hocalar Kur’an okumak öğretirken çocukların dillerinin okumaya alışması için şal parçası ile bükerler.” (1)

1961 yılında babamın görevi dolayısıyla Erzurum Tortum'da idik. Ortaokul birinci sınıftaydım. İşte o zaman Tortum'un bir köyünde öğretmen olan Mehmet Kardeş, yukarıda kaynak olarak gösterdiğim bu kitabı yayınladı. Herkes aldı, babam da alıp eve getirdi, ben de okudum. Babam bir de şehir kulübünde bu kitapla ilgili bir olayı anlattı. Bizim din dersi öğretmenimiz Cemal Bey, bu kitabın yazarı Mehmet Kardeş'i görünce "Ulan sen sızma komünistsin" demiş.

Yukarıdaki inançlar Tortum köylerinde bugün de var mıdır? Sanmam. Nerelerden geliyor toplumumuz, bunu anlatmak için yaptım bu alıntıları. Kaldı ki Tortum’un halkı bugün de bugünün saplantı ve safsatalarına inanıyor; tarikat, cemaat ve hoca milleti ne dese ona inanıyor.

DONSUZ GEZEN HALEPLİ ABDÜRRAHİM VE SURİYELİ SIĞINMACILAR

Öyküyü “Gerçekler Fıkralar, Ağlayalım Gülelim” adlı kitaptan okuduk. Yazarı Vedat Durusel.

Osmanlı devrinde Halep bizimken, bir Abdürrahim Efendi varmış orada, entari ile gezermiş ve asla don giymezmiş. Sokakta gezerken rüzgârlı havalarda entari yukarı kalkarmış ve Abdürrahim Efendi’nin edep yerleri görünürmüş.

Sonunda bu edebe aykırı durumlar nedeniyle hakkında dava açılmış, kadının huzuruna çıkarılmış: Kadı kimlik tespiti yapmış ve sormuş kaç karısı, kaç çocuğu olduğunu.

3 karısı, birkaç cariyesi 25 çocuğu varmış.

Kadı sormuş “25 öyle mi, gene olacak mı?”

Olacakmış, karıları ve cariyelerinden hamile olanlar varmış ve 25 çocuk daha yolda geliyormuş.

Kadı bu durumu öğrenince hemen kararını yazdırmış:

“Abdürrahim Efendi’nin don giymeye zaman ve fırsatı bulunmadığından, bu makul mazeretine binaen beraatine.”

Sözü tam burada ülkemizde yaşayan ve hızla çoğalan Suriyeli sığınmacılara getireceğiz. Onların da ataları Abdürrahim Efendi gibi don giymeye zamanları yok veeee onları ülkemize ensar-muhacir saçmalığı ile dolduran AKP’ye göre de bu don giymeme makul bir mazeret olabilir…     

1) Mehmet Kardeş-Tortum’da Halk İnanmaları Adetler, Taşlamalar