Önce, verilen sözlerin sonucunu bekliyor.
Yıllardır arkasını sıvazlayanlardan, Bayburt’a dönük olumlu girişimlerinin yolunu gözlüyor.
Hani seçim meydanlarında Bayburt’un mertliğinden söz edenler var ya!
İşte Bayburt onlara sesleniyor.
*
Bayburt diyor ki “Ben mertliğimi gösterdim; sıra sende!”
Bakalım ne kadar mertsin?
*
Eğer mertsen;
Çoruh’u kara zından duvarlarından kurtarırsın.
Çoruh, Bayburtlunun cıbıl ayaklarına hasret kaldı.
Bu hasreti dindirirsin...
*
Kale’yi, yaşına uygun, saygı duyulan bir eser olarak canlandırırsın.
Çinimaçin’i görkemli günlerindeki çekiciliğine kavuşturursun.
Oradaki mezbeleliğin utancından Bayburt’u kurtarırsın.
*
Koruk’u kurtaramasan bile –onun ayıbını taşıyanlar bu ağır yükle yaşayacak, anılacaklardır- yeni Koruklar yaparsın.
Çilçil ve ötesine kol atan acımasız, vahşi betonlaşmaya set çekersin.
*
İmaret’teki, Şehitosman’daki konutlaşmaya “Dur!” dersin.
*
Cumhuriyet Caddesi’ni adına yakışır duruma getirirsin.
İki yanına sıralanmış rant yapılarını ne eder eder hizaya sokarsın...
Kale’yi perdeleyen tüm yapıları hizaya sokmanın yollarını ararsın.
*
Kent merkezindeki denetimsiz imarlaşmayı düzeltmeye çalışırsın.
Sokakları, kaldırımları yaşanır, yürür hale getirirsin...
*
Kısacası Bayburt, sözünün eri olanları, iş yapanları istiyor; çünkü verilen sözlerin masallaşmasından gına getirdi!
(Bir şey daha; Bayburt, “İkinci vekilinin –Bayburt’u gözardı eden- demiryoluna ilişkin girişimini” de hafızasına kaydetti.)
*
Çok şey mi istiyor Bayburt? Haklı değil mi?
Yıllardır Bayburtluların söyleyemediğini, söyleyip de sonucunu izleyemediğini şimdi Bayburt’un kendisi söylüyor.
*
Bayburtlu unutabilir ama Bayburt unutmaz.
Bayburt unutsaydı, bilinen 3 bin yıllık varlığını sürdüremezdi.
Benden söylemesi; Bayburt –şimdilik-dizlerinin üstünde doğruluyor ve de doğrulmalı, doğrulacak!