'Yaptım' demek kolay; önemli olan 'yapacağım' diyebilmek… “Yapacağım…”  diyenin inandırıcı olması daha da önemli. Hep yaptıklarından söz edenin geçmişindeki olumsuzlukları bilinenlere Bayburtlular, “Hoca ey ohirsen, ohirsen de uşahğölir..!” der!

'Yaptım' demek kolay; önemli olan 'yapacağım' diyebilmek… “Yapacağım…”  diyenin inandırıcı olması daha da önemli. Hep yaptıklarından söz edenin geçmişindeki olumsuzlukları bilinenlere Bayburtlular, “Hoca ey ohirsen, ohirsen de uşahğölir..!” der!

Bayburt’umuzun da okuduğuyla yaşatan “hoca”lara gereksinimi var… Bayburt’la ilgili konuşan herkes “nefesi kuvvetli hoca” sanki… Bu kadar “hoca”nın olduğu yerde niye “uşahğlarölir”i sorgulamak gerekmez mi?

-Sormak gerekmez mi?- “Bayburt, niye 1 milletvekili çıkaran il” durumuna düştü? Aradaki yüzlerle ifade edilen nüfus eksikliği niye görülmedi? Kim ya da hangi kurumlar görüp önlem almalıydı?

*

Ordu “Büyükşehir” oldu. Nasıl gerçekleştiğini irdelersek, aymazlığımız daha iyi anlaşılır. Bakın Ordu Milletvekili TBMM’de ne diyor: “Avrupa'da çok sayıda Ordulu yaşıyor. Japonya ve Avustralya en çok Ordu ilinden Türk'ün bulunuyor. 600 bin Ordulu, İstanbul'da yaşıyor. Yani Ordu'nun nüfusu 1,5 milyondur, bu sayı ile zaten büyükşehir olma hakkını elde etmiştir.”  Kendince haklı ve yöresinin haklarını savunuyor. Bu mantık Bayburt için geçerli değil mi? Bayburt nüfusunun en az 3 katı dışarda değil mi? 2013’e değin nüfusu azalan Ordu’da nasıl oluyorsa 2013’te nüfus patlaması oluyor(!). Milletvekili sayıları belirlenirken, uyarılsaydı Bayburt’ta da nüfus patlaması(!) olmaz mıydı?

*

-Sormak gerekmez mi?- “Ta Osmanlı döneminden beri, cumhuriyetin 1970 yıllarının sonuna değin gündemde olan Erzincan-Bayburt-Trabzon demiryolu güzergâhı günümüzde neden “Bayburt’suz” plânlanıyor?” Bu değişikliği kimler ya da hangi kurumlar görmeliydi? Bu konuda bilimsel araştırmalar yapan bilim adamlarının çalışmaları yeterince desteklendi mi? Ankara bürokrasisi ve TBMM’nin gündeminde yeterince yer aldı mı? 

-Sormak gerekmez mi?- “Dağı-ovası her akşam ve her sabah koyun-kuzu melemesiyle şenlenen köylerimiz niye sessizliğe bürünmüş?” Yıllardır bu olumsuzluğun gelişmesini izleyip de sadece “ohimak” ile yetinenler kimler, hangi kurumlardır?

*

Son yıllarda özellikle yurt dışından dönen Bayburtlular'ın girişimleriyle olumlu gelişmeler var. Umarım devlet desteği ve bilimsel yönlendirmelerle bu sorun çözüm aşamasına girecek.

*

-Sormak gerekmez mi?- “Bayburt, hoyrat betonlaşma”nın kucağına niye teslim oldu? Yıllardır süren bu acımasız tutum sonunda Kale’yi, Şehit Osman’ı, İmaret’i görüntü kirliliğine kimler kurban etti? Güzelim Koruk nasıl betonlaştı?

*

Kale, Şehit Osman ve İmaret kurtulma aşamasına girdi. Yanlıştan dönüldü. Şehit Osman’da binalaşma, İmaret’te yeni düzenlemeler ve Kale’de yenileme çalışmaları Bayburtlu'yu mutlu ediyor. Umarım kısa zamanda tamamlanır. En önemlisi de öteki olumsuzlukların giderilmesinde örnek oluşturur.

*

-Sormak gerekmez mi?- Bayburt’umuz neden “meydansız kent” oldu? Neden “caddeleri sokağa”, “sokakları aralığa” dönüştü? Bunun sorumluları kim ya da hangi kurumlardır?

-Sormak gerekmez mi?- “Taş, toprak zenginliğimiz” yıllarca niye görmezden gelindi? Bayburt’un önderleri niye sorumluluk üstlenmedi? Ufak tefek de olsa gerçekleştirilen girişimler niye sonuçsuz kaldı?

-Sormak gerekmez mi?- “Kentimizin temel sorunu göçün oluşmasına neden olan etmenler” bilimsel olarak araştırılmadıysa, çözümler önerilip üretilmediyse hangi kurumlar sorumludur?

-Sormak gerekmez mi?- Tüm bu sorunların çözümüne sıradan Bayburtlu'nun katılımı niye sağlanmadı? Yıllardır niye yönetenlerin, önderlerin dedikleriyle, yaptıklarıyla yetinildi? Sıradan Bayburtlular'ın örgütlenip sorunlarına sahip çıkması niye sağlanmadı/sağlanmak istenmedi?

***

Bayburt sorun yumaklarıyla boğuşuyor. Dünyada ve ülkemizdeki sosyal, kültürel, ekonomik gelişmelere uyum sağlamakta zorlanıyor her kent gibi. Sorunları çözüme ulaştıracak, “okuduklarıyla ‘uşağh’ı yaşatacak ‘nefesi kuvvetli’ hocalar”a gereksiniyor Bayburt ve Bayburtlu. En önemlisi de yukarıdaki soruları bilinçli olarak sorup, sorgulayan; her türlü aidiyetten arınmış; sorunların çözümlemesini yapıp sonuçlarını izleyip değerlendiren Bayburtlular istiyor kentimiz.

Kişi ve kurumların yaptıkları ortada, görünüyor. Yapanlar, gerçekleştirenler sağ olsunlar... Ama Bayburt için yapılması gerekenleri yapmayanları da sorgulamak gerekmez mi? Daha da önemlisi,yapılanların anlatılması yerine “nelerin plânlandığı, nelerin yapılacağı”nı anlatmak değil midir? Yapılması düşünülenler anlatılsın ki Bayburtlu izleyip, değerlendirsin. “Uşağh”ın nasıl kurtulacağını öğrensin. Kendisinin katkısının ne olabileceğini düşünsün!

Mart 2013