Anadolu Tarihi, evliyalar ve eşkıyalar tarihidir esas olarak… Halkımız da bu iki toplumsal olguya meyil vermiş, onlardan ummuş, onlara değgin nice menkıbeler düzmüştür.

Soyadı gibi ünlü olan romancımız Yılmaz Ünlü, son romanı “Yetimoğlu Hekim”de (Berfin Yayınları) bir eşkıyayı öykülüyor. Adı İbo, Yetimoğlu İbo, eşkıya olma öyküsü sıradan, bilindik. Haksızlığa uğruyor, vuruyor, ver elini dağlar. “Dağlar” sözün gelişi, bu eşkıya, Fatsa-Ünye-Niksar üçgeninde, özellikle de Niksar köylerini mesken tutuyor, hatta Niksar’ın bir Rum köyünde bir malikane satın alıyor çetesi için ve kendisine de bir ev yaptırıyor, Karslı bir Ermeni ustanın yaptığı, çok özel bir bina.

Ve Narin’i var bu eşkıyanın, sevdiği… Narin diye yanıyor, Narin de ona ama kavuşamıyorlar.

Yetimoğlu; hak bilmez, gözü doymaz ağalar, zalimler, gasıplar, ırz düşmanları ile mücadele ediyor, varsıldan alıp yoksula veriyor. Bu da onu halkın gözünde büyütüyor.

İyi de bu eşkıya öyküsünün nesi ilginç? diye soracak olursanız, derim ki eşkıya Yetimoğlu’nun arkadaşı Agis, ilginç kılıyor bu romanı. Agis, Rum, çok okuyan bir Rum, bu romanın anlatıcısı da o. Arkadaş aşkına giriyor çeteye, silah almıyor eline, akıl veriyor ve bir de felsefe yapıyor, okuduğu yapıtlardan yaptığı çıkarımlarla olayları yorumluyor, yaşam dersleri veriyor. Ve tarih dersleri, özgün ve özel.

Yılmaz Ünlü, anlatım ustalığının doruğuna çıkmış bu romanda; akıcı, sürükleyici… Gereksiz betimlemeler hiç yok. Bu da beni çok mutlu etti. Birkaç kez yazdım, günümüzde belgeseller var, romanda uzun uzadıya doğa betimlemeleri yapmaya gerek yoktur.

O yılların ve o yörelerin geçim ve özellikle de üretim durumu da bu romanda yer alıyor önemli bir öge olarak. Sonradan getirilip yerleştirilen zorba Gürcüler dışındaki Gayrı Türk unsurlar o yıllarda fabrika ve imalathaneler kurmuşlar oralara. Ya Türkler? Onlar bildiğin gibi: Kara düzen, kara yazgı, öylece devam…

Ünlü’nün bu romanını okuyunuz mutlaka, derim.

MARX’IN ŞİİRLERİNDE TANRI

Sub Yayınları, Karl Marx’ın şiirlerini kitap olarak yayımlamış. Adı: Balladlar, Şarkılar, Ağıtlar, Şiirler&Hegel Üzerine Epigramlar.

Marx’ın güçlü bir şair olduğunu çok kimse bilmez ülkemizde. Ama onun, şiirlerinde Tanrı’nın olduğu da pek bilinmez. Ben bu kitaptan Tanrı’lı dizeler sunacağım Marx’tan. Yorumu ise siz değerli okurlara bırakacağım.

Hadi bakalım:

Kemancı, hışımla kendini paralarsın
Hünerini yüce Tanrı’dan almışsın
Başkalarını büyülüyesin ezgilerinle
Gökte raks eden yıldızlara ulaşasın diye
*** 
İçi derin düşüncelerle ağır
Aklını başına almaya çalışır
Uçarken yükseğe, daha da yükseklere
Bakar göğe gururlu bir edayla
Cesurca, Tanrı’nın simasına
Ve şunu duyar sirenler sesinde
*** 
Ne atan bir kalbiniz var göğsünüzde
Ne yaşamın sıcaklığı var teninizde
Ne de ruhunuz vardır özgürce uçan
Benim ise Tanrılar kalbimdedir
Hepsine de boynum kıldan incedir
*** 
Kim derse nazik bir ilgiyle
“Tanrı ona acısın”
Ona duacıyım minnetle
“Fırtına hanesine uğramasın”
*** 
Tanrı’ya dua etmeliyiz
Sonsuz dualar söylemeli
Yükselen zafer ilahilerimiz
Artık ne zevk ne acı bilmeli
*** 
Ama mahvediyorum mahkemeyi
Avaz avaz ilahiler söyleyerek
Yüce Tanrı duyuyor sesimi
Yakasının üstünde kıpkırmızı kesilerek