Osmanlı Arşivi belgeleri ışığında Bayburt’ta Şehit Osman tepesinde yatan bir sahabeden daha önce bahsetmiştim. Bu zatla ilgili olarak belgede 'Serasker-i Fahr-i Kâinat, Ensarî, Şehid Osman Gazi" tabiri aynen geçmekteydi. Bu cümlenin tamamı ise "…Bayburd-ı Erzurum (Erzurum Bayburd'unda) medfun Serasker-i Fahr-i Kâinat, Ensarî, Şehid Osman Gazi türbesi…" şeklinde geçmekteydi.
Bu yazımdan sonra Osmanlı Arşivindeki belge ve defterleri kaynak göstererek Duduzar (Erenli) mevkiindeki türbede de Abdulvahap Gazi adında yine Peygamberin bir komutanının yatmakta olduğu ve Bayburt’u fetheden sahabe olduğu şeklinde mesajlar geldi. Ben de bu konuyla ilgili net bir belgeye henüz rastlayamadığımı ancak araştırmaya devam edeceğimi cevaben bildirmiştim.
Bu konuda araştırma yaptıklarını söyleyenlerin verdikleri bilgileri de teyidi açısından Osmanlı Arşivinde ulaşılabilecek mevcut belge ve defterlerde ne verilen referanslarda ne de benim tespitlerimde Bayburt’ta Abdulvahap Gazi adında bir sahabenin kabri olduğu hakkında yukarda belirttiğim Osman Gazi Türbesi gibi açık bir kayda rastlayamadım. Osmanlı Arşivini kaynak gösterenlerin verdikleri referanslarda da böyle bir kayıt yok. Sadece Bayburt'ta Abdulvahap Gazi Zaviyesi ve Vakfı ile ilgili ibarelerin geçtiği defter kayıtları mevcuttur.
Bu kayıtlara bakarak Abdulvahap Gazi adlı bir sahabenin kabrinin Bayburt’ta olduğunu söylemek doğru bir bilgi değildir. Ancak burada onun adıyla kurulmuş bir zaviye ve bu zaviyenin vakfı ve görevlilerinin var olduğunu söyleyebiliriz. Burada ki kabirler ise bu zaviyede görevli ve adına “Erenler” denilen ahaliyi irşadla meşgul olan şahıslarave vakıf görevlilerine ait olabilir.
(Erenler tabiri Kanuni Sultan Süleyman’ ait olup Bayburt’a gönderilmiş bir fermanda aynen geçmektedir.)
Bu bilgileri teyit için iki önemlikaynağa müracaat ettiğimizde sonuçta şu bilgilere varıyoruz.
Sahabelerle ilgili en önemli bilgi kaynağı tabakât kitaplarıdır. Bu kitapları taradığımızda da Abdulvahap Gazi ismiyle bir sahabeye rastlayamıyoruz. Abdulvahap adına ilk defa Abdulvahab bin Abdulmecid Es-Sakafî şeklinde Hicri 194 yılında ölmüş olan bir isim geçmektedir. (İbn-i Hazm, Cevamiʻü's-Sire, shf,328, Daru'l-Münif, Mısır 1900, 1. Baskı)
Bunun da sahabe döneminde değil Tabeü tabiin döneminde Basra'da yaşamış olduğu anlaşılmaktadır. Zehebî'nin Siyeri'nde de yine Basralı olduğu anlaşılan Abdulvahhab ismi geçmektedir. Zehebî'nin İslam Tarihinde Osman bin Abdulvahhab ismi geçmektedir. Bunun ölüm tarihi ise Hicrî 231 senesidir. Bu şahsın da dördüncü kuşaktan Hadis Ravisi olduğu yazılmaktadır. Bu durumda Abdulvahap Gazi adında Hz. Peygamberin sancaktarı veya mihmandarı olmadığı anlaşılmaktadır. Bu isim ancak sahabeden üç kuşak sonrası yani tebeü tabiinden birisi olabilir.
Osmanlı Arşivindeki belgelerde ise Hicrî 1067 yılına ait bir belgede "Alemdar-ı Nebi" Abdulvahap Gazi'nin Sivas’ta bulunan Zaviyesi'nin gelirlerinden bahsedilmektedir. (BOA, İE. EV, 17-1977)
Yine Hicrî 1086 tarihli belgede Sivas'ta Abdulvahap Gazi Zaviyesi'ne mütevelli tayininden bahsedilmektedir. (BOA, İE. EV,18-2145)Hicrî 1141, Milâdî 1728 tarihinde Sivas Kadısının Abdulvahap Gazi Zaviyesi Evkafı'nın tevliyeti hakkında bir arzı mevcuttur.(BOA, AE. SAMD III, 52-5167)
Hicrî 1246 yılına ait bir belgede Sivas Abdulvahap Gazi Camisine yapılan hitabet tevcihinde isim Abdulvahap Gazi "RazıyaʼllahuAnhu" şeklinde dua cümlesi ile geçmektedir. (BOA, HAT,1584-56)
Yine Hicri 1267 tarihli bir belgede Sivas'ta Abdulvahap Gazi adıyla bir Mahalle'nin var olduğu da görülmektedir.(BOA, A.MKT. NZD.36-93)
Osmanlı Arşivinde Abdulvahap Gazi adına Bayburt'ta önemli ve belirleyici bir kayıt yoktur. Evkaf defterlerinde Abdulvahap Gazi adıyla sadece Zaviye ve Vakıf kayıtları mevcuttur.(BOA, EV. d.17773 / EV.d.15070) Yani Bayburt'ta adına bir türbe veya kabir kaydına rastlanmamaktadır.
Bu bilgi ve belgelerden de anlaşılacağı gibi "Alemdar-ı Nebi", "Sancakdar-ı Nebi" gibi sıfatlarla anılan Abdulvahap Gazi Bayburt'ta medfûn olduğu söylenen zat değildir. Bayburt'ta Duduzar mevkiinde ona ait olarak gösterilen mekân ise Abdulvahap Gazi adıyla kurulmuş bir zaviyedir. Buradaki kabir veya kabirler de büyük ihtimalle bu zaviyelerde görev yapan erenlere yani irşad için buralara kadar gelmiş tasavvuf ehli olan şeyh veya zaviyedarlara aittir. Abdulvahap Gazi adına Cami, Zaviye ve Türbeler Osmanlı Arşivi belgelerinde de de görüldüğü gibi Sivas'ta bulunmaktadır. Yani Abdulvahap Gazi adında birinin ancak Sivas’ta metfun tebeu tabiinden birisinin ihtimal dahilinde olduğu söylenebilir.
Bu durumda Bayburt'ta Abdulvahap Gazi adıyla metfun bir sahabe olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Duduzar (Erenli) mevkiindeki Bayburt Fatihi Sahabe Abdulvahab Gazi kabri diye tanıtılan mekân ise bir sahabe kabri değil, Sivas'ta metfun olması muhtemel dördüncü kuşaktan bir sahabe torunu olan Abdulvahap Gazi’ye atfen kurulmuş bir zaviye ve onun adına yapılmış bir makam olabilir. En azından Osmanlı Arşiv Belgelerinde durum budur.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. Bayburt kadim bir yerleşim merkezidir. Hem İslam öncesi hem İslam sonrası önemli bir merkez olduğu tarihi kaynak ve belgelerden anlaşılmaktadır. İslam Ordularının Emevîler döneminde bu bölgeye kadar gelerek Bizans’la savaştıkları, Bayburt’u fethedip 10 yıl hâkimiyet sürdükleri de tarihi bir gerçektir. Bu bilgileri ortaya koyarken kullanılan belgeleri doğru değerlendirmek gerekmektedir. Belgeleri doğru ve yerli yerinde kullanmak bizi en roğru olana götürecektir. Özellikle büyük ehemmiyete sahip Osmanlı Arşivi'ndeki kayıtları bizzat kaynağından alıp doğru değerlendirebilmek ve kullanmak gerektiğinin önemi burada bir kere daha ortaya çıkmaktadır.
Not: Bayburt’la ilgili Osmanlı Arşivi Belgeleri'yle yaptığım çalışmam baskı aşamasına gelmiş durumdadır. Kısa bir süre sonra hizmete sunulacağını umuyorum.