“Bayburt ve Urfa Ermenilerinin tehcir ve mallarını yağma edilmesinden dolayı mevkufen I. Mustafa Paşa Divan-ı Harbince muhakeme edilen ve hakkındaki kararname, kısmı mahsusumuzda münderiç bulunan esbak Bayburt Kaymakamı ve Sabık Ergani Mutasarrıfı Yanyalı Nusret dün gece saat iki buçuk raddelerinde tevkifhaneden memurin-i mahsusa refakatinde Merkez Kumandanlığına getirilerek merasim-i lazıme ve tebligatı diniye ifasından sonra saat beşte...

“Bayburt ve Urfa Ermenilerinin tehcir ve mallarını yağma edilmesinden dolayı mevkufen I. Mustafa Paşa Divan-ı Harbince muhakeme edilen ve hakkındaki kararname, kısmı mahsusumuzda münderiç bulunan esbak Bayburt Kaymakamı ve Sabık Ergani Mutasarrıfı Yanyalı Nusret dün gece saat iki buçuk raddelerinde tevkifhaneden memurin-i mahsusa refakatinde Merkez Kumandanlığına getirilerek merasim-i lazıme ve tebligatı diniye ifasından sonra saat beşte...



...Dersaadet Bidayet Müddeiumumisi Nacı ve Divan-ı Harp Azasından Miralay Recep ve Merkez Kumandanı Miralay Emin beylerle Memurin-i seyire hazır bulunduğu halde Beyazıt Meydanında sehpa-y idamın kurulduğu mahalle muvasalat olunmuş ve bermutad hükmü idamın icrasını natık Ferman-ı Hümayun Hazreti Padişahı zabıt katibi tarafından kıraat olunarak merhum Nusret idam edilmiştir. Maslubun boynuna atideki yafta talik edilmiş idi."



5 Ağustos 1920 tarihli Tercüman-ı Hakikat gazetesinde havadis olarak verilen bu haber, vatanperverliğin bedelinin vatansız ve müstevlilere karşı kanıyla ödemiş olan Milli Şehit Nusret Bey'in acı sonudur.



1913 yılında Bayburt Kaymakamı olarak tayin edilen Nusret Bey, Bayburt’ta fevkalade güzel işler başarmış kadılı bir ailenin çocuğu olmasına rağmen o yılların şartlarında olağanüstü hizmet vermiştir.



I. Dünya Harbinin olanca hızı ile sürdüğü bir dönemde, Rusya’nın da tahriki ile büyük Türk ordularını arkadan vurmak, Türk halkına eziyet için Ermeni komitelerinin ve bunlara yaltaklık edenlerin günden güne önüne geçilemeyecek bir tehlike haline gelmesi üzerine çıkarılan tehcir yasası sırasında Bayburt Kaymakamı, Nusret Bey’di.



Damat Ferit hükümetince tutuklandığı ve mahkeme edildiğinde, Bayburt Malmüdürü Ovakim Efendi'nin intiharından ve bu efendinin kızlarına tasalluttan 8 yaşındaki çocuklarının şahitliği ile Ergani Mutasarrıfı iken, Muzir faaliyetlerinden dolayı Kürt Muhadenet Cemiyeti’ni -şimdiki hali ile PKK- lağvetmiş olmasını mahkeme reisi Kürt Mustafa Paşa'nın hazmedemeyişi yüzünden asılmıştır.



Vatanseverliği ve dürüstlüğü ile temayüz etmiş olan Şehit Nusret, 24 Mart 1919’da Urfa’ya giren İngiliz komutanın, ‘’Bizi neden karşılamadınız?’’ sualine, ‘’Siz misafir gibi gelmiş olsaydınız, Sancak hududunda karşılardık. Fakat işgal ordusu sıfatıyla sizi karşılayamam’’ cevabını vermiştir.



Nusret Bey, refikası Hayriye hanıma şu son mektubu yazmıştı:



“Vasiyetnamemi biradere verdim. Senin için cüzdanıma ayrıca bir vedaname yazdım. Elveda karıcığım. Seni tahayyül ederek öleceğim. Müslüman’ım Elhamdülillah, Ahirette buluşuruz. Allah için çocukları iyi terbiye et. Sabırlı ve mütehahmil ol. Bilki kocan mücrim değil, masum ve şehittir. Allah zalimleri kahretsin, milletime zeval vermesin.”



İdam yaftasında belirtilen suçları hiçbir şekilde işlemediğine onun gibi bende inanıyor, ölümünden sonra kurtarılmış bir vatanda adına ve anısına ithaf edilen ‘’Şehit Nusret Parkı’’nın 1993 yılı içerisinde ismine yakışır biçimde yeniden restore edilerek bir büstünün dikilmesi yolunda çalışmalar yapılması gerektiğini öneriyorum.



Bayburt Postası Arşivinden

Yıl: 41 / Sayı: 3983 / 21 Şubat 1993

- - - -