Çok büyük bir tarihi zenginliğe sahip olan Bayburt’umuzun adı hakkında muhtelif fikirler ileri sürülmüştür. Evliya Çelebi’den Katip Çelebi’ye, Ksenefon’dan Marco Polo’ya kadar doğulu ve batılıların şehrin adıyla ilgili ifade ettikleri fikirleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Ortaçağlarda ve erken Osmanlı dönemlerinde çok büyük bir öneme sahip olan şehrin adı ve kuruluş tarihi hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Çok büyük bir tarihi zenginliğe sahip olan Bayburt’umuzun adı hakkında muhtelif fikirler ileri sürülmüştür. Evliya Çelebi’den Katip Çelebi’ye, Ksenefon’dan Marco Polo’ya kadar doğulu ve batılıların şehrin adıyla ilgili ifade ettikleri fikirleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Ortaçağlarda ve erken Osmanlı dönemlerinde çok büyük bir öneme sahip olan şehrin adı ve kuruluş tarihi hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Ksenophon, Anabasis adlı eserinde Yunanlılar’ın Harpasos olarak adlandırdıkları Çoruh’a geldiklerinde, Gymnias adlı zengin bir şehre ulaştıklarından bahsetmektedir.

Anthony Bryer, David Winfıeld, The Byzantine Monuments and Topography of The Pontos adlı kitapta Paipertes olarak geçen şehrin adına, Ortaçağ Ermeni kaynaklarında, Payberd, Bizans kaynaklarında Payper, (лaiлep), Bayberd ve Paybert olarak rastlanmaktadır. Justinianos döneminde Baiberdon olarak telaffuz edilen şehrin adının, Hellen dilinde “Baiberdlilerin Kenti” anlamına geldiği ve Ermeni dilindeki eski söyleniş biçimi olan Baberd’in, Ermenicede kale ve hisar anlamında kullanılan Pert’ten üretildiği öne sürülmektedir.

XIII. yüzyıl sonlarında bölgeden geçen Marco Polo, seyahatnamesi’nde şehrin Paipurth adıyla anılan bir kalesi bulunduğundan ve burada zengin gümüş madenlerinin varlığından bahsetmektedir.

Arap kaynaklarında Bâbirt ve Akkoyunlu tarihinden bahseden çağdaş eserlerde Pâpîrt olarak kullanılan, şehrin adının, Bayböğrek’ten geldiği de öne sürülmektedir. Çağatay umerasından Emir Eratna oğlu Mehmed Eratna adına Bayburt’ta basılan tarihsiz bir parada şehrin adından Baybert olarak bahsedilmektedir. Hamdullah Kazvini, Nüzhetü’l-Kulûb eserinde ise Baburt olarak kayıtlıdır.

Batılı seyyah Ainsworth, Bayburt adının meşhur coğrafyacı Bell’in eseri ile Brant ve Southgate’in seyahatnamesinde Baibout, Baibut ve Baiaboot biçiminde kullanıldığını beyan etmektedir. Seyyah eserinde Bayburt’u şöyle tasvir etmiştir: “...Bayburt kasabası, oldukça büyük bir dere özelliğinde olan Çoruh nehri kıyısında, etrafını bir havza gibi çeviren kireç taşlarından müteşekkil kıraç bir kayalık üzerine kurulmuştur. Bir tepe üzerindeki kale, oldukça büyük bir boyuta sahiptir ama harap ve boş ve kullanılmaz bir haldedir.”

Osmanlı kaynaklarında söyleniş biçimi, genelde günümüzde kullanıldığı şekilde olup, Kâtip Çelebi’nin Cihannûmâ’sında “Bayburd” ve “Bayburt” ve Evliya Çelebi’nin seyahatnamesi’nde “Bayburd” olarak geçmektedir. XVII. yüzyıl ortalarında bölgeye gelen Evliya Çelebi, şehrin adının, “bay” kelimesinin Türkçede zengin, “yurt” kelimesinin mesken manasına geldiğinden yola çıkarak “zengin yurt” anlamına geldiğini söylemektedir.

Bayburd adının Orta Asya kökenli bir erkek adı olduğu da ileri sürülmektedir. Bu görüşe göre, Türkler Bayburd’u fethettikten sonra Baiburt, Babirt, Papirt ve Baypırt adlarından birini taşıyan şehrin adını kendi dillerinde var olan “Bayburt”a dönüştürmüşlerdir.

Ekim / 2009

(*) Bozok Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi / Tarih Bölümü / [email protected]