Şiir kitaplarına çok yazı yazdığım bir şair dosttur Sabri Kuşkonmaz.

Son şiir kitabı “Çıplak Örtü”, Berfin Yayınlarınca yayımlandı.

Örtünün çıplağı olur mu? Olur. Örtünün altını görecek gözünüz, eşeleyecek merakınız, örtünün geçmişini unutmayacak bir belleğiniz varsa olur.

Şairse çıplak örtü altında kaldığında dil’in durumunu anlatmakta kitabın en başında:

“Bir penceredir her söz
dil çıplak sunduğunda özünü
pay alınsın yalın sözden, açılsın pencereler
              Ömrü solar tez günde/dili ağzında saklı kalanın/
              çıplak söz analık etsin derde erilemeyen dillere/
              atalık etsin çıplak söz, derde ırak düşen sözlere…
              İnsan giyiminden soyulma Yunus’un yolunca örtüler
             Gülden örülmüş giyimler olsun yakarılar ve şiirler…
Bir penceredir her söz, önce kendine açılan…”

Sözcükler hamdırlar başlangıçlarında, sonra anlam yüklerler ona şairler, yazarlar, sözcükler söz içinde farklı birikimlere bürünürler böylece.

Şair Sabri Kuşkonmaz, sözün pencerelerini açıyor önümüze, bakalım hele neler göreceğiz…Görmek derken birden “Sözlü Yolculuğa” çıkarıyor şair beni:

“Derinde, dilin en altında öylece
Her zaman çıplak örtü serili
Söylenmemiş sözlerin üstünde
Örgüsü gevşek, hükmü sert elbise…”

“İnsan düşünür, düşününce de neler düşünmez ki” der Dostoyevski. Bu sözün önemini, Şair Kuşkonmaz’ın dağ başında bir çobanın ölmesini düşünmesini ve bu düşüncesini dizelere dökmüş olmasını görünce daha bir derinden algıladım:

“Dağ başında bir çoban ölüyor
Orda olmasak da görmesek de biz de ölüyoruz
yoksa bir sürümüz bile tek bir koyunumuz
acıyı uzaktan alıyoruz”

Sabri Kuşkonmaz’ın bu kitabında Fethiyeli Ramazan Güngör’ün üç telli sazının tansık sesini duyuyorsunuz, İstanbul’un “hiç tarafı”nı öğreniyorsunuz ve “ödünç susuyorsunuz”

“Kendimden aldığım ödünçler birikmiş
yakındır üşüşmesi aklıma şahinlerin
satılacak ömür haraç mezat iflaslarda.”

Evet hep söylerim, uyarırım: Şairlik de ciddi iştir, şiir okuru olmak da… Şiirin yerini, işlevini, gereğini, katkısını iyi bellemek, anlamak gerek. Şiir boş zaman işi değildir. Bu uyarılar üstüne düşünmezseniz şiirin özüne varamazsınız, kendinizi aşamazsınız, çoklu bakamazsınız, sözcüklerin kazanımlarını keşfedemezsiniz.

Sabri Kuşkonmaz, şiiri zorluyor, sözden yeni oluşumlar, bileşimler, hatta tansıklar yapmaya çabalıyor ve bunları ısrarla sürdürüyor. Bu son kitabını okursanız bu dediklerimi siz de duyumsayacaksınız. 

Nice şiirlere ve kitaplara sevgili Sabri Kuşkonmaz…