"Türkçem benim ses bayrağım" diyen büyük ozanımız Fazıl Hüsnü Dağlarca

Amerikan üslerinde Amerikalılar lağımlara biriken pisliklerini bizim Mehmetçiklere temizletmektedirler 60’lı yıllarda. Bunu duyan, asker kökenli büyük şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca aşağıdaki şiiri yazar ve kitapçı dükkanının vitrin camına asar:

İKİLİ ANLAŞMA ANITI
Mehmetçik al hela süpürgesini kavak ellerine sen
Amerikalı silah arkadaşların istediler
Çorlu Havaalanında güneş doğar doğmaz
Gir içeri pakla yüznumaraları, güney, kuzey, birer birer
İkili anlaşma bu
Sağlık temizliğini biz yapacağız, vay babu!

Utanmadan yürü kutsal askerlik görevine
Yel başın karlı atalarınca dik
Sarı pisliği kürüyen sen değilsin, yöneticilerindir.
Al hela süpürgesini kocaman ellerine Mehmetçik
İkili anlaşma yok olasın
Ova, bayır, dağ, taş sürer yasın
-Ellerin ki, bu hu demiştir göğüs üzere
                         Selam vermiştir alın üzere.
-Ellerin ki tutmuştur ak ekmeği
-Ellerin ki dualara ağarmış
-Ellerin ki bilir tetik çekmeyi
İkili anlaşma, er geç burada
Boğulacaksın burada, bu çukurda
                                                 F.Hüsnü Dağlarca 
                                                        1967 

Bu şiir, Ankara’da çıkan Devrim Gazetesinde de yayımlanır ve Ankara’da bir savcı hemen harekete geçer, Dağlarca hakkında iddianame düzenlenip dava açılır. Ve koca şair ileri yaşına karşın, İstanbul’dan Ankara’ya gidip durur bu davadan dolayı.

Ve bu davanın savcısına da bir şiir yazar. Aşağıya aldığım bu şiir, hem Türkçe’nin son derece güzel kullanıldığı bir şiirdir hem de seslenişler içten, vurgulu, iletili; dilekler yazıların özgürlüğü adınadır. Aradan 55 yıl geçmesine karşın, bu şiirin hâlâ güncelliğini ve etkileme gücünü yitirmemesi ise, ülkemiz adına düşünülmesi gereken üzüntü verici bir durumdur.   

SAVCIYA 
Savcı, nedir düşündün mü,
Dağları sorguçlu kılan?
Onlar susmaz, gece gündüz, onlar haykırır yüceden.
Gelmiş dağlardan yalnayak, durmuş kapına bir ıssız,
Seni bile içli kılan.

Savcı, nedir düşündün mü,
Bıçakları uçlu kılan?
Bir eski hak alınmamış, bir dere kan sorulmamış,
Şunun bunun alın teri,
Alınları taçlı kılan.

Savcı, nedir düşündün mü?
Yazıları suçlu kılan?
Usla, yürekle büyümüş, gündüzler geceye karşı,
Ama nedir çağlar üzre,
Beni senden güçlü kılan.