“Eski Yurt” isimli bir eski kitap… Tercüman 1001 Temel Eser dizisinden çıkmış, yazarı Gabriel Bonvalot. Bonvalot, bir Orta Asya uzmanı, Türk illerini gezmiş ve bunları kaleme almış.

Okumuşum yıllar önce not almışım, aldığım not kitabın arasında öylece duruyormuş, tesadüfen gördüm. Bu yazının konusu da, kitaptan not aldığım o bölüm.

Bir Tatar Hacı, bu öyküyü Bonvalot’a anlatmış. Bir Buharalı eşeğe binmiş “Karşi” yönüne doğru gidiyor. Birden bulutlar çoğalıyor, bardaktan boşanırcasına yağmur başlıyor.

Netsin Tatar Hacı, en yakın köye giriyor ve bir kapıyı çalıyor. Bir adam açıyor kapıyı, fakat Tatar Hacı’yı içeri almak istemiyor, nedeni içeride eşi doğum yapıyormuş.

“Seninle uğraşamam şimdi, eşimin durumu kritik” diyor.

Tatar Hacı, hemen pratik bir çare düşünüyor, diyor ki adama:

“Bak, ben bir tılsım yazayım, eşinin doğumu çok kolay olur, ancak izin ver içeri gireyim, kâğıt kalemimi çıkarıp, yazayım tılsımı…”

Tılsımı duyunca kapı açılıyor ardına tek. Hatta eşeği bile ahıra alınıp önüne yem konuyor.

Vee Tatar Hacı, keyiften dört köşe olarak şu satırları karalayıp ev sahibine veriyor: “Ben kuru yerdeyim, eşeğimin de otu var, ev sahibinin karısı doğmuş, doğmamış bana ne?”

Ev sahibi bu tılsımım hemen alıp götürüp eşinin boyuna asmış.

O gün öyle de bugün farklı mı? Değil. Televizyonlarda görüyorsunuz hoca milletinin halini. Bilmedikleri şey yok, her konuda uzmanlar. Halk da tüm sorunlarını onlara soruyor. Ailevi sorunlar, psikolojik sorunlar, parasal sorunlar…

Hocaların hepsine “tılsım”ları hazır. Tılsım toplumu olup çıktık…

99 yaşında sünnet olmuş Hz.İbrahim, hem de keserle

“23-İbrahim evindeki bütün erkekleri –oğlu İsmail'i, evinde doğanların, satın aldığı uşakların hepsini– Tanrı'nın kendisine buyurduğu gibi o gün sünnet ettirdi. 24-İbrahim sünnet olduğunda doksan dokuz yaşındaydı. 25-Oğlu İsmail on üç yaşında sünnet oldu. 26-İbrahim, oğlu İsmail'le aynı gün sünnet edildi.”

Tevrat'ta böyle deniyor, gelelim İslamî kaynaklara:

İslami kaynakların tamamı hadis. İşte onlar:

İbrahim Aleyhisselâm, seksenini aştıktan sonra, Kadum veya Kaddum ile (Buhari­ Sahih c.7,s.143­144, Edebülmüfred s.321, İbn.Asâkir­-Tarih c.2, s.148.) sünnet olmuş, bundan sonra da, seksen yıl daha yaşamıştır.
İbrahim Aleyhisselâm, ilk sünnet olan insandı. ( Abdurrezzak­ – Musannef c.2,s.175, İbn.Ebî­-Şeybe­-Musannef c.11,s.522, Buharî­Edebülmüfred s.322)

İmanını tamamlamasının, cesedinden bir parça etini kesip atması, yâni Sünnet olması ile gerçekleşeceği vahy edilince ( Abdurrezzak­ – Musannef c.2,s.175, İbn.Ebî­-Şeybe­-Musannef c.11,s.522, Buharî­Edebülmüfred s.322), kendisini, hemen Kaddum (keser) ile sünnet etmiş, ağrının şiddetine dayanamayınca da, Allâha yalvarmıştı.
Yüce Allah:

“Biz, sana, Sünnet âletini beyan etmeden önce, sen, acele ettin!” diye Vahy buyurmuştu.
İbrahim Aleyhisselâm da:

“Yâ Rab! Emrini, geciktirmek istemedim” demişti. (İbn.Asâkir­-Tarih c.2,s.148,149, İbn.Hacer-­Fethulbarî c.10,s.288.)

Evet dileyen bu sünnet ve yaş işine sorgulamadan, olduğu gibi inanır, dileyen de benim gibi gülüp geçer… Biz yazdık, aktardık…