''4+4+4'' adıyla bilinen yeni eğitim yasasının uygulamasına bu öğretim yılında başlanacaktır. Okulların açılmasına sayılı günler kalmasına rağmen bu yasa etrafındaki tartışmalar devam etmektedir. Yasa, eğitimdeki sorunlarımızı çözmek yerine, şimdiden kendisi sorun yumağı olmuştur. Çünkü yasa önerisini Meclis’e getirenler, eğitimcilerin sesine ve eleştirilere kulak tıkayarak,  acele ile Meclis’teki çoğunluklarına güvenip yasalaştırmışlardır.

''4+4+4'' adıyla bilinen yeni eğitim yasasının uygulamasına bu öğretim yılında başlanacaktır. Okulların açılmasına sayılı günler kalmasına rağmen bu yasa etrafındaki tartışmalar devam etmektedir. Yasa, eğitimdeki sorunlarımızı çözmek yerine, şimdiden kendisi sorun yumağı olmuştur. Çünkü yasa önerisini Meclis’e getirenler, eğitimcilerin sesine ve eleştirilere kulak tıkayarak,  acele ile Meclis’teki çoğunluklarına güvenip yasalaştırmışlardır.

Yeni eğitim yasasıyla ilgili eleştiriler şu noktalarda toplanmaktadır;

1.Okula başlama yaşı

Bu yıl ilköğretime başlayacak öğrenci sayısı 2,3 milyondan fazladır. Bu sayının yalnız 373 bini İstanbul’dadır. Yeni yasaya göre bu ders yılında 60-66 aylıklarla, 72-84 aylıklar birlikte okula başlayacaktır. Bu durum çeşitli sorunlara yol açmıştır. Bâzı illerde sınıf mevcutları, şimdiden 80’e ulaşmıştır. Bu kalabalık sınıflarda nasıl ders yapılacaktır?  İstanbul İl Millî Eğitim Müdürü’ne göre; ” Sabahçı olacak ortaokullar 7.00’ de okula başlasa bile, öğlenci olan birinci sınıf öğrencileri akşam ancak 19.00’da eve gidebileceklerdir.” Bu saatte yolda olan 5 yaşındaki bir çocuğun güvenliğini kim sağlayacaktır? 

Okullardaki fiziki şartlar; tuvalet, lavabo, masa, sıra, tahta, koridor, merdivenler, oyun alanları okula başlayacak 60-66 aylık çocuklara uygun değildir. 72-84 aylıklarla aynı sınıfta okuyacak 60-66 aylık çocuklar her bakımdan ezileceklerdir. Bu durum küçüklerin hayat boyu özgüvenlerini yitirmesine neden olacaktır. Öğretmenler 60 aylık çocukların eğitimi için yetiştirilmemişlerdir. Bu sahada deneyimleri ve donanımları yoktur.

*

Yukarda belirtilen sorunlar çözülse bile, okula başlama yaşının 7’den 5’e düşürülmesi ile başlatılan okul çağı, bu yaştaki çocukların beden, zihin özelliklerine uygun değildir.

*

2.Okul öncesi eğitim

5 yaşındaki çocuk oyun çağındadır. Bu yaştaki çocuklar, okul eğitimine hazırlandıkları, sosyalleşmeyi öğrendikleri, beyin ve beden gelişimlerini olumlu etkileyen okul öncesi eğitim kurumlarına devam etmelidirler. Ancak yeni yasada bu konuya önem verilmemiştir. Eğitimde atılım yapmış ülkelerde ise okul öncesi eğitim üç yıl sürmektedir.

3. Çocuğun okula hazır olup olmadığına karar

Eğitimde ileri ülkelerde okula başlama yaşı genellikle 7’dir. Buna rağmen, bu ülkelerde çocuğun okula hazır olup olmadığı hakkında kararı okul verir. Bizde ise; Millî Eğitim Bakanlığı’nın çocukların beden ve zihin gelişimi açısından okula hazır olup olmadığı hakkında hastanelerden rapor alınmasını istemesi ayrı bir yanlışlıktır.

4.Seçmeli dersler, müfredat programları ve ders kitapları

Okullarımızı bekleyen başka bir kargaşa nedeni ise; seçmeli derslerde yaşanacaktır. Şu anda okullarda seçmeli dersleri alan öğrenci sayısı belli değildir. Öğrencilerin talebi belli olduktan göre okullara öğretmen atamaları yapılacaktır. Bu atamalara bir de öğretmen yetiştirilmesi gereken branşlar eklenirse okullarda söz konusu derslerin boş geçeceği şimdiden anlaşılmaktadır.

Yeni eğitim sistemine göre bu derslerin müfredat programları, ders kitapları henüz hazırlanmamakla beraber, başında “Millî” olan Eğitim Bakanlığı ders kitaplarından millî şairimiz Arif Nihat Asya’nın Bayrak şiirini ve ilkokullarda söylenen “Andımız”ı kaldırmayı başarmıştır. 

5.Mesleki teknik eğitim/İmam hatip okulları 

Bu yasanın birinci amacı; imam hatip okullarını orta öğretime yerleştirmek olmuştur. Bir AKP’li vekil; “Bütün okulları imam hatip yapma şansını yakaladıklarını” ifade etti. Diyelim ki bütün okulları imam hatip yaptılar, Türkiye böyle bir eğitim sistemiyle dünya pazarında rekabet edebilecek hangi kalifiye iş gücünü yetiştirerek ekonomide söz sahibi olabilir? Bu gerçeğe rağmen, siyasal iktidar anayasada belirtilen eşitlik ilkesine aykırı olarak, nüfuzunu ve imkânlarını imam hatiplerden yana kullanmaktadır. Tam gün için hazırlanmış okullar imam hatip okullarına dönüştürülmektedir.   

Bu yasa ülkemizi geleceğe hazırlayan bir eğitim reformu olmamıştır. Yeni eğitim yasasında, iş yeri ve okula dayalı ikili bir mesleki teknik eğitim sistemi öngörülerek, ekonomimizin ihtiyacı olan kalifiye iş gücünü yetiştirmek hedeflenmemiştir.

6.Liseden üniversiteye geçiş

Liseden üniversiteye geçişi dershanelere bağlayan sistem bu yasa ile değiştirilmemiştir.

7.Kaliteli öğretmen/ilim adamı yetiştirme

Bu eğitim yasası ile eğitimimizin kalitesi daha da düşecektir. Eğitimin kalitesi ancak kaliteli öğretmen yetiştirilmesi ile mümkündür. Öğretmenlik, toplumun saygın, cazip mesleklerinden biri haline getirilmelidir.  Eskiden öğretmen yetiştirmek üzere yatılı öğretmen ve yüksek öğretmen okullarına sınavla ve mülâkatla köy çocuklarını ve fakir aile çocuklarını alan sistem kaldırıldı. Eğitim fakültelerine öğretmen olmaya uygun olmayanlarla birlikte ihtiyaçtan fazla öğrenci alındı. Ciddi bir branş öğretimi yanında uygulamalı bir pedagojik eğitim verilemedi.  KPSS denilen sınavla bu öğretmen adaylarının atamaları yapılmaya başlandı. KPSS’ de her yıl olduğu gibi bu yıl da şaibe iddiaları basına yansıdı.  Yeni yasada kaliteli öğretmen yetiştirmek ve çok sayıda birinci sınıf ilim adamı yetiştirilmesi ve gerçek ilim kurumları ile araştırma enstitüleri kurulması konusunda da hedef, özendirme ve yatırım yoktur. 

Sonuç / “Yangından mal kaçırır gibi” acele ile hazırlanan, yasalaştırılan ve uygulamaya konulan bu eğitim sistemi ile Türkiye’nin eğitim sorunlarını çözmesi ve gelecekte iddialı bir ülke olması mümkün değildir. Yapılacak iş; milletle, uzmanlıkla inatlaşmadan bu yasanın uygulanmasını birkaç yıl ertelemek ve bu arada her kesimi, özellikle eğitimcileri dinleyerek, ilme dayalı atılımlar yapmamızı sağlayacak yeni bir eğitim reformu paketi hazırlayıp, bir bölgede denendikten sonra yasa önerisini Meclis’e getirmektir.

Eylül 2012