Cuma gününe denk getirip o günün kutsiyetinden feyiz alınarak, Başta Atatürk olmak üzere bütün zevât-ı mârûfe Hacı Bayram Camiinde Cuma Namazını eda ederek; kurbanlarla, hatimlerle ve de dualarla açılan Büyük Millet Meclisi Cumhuriyetimizin temelini teşkil etmektedir!
Cuma gününe denk getirip o günün kutsiyetinden feyiz alınarak, Başta Atatürk olmak üzere bütün zevât-ı mârûfe Hacı Bayram Camiinde Cuma Namazını eda ederek; kurbanlarla, hatimlerle ve de dualarla açılan Büyük Millet Meclisi Cumhuriyetimizin temelini teşkil etmektedir!
Cumhuriyetimizin temel ilkelerini ise deli kızın sakızı gibi başörtüsü ucuna yapıştıranlar, Cennetten ümidini kesip Cehennemi hak etmeye çalışanlardır.
Başörtüsü, kağnısıyla cepheye mermi taşıyan Elif’in başında bayraklaşırken, şehit anasının “Vatan sağ olsun!” diye haykırdığında erimiş demir yakıcılığıyla çenesine doğru süzülen gözyaşlarını gizleyen, mukaddes, bir perdedir.
Tevil yollu “ Dininizin vecibelerini bizim izin verdiğimiz ölçüde yerine getireceksiniz” diyerek enâniyyette firavunlaşanlar dinleyin: Nasıl olsa başörtülüleri Devlet Memuru yapmıyorsunuz bırakın da okudukları kadar okusunlar.
Siz ey başörtülü kızlarımız, Devlet Kapısında müstahdemlikten başka bir işe alınmayacağınızı bile bile niye okuyorsunuz? Gidin evinize oturun, Mehdi’yi bekleyin.
Yok, eğer diyorsanız ki biz yüzde doksan dokuzu Müslüman olan ülkemizdeki, baskı zulmünden, ağzımızın payını almadık bir de gidip gâvurun adaletine sığınıp Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuracağız. Hiç zahmet etmeyin alacağınız cevap şudur: “ Ülkenizde afişe edildiği üzere rahibeler gibi örtünürseniz bizim de kabulümüzdür”
Bir de şu, başörtüsünü şöööyle örterseniz şöööyle olur, böööyle örterseniz böööyle olur, densizliği var; eğer bu patavatsızlığı, herkesin inancını istediği gibi yaşamasını ve insan haklarını ön planda tutan medeni ülkelerin, fitnelik peşinde koşmayan televizyon kanalları işlerse ekranda şöyle bir manzarayla karşılaşırız:
“Spiker, Kıymetli izleyicilerimiz, Dünyadan Komik Olaylar Programına ilk önce Türkiye’den başlıyoruz, diye anons yaptıktan sonra ekranda Türk’e benzetilen ağırbaşlı ve de karizmatik bir adam belirir. Halkına tepeden bakan bir edayla şöyle der: ‘Başörtüsü çenenin altından bağlanırsa hiçbir mahsuru yoktur, benim büyükannem de böyle bağlardı. Eğer şöyle bağlanırsa laiklik elden gider; yani laiklik ülkemizden silinir ve de tamamen ortadan kalkar!”
Karizmatik adamın bu ipe sapa gelmez sözlerine bütün izleyicilerin kahkahalarla güleceği gibi, “ihtiyar dünyamız da Ekvator boyunca ağzını açıp kutuplardaki ak saçlarını titrete titrete” üstümüze güler.
İslâmiyet’ten ne koparırsak kârdır zihniyetiyle kırmızı görmüş deli danalar gibi, “İrtica hortladı” vaveylâlarıyla başörtüsüne saldıranlar şunu bilmelidirler ki asıl hortlayan irtica değil, bizzat, Ebucehil zihniyetidir!
Kalın Sağlıkla…
Aralık / 2010