21 Şubat'ın bu yılki kutlamasında hoşgörüden yoksun insanlara malzeme çıktı. Başlangıçta İstiklal Marşı'nı okuyup oturan protokolün "her zaman yapıldığı gibi" sahnelenen tiyatro parçasına ilave edilen İstiklâl Marşı okunurken ayağa kalkmaması Bayburt'u bir daha lüzumsuz yere ülke gündemine soktu.

Bu durum şehir sakinlerini suskun bir üzüntüye sevk etmiştir. Mehmet Akif'in "Sebilürreşad" dergisi takipçisi bir dedenin torunu, İstiklal Marşı'nı güzel okuyan, eli kalem tutan birisi olarak ürettiklerimizle değil de bu şekilde gündeme gelmemizle haksızlığa uğradığımızı düşünüyorum. 

Protokolde İstiklâl Marşı'na saygısızlık yapacak birisinin olması düşünülemeyeceğine göre; böyle haberleri yapanlara; göçlerle küçülse de bu şehrin sakinlerinin çoğunun 1829 Hart Savunmasını, 1916 Bayburt-Kop Savunmasını yapanların torunları olduğunu hatırlatmamız lazım. Hatırlatmaya Genç Osman'ı, 1974 Kıbrıs Harekâtı'nda ve vatan savunmasında bu şehrin çocuklarının duruşunu ilave edebiliriz.

Yüksek kapasiteli öğrencilerin belli mesleklerde toplanması, yurt dışına olan beyin göçü ve birbirimize hoşgörüsüzlüğümüz toplum olarak en büyük derdimiz.

Şiirle bağlayalım sözü:

NANCA

Olmazdı bu çağda bu aşk
Ne ben Mecnun ne sen Leyla 
Harâbe, gönlümdeki köşk
Nanca uzandı vaveylâ