Bir yörenin kalkınmasında ana öge belediyelerdir.

Hele de yörenin çağdaş bir görünüm kazanmasında.

Kentin öz değerlerinin yaşatılması, geleneksel dokusunun korunması, kentsel bilincin geliştirilmesi, kent hafızasının oluşturularak zenginleştirilmesi gibi sosyal/kültürel oluşumların gerçekleştirilip varlığını sürdürmesi, belediyeciliğin temel ereği olmalıdır.

Yine de, kent yaşayanlarının öncelikli beklentileri vardır. Sokak ve caddelerinin düzenli, yeterli ve bakımlı olmasını ister. Kanalizasyon, içme suyu sistemlerinin sağlıklı olması ve düzenli çalışmasını bekler. 

Belediyeciliğin çağdaş uygulamaları, yöre halkıyla bütünleştikçe, yöre yaşayanlarıyla bilgi/istek alışverişi yapıldıkça gelişir, kalıcı olur.

Bir belediye başkanı elbette bu saydıklarımızı gerçekleştirmek ister.

İster de istekli olması tek başına başarıyı getirir mi? İşte o zor!

Zor, çünkü Belediye Başkanlığı gözlem, istenç, cesaret en önemlisi de deneyim ister. Seçilen başkan kadroyu tanıyacak; kadroda gerekli değişiklikleri yapacak ondan sonra işe girişecek. Bu da yeterli değil! Hizmet sunacağı kentin gereksinimlerini gerçekçi bir yaklaşımla belirleyecek. Hizmet sunulacak alanları tanıyacak, bu alanlara nasıl ve hangi kanallardan ulaşılacağına karar verecek. Belediyenin gelir kaynaklarını belirleyecek, bu kaynakları artırma ve yararlı kullanma yöntemlerini, uygulatacağı kadroları saptayacak.

Tüm bunlara ulaşabilmek için gecesini gündüzüne katarak çalışacak. Uygulamalarda doğruları kadar yanlışları da olacak. Yanlışlarını düzeltme, doğrularını geliştirme yolları arayacak; deneyim kazanacak.

Tüm bunları ancak birkaç yılda edinebilecek. Tam deneyim kazanmışken, kentine hizmet sunmanın pratiğini edinmişken……!!!!!????

Bayburt Belediyesinin temel sorunu; hiçbir Belediye Başkanı’nın iki dönem üst üste görev yapmamasıdır.

1977/2019 arası toplam 11 dönem Belediye Başkanı seçimi yapılmış ve 11 ayrı Başkan görev almış!

Diyelim ki 2000 öncesinde koalisyon dönemleri yaşandı… 2004’ten sonrasına bakalım: 15 yılda üç seçim 3 ayrı başkan! Şimdi 4. Başkan arayışındayız. Sonuç; tam “ne yaptığını/ne yapması gerektiğini” anladığında, nöbet değişim; Kazandığı deneyimlerle kentine yararlı olmaya başlayacağı anda, görev değişikliği!

Üstelik görev değişimini yöre halkı da gerçekleştirmiyor; tepeden inme!

O zaman halk diyor ki: Başarısız da değiştiriyorsan başarısızlığın nedenleri, sonuçları ve sorumluları tartışılmalı. Yine değişim başarısızlığa dayandırılıyorsa yeni seçilenin de başarısız olabileceği kabullenilmiş olmuyor mu? Göreve getirilen, “Dönem sonunda ne olacak? Kalır mıyım kalmaz mıyım?” kaygısıyla başarılı olabilir mi?

Biliyorum, geç kalmış ve bu konudaki yetkililerin bıyık altından güleceği bir yazı.

Ama, Bayburt’a ilişkin kaygıların dillendirildiği bir seslendirme.

Umarım bu dönem seçilecek başkana, ikinci dönem çalışma şansı tanınır.