Değerli hemşehrilerim merhaba; Son birkaç gün içinde korona sürecinde ileriye dönük bizleri biraz daha ümitvar duruma getiren, ama şimdiye kadar alınan önlemleri belki biraz gevşetilerek devam edilmesi gerekirken; hiçbir akılcı gerekçeye dayanmayan bir aşırı serbesti ve üç-dört aydır halkımızın, biran önce bu beladan kurtulabilmek umudu, isteği, özverisi ile güdülerini arzularını ve ihtiyaçlarını öteleyerek tedbirlerin, kademeli bir şekilde gevşetilmesini beklerken; şartlarda çok önemli bir farklılık gelişmediği halde, restoranların, kafelerin, kahvehanelerin, hamamların, eğlence yerlerinin, havuzların açılmış olması ve 65 yaş üstü ile 18 yaş altı gençlerin dışındaki herkesin kısıtlama olmaksızın tamamen evden dışarı çıkma serbestisine kavuşmaları sürpriz oldu. Açılmasına izin verilen iş yerlerinde (restoran, kafe, kuaför, havuz gibi) hizmet veren elemanları Covid 19 testinden geçirilerek test sonucu hizmet vermesine uygun çalışanları olan iş yerleri ve işletmelerin açılmasında bir sakınca olmaması gerekir. Ancak böyle bir ön çalışma ve hazırlık yapılmadan açılacak her iş yeri, her berber ve kuaför, her kafe ve kahvehane, her havuz (havuzda çalışanlarda sorun olmasa bile havuz suyuna katılacak olan yüksek oranda klorün ve havuzlarda fiziki mesafenin ayarlanamama riski her zaman olasıdır) 1-2 hafta sonra, son günlerde yaşadığımız ümitvar durumu yeniden bizleri karamsar bir tablo çizme noktasına getirebilir. Tam bu duyguları yaşarken bir gün önce, yolcu kapasitesi yarıya indirilmiş otobüs ve minibüs gibi araçlara bugün yine tam kapasite ile yolcu taşıma serbestisi tanınması bana göre biraz erken oldu. Bütün bunların yanı sıra, 18 yaş altını evde tutarken özel kreş ve anaokullarının açılacak olması bir çelişkili durum arzetmektedir.
Aynı çelişki ve eşitsizlik 65 yaş üstü yaşlılarımızın durumunda da görülmektedir. 65 yaşındaki simit satan, kahvehane çalıştıran yaşlılarımız serbestçe dışarı çıkarken emekli olan kadın ya da erkek yaşlılarımız, haftada bir gün (tatil günü) belli saatlerde dışarı çıkabilmekte ve özellikle yalnız yaşayıpta özel resmî işlemler yapmak durumunda olan yaşlılarımız maalesef halâ iş günlerinde evlerinden çıkamamaktadırlar. Bu durumda, hem zorunlu resmî işlemlerini yapamamanın sıkıntı ve stresini yaşamaktalar ve hem de bu yaştaki insanlarımız çoğunlukla aktivite yapamamanın sonucu kendilerini ani ölüm de dahil, kendilerini birçok bedensel ve ruhsal sorun ve çıkmazlar içinde bulacakları kuvvetle muhtemeldir. 65 yaş üstü insanlarımızın çoğunda kalp-damar hastalıkları, solunum sistemi sorunları, metabolik hastalıkları (şeker hastalığı gibi) böbrek sorunları, mide barsak sorunları ve kas-eklem sorunları gibi sorunlar yaşıyor olmaları olasıdır. Bu tabloları yaşayan yaşlı insanların, mutlaka aktivite içinde olmaları ve temiz havada yürüyüş yapmak gibi yorucu olmayan egzersizler yapmaları işin olmazsa olmazıdır. Eğer özellikle yalnız yaşayan 65 yaş üstü insanlarımız evden çıkmadan hepten yalnızlık ve çaresizlik yaşama durumuna düşürülürse hem psikosomatik dediğimiz sıkıntı ve stresten kaynaklanan ağır bedensel rahatsızlıklara duçar olabilecekleri gibi mevcut kronik rahatsızlıkları da şiddetlenerek artabilir. Bunun dışında en az bu bedensel rahatsızlıklar kadar önemli; yalnızlık, çaresizlik, diyalog ve sosyal uyarandan uzak yaşantının yaşanıyor olması, muhtemel umutsuzluk, bedbinlik, karamsarlık duygularıyla paralel giden ve bazan çok elim sonuçlara varabilecek ağır depresyon süreci yaşanabilir.
Bütün bunlar göz önüne alınacak olursa belli önlemlerin ve fiziki mesafelerin korunması ve toplu taşıma araçlarını kullanmamaları, kalabalık yerlerde bulunmamaları şartıyla 65 yaş üstü bütün insanlarımızın en azından her gün birkaç saat dışarı çıkmalarına olanak tanınması kanaatimce en uygun olanıdır.
Selam ve sevgilerimle...
Aynı çelişki ve eşitsizlik 65 yaş üstü yaşlılarımızın durumunda da görülmektedir. 65 yaşındaki simit satan, kahvehane çalıştıran yaşlılarımız serbestçe dışarı çıkarken emekli olan kadın ya da erkek yaşlılarımız, haftada bir gün (tatil günü) belli saatlerde dışarı çıkabilmekte ve özellikle yalnız yaşayıpta özel resmî işlemler yapmak durumunda olan yaşlılarımız maalesef halâ iş günlerinde evlerinden çıkamamaktadırlar. Bu durumda, hem zorunlu resmî işlemlerini yapamamanın sıkıntı ve stresini yaşamaktalar ve hem de bu yaştaki insanlarımız çoğunlukla aktivite yapamamanın sonucu kendilerini ani ölüm de dahil, kendilerini birçok bedensel ve ruhsal sorun ve çıkmazlar içinde bulacakları kuvvetle muhtemeldir. 65 yaş üstü insanlarımızın çoğunda kalp-damar hastalıkları, solunum sistemi sorunları, metabolik hastalıkları (şeker hastalığı gibi) böbrek sorunları, mide barsak sorunları ve kas-eklem sorunları gibi sorunlar yaşıyor olmaları olasıdır. Bu tabloları yaşayan yaşlı insanların, mutlaka aktivite içinde olmaları ve temiz havada yürüyüş yapmak gibi yorucu olmayan egzersizler yapmaları işin olmazsa olmazıdır. Eğer özellikle yalnız yaşayan 65 yaş üstü insanlarımız evden çıkmadan hepten yalnızlık ve çaresizlik yaşama durumuna düşürülürse hem psikosomatik dediğimiz sıkıntı ve stresten kaynaklanan ağır bedensel rahatsızlıklara duçar olabilecekleri gibi mevcut kronik rahatsızlıkları da şiddetlenerek artabilir. Bunun dışında en az bu bedensel rahatsızlıklar kadar önemli; yalnızlık, çaresizlik, diyalog ve sosyal uyarandan uzak yaşantının yaşanıyor olması, muhtemel umutsuzluk, bedbinlik, karamsarlık duygularıyla paralel giden ve bazan çok elim sonuçlara varabilecek ağır depresyon süreci yaşanabilir.
Bütün bunlar göz önüne alınacak olursa belli önlemlerin ve fiziki mesafelerin korunması ve toplu taşıma araçlarını kullanmamaları, kalabalık yerlerde bulunmamaları şartıyla 65 yaş üstü bütün insanlarımızın en azından her gün birkaç saat dışarı çıkmalarına olanak tanınması kanaatimce en uygun olanıdır.
Selam ve sevgilerimle...