Çeyrek yüzyılı geçti ben kitaplar hakkında yazdım yazalı… Ve 1000 kitabı geçtim, okudum, yazı yazdım bunlar hakkında, bu, Türk Basınında bir rekordur ve ben bunu defalarca yazdım, itiraz eden çıkmadı/çıkamazdı.
Neden böyle bir giriş yapıyorum? Çünkü bugün size tanıtacağım kitabı, dehşetle, hayretle, nefretle okudum; hem ülkem, hem de insanlık adına çok kaygı duyup üzüldüm.
Konu “Kadın Sünneti…” Çoğunuz bunu ilk kez duyuyorsunuz, biliyorum, bizim din algımıza da geleneğimize de aykırı. Aykırı ama Araplarda ve Afrika ülkelerinde yüzyıllardır uygulanıyor. Dahası bugün dünyanın her yanına yayılıyor, teey Amerikalara kadar gitmiş. Günümüzde 200 milyon kadın, sünnet mağduru, bunların 44 milyonu 14 yaşın altında çocuklar.
Ve yalnız, Müslümanlara özgü bir şey de değil, Yahudi ve Hıristiyanlarda da var. Müslümanlar neden ve neye dayanarak yapıyorlar? Kur’an’da yok buna dair bir şey, bir hadis varmış. Şu meşhur “İslam’da Cinsel Hayat” kitabının yazarı Ali Rıza Demircan bu bağlamda diyor ki: “Kur’an’da yok, sahih hadiste de yok ama peygamberin kadın sünnetine şartlı izin verdiğini gösteren hadisler ve peygamberin izin verdiği sünnet uygulamaları var.”
Peki Hazreti Muhammed’in eşleri ve kızları sünnet olmuş mu? Belli değil.
Bir profesör var, o da pek meşhur: Cevat Akşit. O da diyor ki: “Sünnetsiz kadın kötü yola düşebilir.”
Bir de hani “Deve sidiği şifadır, içilir” deyip, sıra içmeye gelince içemeyen bir ilahiyat doçenti var Ebubekir Sifil, o da kadın sünnetinin cinsel arzuyu artırdığını iddia ediyor.
Ve dört Sünni mezhebin dördü de kadın erkek ayırmadan, sünneti kabul ediyor, kimisine göre vacip, kimisine göre sünnet.
Fikret Dağlı Tüzemen, bir ilkel ve vahşi uygulama olan kadın sünnetini, 224 sayfalık kitabında ayrıntısıyla anlatıyor. Kitap Berfin Yayınları’nca yayımlanmış.
Nedir kadın sünneti peki? Vajina, çeşitli operasyonlarla kesilip dikiliyor. Kimi yerlerde yalnızca klitoris kısmı alınıyor, kimi yerlerde daha derine iniliyor. Bu kitapta tüm ayrıntısı var. Amaç ne? Kadını baskı altına almak, cinselliği ona yaşatmamak. Evlenmeden önce hatta çocuk yaşta bu operasyon yapılıyor, evlenince dikişlerin bir kısmı açılıyor, doğum yapınca bir kısmı, her doğumdan sonra tekrar dikiliyor. KGM deniyor buna tıp dilinde, çoğu kez bu işlem kırık cam parçaları ve jiletle yapılıyor. Ve sıkı durun, bazı yerlerde, vajinadan kesilen parça, kadının boynuna asılıyor. Ve sünnet olmayan kızlarla evlenilmiyor, çünkü iffetsiz sayılıyor.
Gine’de dolar ve horoz karşılığı her kıza sünnet yapılıyormuş. Bir kadın gazeteci gidiyor oralara, konuşuyor kadınlarla, hepsi sünnet olmuşlar, kadının birisine “İçeri girsek de bana bir göstersen sünnetli yerini” diyor, kadın bunu hemen yapıyor, ama onun da bir isteği var “Aç ben de seninkini göreyim, bakayım sünnetsiz vajina nasıl bir şey.”
Bu ilkel ve vahşi uygulamaya karşı, başta Afrika ülkeleri olmak üzere birçok ülkede karşı çıkışlar, isyanlar var. Birçok ülke yasaklamış. Ancak dünyaya yayılıyor hızla. Ve Finlandiya’ya sığınma nedenleri arasında bu kadın sünnetinden korunma gerekçesi başta geliyor. Rusya Federasyonun bağlı Dağıstan’da kadın sünneti oldukça yaygın ve oranın müftüsü bunu savunuyor açıkça, oranın Ortodoks rahibi de destek veriyor buna. Bizde de Diyanet’in yok demesine karşın, Irak ve Suriye sınırına akın illerimizde yapıldığına dair bilgiler var ve büyük şehirlerde bu işi yapan kliniklerin olduğu söyleniyor.
İşte böyle sevgili okurlar, biliyorum benim gibi dehşete düşeceksiniz ama bu kitabı mutlaka okumalısınız, bu çirkin ve vahşi uygulama ile ancak bilgi edinerek mücadele edilebilir.