Süleyman Demirel’i kaybettik. Allah rahmet eylesin, milletimizin ve sevenlerinin başı sağolsun.
Kendisini Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nü bitirip Devlet Planlama Teşkilatı’nda çalışmaya başlayınca yakından tanıma imkânı bulmuştum.
Daha sonraları, merhum Demirel 1975 yılında beni Ticaret Bakanlığı Müsteşarlığı’na getirdi. O günkü Ticaret Bakanlığı dev gibi bir Bakanlıktı. İç ve Dış Ticaret Teşkilatı, TARİŞ başta olmak üzere bütün birlikler ile Ziraat Bankası ve Halk Bankası bu Bakanlığa bağlıydı. Odalar Birliği yan kuruluştu. Bu görevde de kendisiyle yakın mesai imkânını buldum.
Merhum Demirel’in şahsiyet çizgileri sabır, hoşgörü, dikkat, fikri takip, soğukkanlı ve dengeli bir tutum içerisinde olmak, vefa ve müthiş bir rakam hafızası ile şekillenmişti. Demirel tenkide çok açıktı. Kızmaz, sinirlenmez daha doğrusu sinirlerini müthiş bir biçimde frenler, dinler ve cevap verirdi. Bir gazetede kendisi ile ilgili haber çıktığı zaman o haberin muhabirini, sorumlu yazı işleri müdürünü arar teşekkür ederdi. Karikatürünü çizenlerin hepsine iltifat ve teşekkür eden bir takipçi zihniyetin sahibiydi.
Denge unsuruydu
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nden politik hayata giren bu genç adamın unvanı “Barajlar Kralı” ydı. Demirel Meclis kürsüsüne sade, dikkatli, matematik mantığından süzülmüş bir hitabeti taşıdı. Sonraki yıllar Adalet Partisi Genel Başkanı Demirel’in siyasi zafer yıllarıdır. Girdiği her seçimde halkın büyük oyunu alarak Adalet Partisi’ni iktidara taşımıştır. Doğu ve Batı dünyası arasında akıllı ve dikkatli bir denge kurmayı başaran Demirel, Ereğli Demir Çelik Fabrikası’nı Batı sermayesi ve onun verdiği kredilerle yapmayı, İskenderun Demir ve Çelik Fabrikalarını ise Sovyet teknolojisi ve kredisi ile bitirmeyi başarmıştır. 60 bin civarında insana iş sağlanmış ve arkasından Seydişehir Alüminyum Tesisleri gelmiştir. Daima halkın faydası nerede ise o çizgiyi yakalayıp ısrarla takipçisi olmuştur.
Bana göre Demirel’in başarılarının temelinde yedek subaylığı sırasında “Merkezi Hükümet Teşkilatının Yeniden Düzenlenmesi Raporu, kısa adı MEHTAB” olan çalışmada görev almış olmasının büyük yeri ve ağırlığı vardır. 3000 uzmanın çalıştığı bu işte Demirel Genel Koordinatörlük yapmış ve devleti tepeden tırnağa mükemmel tanımıştır. 1968 yılında Başbakan Demirel 933 sayılı Teşvik ve Uygulama Kanunu’na büyük önem vermiş, bütün çelmelere rağmen kanunu çıkarmayı başarmıştır.
12 Mart 1971 muhtırası ile Başbakan S. Demirel istifa etmiş, yeni kabine Nihat Erim başkanlığında kurulmuştur.
MSP lideri Necmettin Erbakan ve MHP lideri Alparslan Türkeş ile 1975’te I. MC hükümetini kuran Demirel 1977 yılında Erbakan ve Türkeş ile II. Milliyetçi Cephe Hükümeti’ni oluşturmuştur. 1979 seçimlerinden sonra MSP ve MHP’nin dışarıdan desteklediği azınlık hükümetinin başına geçmiş,1980 darbesi ile bu dönem de kapanmıştır.
Vefasına minnettarım
6 kez kalktığı Başbakanlık koltuğuna 7 kez oturan ve hükümet kuran Demirel,16 Mayıs 1993’te Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı seçildi. Kendisinin en büyük destekçisi 65 yıllık hayat arkadaşı Nazmiye Demirel’i 27 Mayıs 2013’te kaybetti. Nazmiye Hanım fevkalade zarif, sabırlı, saygılı bir hanımefendiydi. Kültür Bakanı iken bu örnek çift ile birlikte Özbekistan’a gittik. Demirel ailesinin zamana olan dikkatini ve insana olan saygısını bir kere daha yakından gördüm. Her ikisine de sonsuz rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum.
MHP ve ülkücü kuruluşlar davasında evimi, çocuklarımı aramak vefasına minnettarım. Tahliyemden sonra 16 eski Bakanıyla evime teşrif ettiği zaman salonda oturmadan önce ve oturduktan sonra iki kere yerinden kalkarak; “Mahkemedeki o yiğit duruşun, savunmandaki cesaretin sebebiyle seni kucaklıyorum Agâh’cığım” dediğini hiç unutmadım. Merhum Demirel devamla; “Bizim evin duvarları senin savunmanı defalarca dinleyerek adeta ezberledi” dedi. Demirel’in Zincirbozan’a gönderileceğini öğle haberlerinde duyunca derhal evine gittik. Eşim Nazmiye Hanımefendi ile görüşürken biz Demirel ile yalnız kaldık. Salonun bir köşesinden öbür köşesine yürüyor “Biz bu vatan için her yere gideriz Agâh’cığım” diyordu. Kendisine “Radyoda yayınlanan bildiriden mahkeme çıkmaz sizi ve arkadaşlarınızı tutabildikleri kadar içeride tutacaklar. Sonra serbest kalacaksınız” dedim. Dertleşmemiz bitince vedalaştık. Zincirbozan’a değerli dostlarım Kemal ve Nazlı Ilıcak aracılığıyla gönderebildiğim mektuplara cevap vermek nezaketini daima gösterdi. Demirel, devletin temel felsefesi Kemalizm’e yürekten bağlıydı. Silahlı Kuvvetler’in ve dinimizin politikaya alet edilmemesine çok dikkat eder; “kışlaya, camiye ve okula siyaset girmemeli” derdi. Fevkalade başarılı bir Cumhurbaşkanı oldu. Özellikle dış politikada ve bağımsızlığını yeni kazanmış Türk Cumhuriyetlerinde müstesna hizmetlerde bulundu. Türk Cumhuriyetlerinden öğrenci getirme projesi ve Yesevi Üniversitesi bunların unutulmayacak örnekleridir.
Kardeşi Şevket Bey’in köylerinde inşaatını tamamladığı “Demokrasi ve Kalkınma Müzesi”ni Nazmiye Hanımefendi’nin vefatında ziyaret ettim. Gerçekten örnek bir teşebbüs.
Milletimizin yetiştirdiği bu değerli memleket evladını ebedi aleme uğurlarken şükranlarımızı, sevgilerimizi, fatihalarımızı sunuyorum.