Kurtuluşa daha günler var… Var da, şimdiden bunları yazıp yayımlamazsak, yazdıklarımızın etkisi ve anlamı olmayacak. Uyaralım şimdiden dedik…

Örgütsel hıyanet taşnak
Taşnağın Bayburt’ta başı Arşak
Silahlar, talimler köşe bucak
Türklüğe kahpe tuzak
İftira varak varak
Yalanlar dudak dudak
Papazlar da bu işe ortak
Yurdumdan koparılacak
Bir kutlu toprak

Bizi yönetenler sağgörüden uzak mı uzak
İşine gelmeyeni duymayan kulak
Sözünde pıtırak, gözünde çapak
Yüreklerinde yok zerre-i miskal merak
Gıtgıtgıdak, gıtgıtgıdak, yumurtam sıcak
Devlet adamıymış, bırak be bırak!
Bu organize işlere idrak gerekir idrak!

İsyan bunun sonu: traktraktrak…
Mezalim bu, vahşet, bak işte bak!
Kalksın bayrak, çıksın sancak
Kaçan alçak, karşı konulacak
Ve bir kurt uludu, bir cephanelikte patlak
Kudret topudur mutlak
Dedi halk

Kurt ulur
Duduzar’da kurt ulur
Kudret topu muştudur
Gümler Bayburt kurtulur


21 Şubat’tı o mutlu gün… O mutlu gün, o gün bugün kutlanır…

Ben o mutlu günü, 6 yaşımda, Demirözü İlkokulu’nda kutladım (bizden büyük sınıflar Bayburt’a gitmişlerdi), sonra gurbet, bir daha 21 Şubat’ta Bayburt’ta hiç olamadım. Her 21 Şubat’ta radyoya, televizyona kulak kabarttım, Bayburt’a dair bir şeyler duyarım ümidiyle. Okudum, araştırdım, yazılar yazdım o gün, şiirler dedim. Yani 21 Şubat benim için, bir özlem günüydü de aynı zamanda.
Güzel bir özlem… Güzel bir özlem de, son yıllarda birileri “kutlama aşkımıza” ve bu “güzel özlemimize” karşı çıkmaya başladılar…

“Kurtuluştan kurtulmak” lazımmış… Resmi tarih söylemleri sorgulanmalıymış, çoğu yalanmış… Cumhuriyet yönetimi, kötülük etmiş Bayburt’a, Tevfik Çoruh “ittihatçının tekiymiş” zaten. Dede Korkut’la Bayburt’un ilişkisi de yokmuş, “Dede Korkut’u Bayburt’un başına ekşitmişler.”

Son yıllarda bu tür söylemler ülke çapında moda oldu, Cumhuriyet’in altı oyuldu ya, Bayburt’ta da buna koşut eğilim ve söylemler türedi. Hatta geçtiğimiz yıl bu ağızlara kulak verilerek kurtuluş bayramımız alanlardan salonlara taşındı, içi boşaltılıp anlamsızlaştırıldı.

Bu ağızlar, Türkiye’de en güçlü lobi olan Ermeni lobisinin ağzı… Bunlar sanıyorlar ki, hiç kimse Ermenilerin Bayburt üstüne emelleri hakkında hiçbir şey bilmiyor.

Biliyoruz ve izliyoruz. İşte yakaladıklarımız:

Varan 1: Kurtuluş Bayramımızı Ermeni kaynakları nasıl aktarıyorlar, buyurun okuyun:

93. kurtuluş coşkusu
2011/02/23

Baberd’de (Türkçe telafuzuyla: Bayburt’ta) düzenlenmiş olan ırkçı tören esnasında vali ve organizatörleri, çocukların sahneledikleri oyunla sözde “işgalci” Ermenilere karşı kin ve nefret besleyerek Ermenilere karşı propagandaya vurgu yaptılar.

Atalarının Altay steplerinden gelip Ermenilerin vatanına sahip çıktıklarını sözde “unutan”, 2500 yıllık geçmişi olan bu kentin kurucuları ve yerlileri olan Ermenilerin günümüzde bu şehirde yaşamadıklarının nedenlerini sözde “unutan” vali, kentten ve ilden kitlesel olarak göç eden halka hiç değilse ölülerini Baberd’de gömme çağrısında bulundu.

Sayın vali, Baberd’de gerçekleşen göçün ve geri kalmışlığın sebepleri, belki sosyal ve ekonomik yaşamdan ziyade Sizin ve Sizin gibiler arasında ötekilere karşı birikmiş olan kin ve nefretten kaynaklanmaktadır. Psikolojik bir kompleks söz konusudur. Benzer komplekse sahip insanlarda yer bulan, üstelik de asırlarca beslenen nefret, sonuçta kendisine karşı yönelir.

Irkçı beyler, başkalarından zaptedilmiş olan mallar, dahası: anayurt, asla barış ve mutluluk getirmez. Baberdlilerin göç nedenleri, belki de insanların bilinçaltındaki bu fikirden kaynaklanmaktadır. Size göre bugün Baberd’de bu insanların ancak %10’u kalmıştır.

Bir medya aracı tarafından yayınlanmış olan bu etkinlik hakkındaki haberi okurlarımıza sunmaktayız.
http://akunq.net/tr/ veb sitesi yöneticileri.


Varan 2: Bakın Bayburt’umuzu nasıl anlatıyorlar, kendilerine nasıl mal etmeye çalışıyorlar:

Baberd - Bayburt / Batı Ermenistan Şehirlerinden

Baberd, Bayberd, Bayburd. Yüksek Hayk Eyaleti’nin Sıper bölgesinde, Çorokh’un (Çoruh) iki yakasında kurulu (günümüzde Bayburt şehri)

Şehir, Trabzon’dan Karin’e (Erzurum) ve İran’a giden yol üzerinde önemli bir istasyon olmuş, Cenova ve Venedik’le ticari ilişkiler içinde bulunmuştur. Baberd, Ermeni elyazmalarının kopya edildiği önemli merkezlerden biri olmuştur. Şehir, 1829 Adrianapolis (Edirne) antlaşmasıyla Osmanlıya teslim edilmiş, savaş süresince Rusları desteklemiş olan 1000 dolayında aile ise intikama hedef olmamak için 1829–30 yıllarında Ermenistan eyaletine ve Akhaltskha (Ahıska) bölgesine göç etmiştir. Türk katliamcılar 1895 yılında Baberd’de binlerce Ermeni öldürmüş ve birçoğunu da Zorla Müslümanlaştırmışlardır.

1915’te Baberd’de (yaklaşık 30 bin nüfus) 481 dükkân ve mağaza, 40 kervansaray, 177 değirmen, 3 yağhane, 19 fırın, 1 tabakhane ile sabun, boya ve mum atölyeleri vardı. Şehirde yaşayan yaklaşık 10 bin Ermeni, beş kilise (Surb/Aziz Astvadsadsin, SurbAstvadsamayr, SurbHıreştakapet, SurbNışan, SurbOhan), bir erkek (Mesropyan) ve bir de kız (Hıripsimyan) okullarına sahipti.

Genelde tarım, hayvancılık, zanaatlar (özellikle kuyumculuk, demircilik ve halıcılık) ve ticaretle uğraşmaktaydılar.

Baberd’in Ermeni ahalisi 1915 Soykırımı esnasında tehcir edilmiş, büyük kısmı göç yolunda katledilmiş, kurtulabilenler ise değişik ülkelere sığınmışlardır. Baberd’in, 1916 yılında Rus orduları tarafından kurtarılmasının akabinde şehir 1918’de tekrar Osmanlılar tarafından işgal edilmiştir.

Çorokh’un sol kıyısında bulunan kayalık bir dağın tepesinde Baberd’in antik kalesinin kalıntıları bulunmaktadır. Düzgün kesilmiş taşlar ve kireç harcıyla yapılmış olan iki sıra surlarla çevrili kalede ordugâh, şatolar, kilise (Yunanca ve Ermenice yazıtlarla), su sarnıçları, tüneller ve farklı amaçlı yapılar mevcuttu, buların büyük bir kısmı 1829 Osmanlı-Rus savaşı esnasında yıkılmıştır.

Küçük Ermeni Ansiklopedisi, I. cilt, Yerevan, 1990.
http://akunq.net/tr/?p=6246


Ve Varan 3: Meğer Bayburt Pidesi, aslında Ermeni Pidesiymiş… “Kurtuluştan Kurtulalım” diyenlerin yüzüne çarpın bunu da:

Posted: Sun 31 Jul 2011 - 09:01

Post subject: Ermeni Sanatı Bayburt Pidesi

Bayburt pidesi diye bildiğimiz ve uzun yıllardır Bayburt’ta yapılan Bayburt Pidesinin bilinmeyen en önemli tarafını yeni öğrenmiş olduk. Yıllardır bu işi yaptığını dile getiren Resul Koçyiğit “15 yıldır bu mesleği yapıyorum. Yaptığımız bu iş Ermenilerden bize kalan bir meslek, bizde devam ettiriyoruz. Bu mesleğin önde gelenleri bunu bizlere öğretirken Ermenilerden kalan bir meslek olduğunu söylediler. Bayburtta bu pide ekmeğine rabet hiç azalmamıştır. Kışın işlerin düşük olmasıyla çıkardığımız günlük ekmek sayısı yaz sezonuna göre azalıyor. Emek isteyen ve herkesin istediğinde yapacağı bir meslek değil” diye konuştu.

http://team-aow.discuforum.info/t8883-Ermeni-Sanat-Bayburt-Pidesi.htm