DTP eş başkanı Emine Ayna kürsüden halka hitap ederek şöyle diyor, (“Huda ji te razi be” den başka Kürtçe bilmiyormuş, bilmiyorsa bi’zahmet öğrensin.) Sayın Ayna siz de bi’zahmet bu Kürtçe öğrenme önerinizi, partinizde Kürtçe bilmeyen, on milletvekiline götürürseniz çok iyi edersiniz! Kürtçenin toplama bir dil olduğunu sizler de çok iyi bilirsiniz.
DTP eş başkanı Emine Ayna kürsüden halka hitap ederek şöyle diyor, (“Huda ji te razi be” den başka Kürtçe bilmiyormuş, bilmiyorsa bi’zahmet öğrensin.) Sayın Ayna siz de bi’zahmet bu Kürtçe öğrenme önerinizi, partinizde Kürtçe bilmeyen, on milletvekiline götürürseniz çok iyi edersiniz! Kürtçenin toplama bir dil olduğunu sizler de çok iyi bilirsiniz.
Kürtçenin devşirme bir dil olduğunun en basit ispatını yukarıdaki konuşmada yer alan Türkçe “Allah razı olsun” anlamına gelen, güya, Kürtçe “Huda ji te razi be” ifadesinde gösterelim.
Huda: Farsça bir kelimedir, Te: Farsça yapım ekidir, Razı: Arapça bir kelimedir, be: Farsça çekim ekidir. Ji: Kürtçedeki 80 uydurma sesten biridir. Eee hani Kürtçe nerede? Diye sorulduğunda verecek cevap olmadığından, hemen atağa geçilip “Türkçede de bir sürü yabancı kelime var.” denilmektedir. Öyle de, Farsçada olsun Arapçada olsun on binlerce kelimenin Türkçe olduğunu ve Avrupa dillerinin her birinde binlerce Türkçe kelime bulunduğunu da unutmamak lâzım.
Gerçek diller birbirlerinden kelime alır ve verirler, devşirme diller ise sadece alırlar. Kürtçe de, sadece, kelime alan karma diller grubundandır, şöyle ki:
Petersburg Akademisi'nin hazırladığı Kürtçe-Rusça-Almanca lügat kitabında Kürt dili çeşitli tesirler altında kalmış bir kelimeler karışımı olarak kabul edilmiş ve buna ait bir istatistik verilmiştir. Bu istatistiğe göre, Kürtçe şu kelimelerden meydana gelmiştir:
3080 kelime Türkçe ve eski Türkmence’den.
2000 kelime yeni Arapça’dan (Türkçe’de de kullanılmaktadır)
1240 kelime Zend lisânından.
1030 kelime yeni Farsça’dan
370 kelime eski Pehlevice’den.
220 kelime Ermenice’den.
108 kelime Geldanice’den.
80 kelimenin ise menşei tespit edilememiştir.
Şu da çok ilginçtir: Bitlis’in Kürt Emiri Şeref Han 1576 yılında yazdığı “Şerefname” adlı kitapta “Kürtler, üzerinden perde kaldırılmış cin taifesidir” denilmektedir.
Bu görüşe katılmak mümkün değildir, öyle olsa bir Besmele yeterdi.
Kürtler, Kürtçe konuşup Kürtçeyi anlarken Kürtçüler, Ziya Paşa’nın “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir / Tekdirle uslanmayanın hakkı kötektir” beytinde geçen köteklerin Kötekçesinden başka dilden anlamazlar.
“Kötek Cennetten çıkmadır” sözünün doğruluğunu, bizzat müşahede edenlerdenim.
Efendim, çalıştığım ilçede takım elbise satan bir kişiyi arkadaşlar alıp getirdiler. Şahsın Gürcü olduğu ve pasaportunun da bulunmadığı anlaşıldı. Zanlı işaretlerle Türkçe bilmediğini anlatmaya çalışırken, “ Kes! Türkçe bilmiyorsun da elbiseleri nasıl satıyorsun!” diye bağırdım ve Yaradan’a sığınıp iki tokat aşk ettim. Hemen dili çözüldü, şakır şakır Türkçe konuşmaya başladı.
Buna benzer bir olayı da Ankara’da yaşadım. O da şöyle olmuştu:
Genel Müdürlüğün emekli masasında çalışırken, aynı katta bulunan “izin istirahat” bürosunda görevli bir bayan meslektaşım birkaç defa bizim odaya gelerek amirlerimden İngilizce şu nasıl söylenir yok bu nasıl söylenir diye sorup verilen cevaplardan notlar alıyordu.
Öğle paydosunda bu bayan meslektaşımı; kısa pantolonlu, saçı sakalı birbirine karışmış, eli yüzü kir içinde bir turistle Genel Müdürlüğün yanındaki parkta yan yana otururken gördüm. Bizim meslektaşımız elindeki notlara bakarak İngilizce bir şeyler anlatmak için çırpınıyor pis herif ise sadece başını sallayıp “Ya..ya!” diyor.
İşe bak, elin gavuru, Türkçe birkaç kelime öğrenmeden Türk kızını tavlayacak, bizim kız ise sevgisini anlatmak için çırpınacak; ne yapsın sevdiği adam Türkçe bilmiyordu.
Yanlarına gittim, pis herifi kirli yakalarından tutup kaldırdım, “Gavur oğlu gavur Türkçe bilmiyorsun ha!” diye bağırıp Yaradan’a sığınıp iki tokat aşk ettim, hemen dili açıldı, sular seller gibi Türkçe konuşmaya başladı.
Ziya Paşa'nın ruhu şâd olsun ve kulakları çınlayanlara da bu yazı küpe olsun!
Kalın sağlıkla.
Aralık / 2010