"Bizler Kur'an ve sünneti rehber edinen bir milliyetçilik anlayışının sahibiyiz"

Kim diyor bunu? Seyit Ahmet Arvasi...

Kur'an ve sünneti rehber edinen bir milliyetçilik olur mu?

MHP’ye göre olur, Arvasi’nin Türk-İslam ülküsüne ve bu “kur’an ve sünneti rehber eden milliyetçilik” anlayışına sımsıkı sarılmışlardır. Amaç bellidir: "Bizim dükkânda da yeşil satılıyor, bize de gelin, bizden de alın" demek.

Gelirler belki alırlar da ama sizin milliyetçiliğiniz dinbazlıktan ve şeriatçılıktan öteye geçemez, Cumhuriyetin ve Atatürk’ün milliyetçilik anlayışına yüzde yüz aykırı olur.

Neden olur, anlatalım: 

Kur’an’ın ahkâm ayetlerini rehber edinmişseniz, sizden milliyetçi olmaz, çünkü savunduğunuz şeriat düzenidir. Laik düzen değildir. Hırsızlık edenin elini keseceksiniz, erkeğe kadından fazla mirastan pay vereceksiniz, 4 kadın alabileceksiniz, cariye ve köleliğe eyvallah diyeceksiniz, tuvalette nasıl oturacağınızı ve yatakta nasıl sevişeceğinizi bile peygamber sünnetinden öğreneceksiniz vb....

İman ve ibadet ayetleri rehberse, orada sorun yok, sorun yok ama kişiseldir bu konular, toplumsal değildir, benim imanım bana, senin imanın sana, benim ibadetimle senin ibadetin de öyle...

Milliyetçiliğin kaynağı ve dayanakları töre, hukuk ve bilimdir. Din bu kaynaklar arasında yoktur.  Gerçek milliyetçiler bütün dinlere saygılıdırlar, onların ibadet ve ayinleri için yeterli özgürlüğü tanırlar, ancak hiçbirinin esaslarını toplum ve devlet hayatına hâkim kılmazlar.

Bütün bunlar bilinmesine karşın, Arvasi'nin bu zırvalarını tekrarlayıp durmak, Türk Milliyetçiliğine din fesadı karıştırmaktır. Şeriatçı olacaksınız gidin olun, ama milliyetçiğim demeyin!

CUMHURİYETİN MİLLİYETÇİLİK ANLAYIŞI

1924 Anayasası “Devrimci Meclis” olarak da bilinen ve “bir kurucu meclis gibi çalışan II. Meclis tarafından Cumhuriyetçi ve milliyetçi esaslara dayalı bir metin olarak kurgulanmış ve kabul edilmiştir.” (1)

Milliyetçilik esası ama 1924 Anayasasındaki milliyetçilik nasıl bir milliyetçilikti. Bu Anayasa’nın 88. Maddesi’nde şöyle deniyordu: “Türkiye’de din ve ırk ayırt edilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese Türk denir.”

Atatürk’ün Genel Başkanı olduğu CHP’nin 10 Mayıs 1931’de toplanan Büyük Kurultayında kabul edilen “altı ilke”den (altı ok) biri de milliyetçilikti. CHP’nin milliyetçilik anlayışı o günkü parti programında şöyle dile getiriliyordu:

“CHP Milliyetçiliği; gerek bağımsız, gerek başka devletin uyruğu durumunda yaşayan bütün Türkleri bir kardeşlik duygusu ile sevmek, onların refahını dilemekle birlikte, dışarıdaki bu Türkleri kendi siyasi uğraşı sınırından ayrı tutar. Partinin ve yeni devletin anlayışına göre, Türkiye Cumhuriyeti içinde ve Türk dili ile konuşan, Türk kültürü ile yetişen, Türk ülküsünü benimseyen her vatandaş, hangi din ve mezhepten olursa olsun Türk’tür.

Türk Milleti büyük insanlık ailesinin yüksek ve şerefli bir üyesidir. Bundan ötürü bütün insanlığı sever. Milli çıkarlara dokunulmadıkça başka milletlere karşı düşmanlık beslemez ve telkin etmez. Türk milliyetçiliği, bütün çağdaş milletlerle bir ahenkle birlikte yürümekle Birlikte, Türk sosyal toplumunun özel seciyesini ve başlı başına bağımsız kimliğini korumayı esas sayar.”

“Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı ‘Kültür milliyetçiliği’ olarak nitelendirilebilir. Başlıca özellikleri mistik değil realist, dogmatik değil rasyonalist oluşu ve irredentisme yer vermeyişidir. Öte yandan Atatürk öğretisinin temel taşı olan laiklikle bütünleşme halinde olduğu için de yaygın milliyetçilik anlayışına aykırı olarak ‘din faktörü’ Atatürk milliyetçiliğinin dışında bırakılmıştır. Ayrıca ırk faktörü de bu milliyetçilik anlayışının dışında kalmıştır.” (2)

1) Işıl Çakan Hacıibrahimoğlu-Devrimci Meclis
2) Cavit Orhan Tütengil-Atatürk’ün Anlamak ve Tamamlamak