Gerek birebir, gerekse forum sitelerinde açtığım anket sonuçlarına göre toplumumuzun % 70’inden fazlası sanatçıların siyasete girmelerine sıcak bakmıyor. Gerekçeleri ise ilginç; sanatçıların dürüst kişiler olduğunu bu nedenle de siyaseti beceremeyeceklerini düşünüyor ve sanatçıların SANATÇI olarak kalmalarını istiyorlar. Ayrıca “herkes kendi mesleğini yapmalı” gibi garip bir önyargı içinde insanımız… Bu mantığa göre:
Gerek birebir, gerekse forum sitelerinde açtığım anket sonuçlarına göre toplumumuzun % 70’inden fazlası sanatçıların siyasete girmelerine sıcak bakmıyor. Gerekçeleri ise ilginç; sanatçıların dürüst kişiler olduğunu bu nedenle de siyaseti beceremeyeceklerini düşünüyor ve sanatçıların SANATÇI olarak kalmalarını istiyorlar. Ayrıca “herkes kendi mesleğini yapmalı” gibi garip bir önyargı içinde insanımız… Bu mantığa göre:
Demek ki “siyaset” bir meslek olarak değerlendiriliyor.
“Herkes kendi mesleğini yapmalı”ysa avukat, doktor ve mühendislerin mecliste ne işi var? Onlarda kendi işlerini yapsa ya! Her sanatın bir okulu var ama siyasetin okulu var mı?
Sanatçıların dürüst kişiler olduğunu varsaydığımıza göre siyasetin kirli olduğunu düşünüyor ve bu kişilerin siyasete bulaşmasını istemiyoruz. Demek ki siyasetin temizlenmesini istemiyoruz. Daha da dehşet verici olanı; bizleri üçkâğıtçıların, sahtekârların veya hırsızların yönetmelerini istiyoruz.
Evet; sanatçı kişilikler dürüst insanlardır yalanı-dolanı, yalakalığı sevmez, diğer meslek gruplarına oranla daha duyarlıdırlar, hayatı ve toplumsal sorunları en iyi şekilde gözlemlemeleri ön plandadır, lider sultasını tanımaz, genel başkanın her dediğine koşulsuz riayet etmez, toplum ve ülke çıkarlarını her şeyden önde tutarlar.
Belki de bu özellikleri nedeniyle yakın tarihlerde siyasete girmiş olan Arif Sağ, Zülfü Livaneli, Hülya Koçyiğit, Ediz Hun ve Berhan Şimşek gibi sanatçılarımız 1 dönem zor dayanmıştır siyasete. (Ki merhum Osman Yağmurdereli’nin akibetide muhtemelen böyle olacaktı.)
Yine bir dönem Şişli Belediye Başkanlığı yapmış olan Fatma Girik, 2 ev 1 işhanı satıp işçilerinin borcunu ödeyerek siyaset arenasından canını zor kurtarmış ve sanatına geri dönmüş, yine iddialı ve şaşaalı bir şekilde seçimlere katılan İbrahim Tatlıses, Levent Kırca ve Halil Ergün ise daha yolun başında pes etmiş, diğer sanatçılar gibi siyasetten olabildiğince uzak kalma kararı almışlardır.
Oysa siyasete girmiş sanatçıların dünya ölçeğinde çok başarılı örnekleri mevcuttur. Bunlara bir göz atalım dilerseniz?
MELİNA MERCOURİ / Hollywood’un çok başarılı, Oskar ödüllü aktristi iken 1981 yılında ülkesi Yunanistan’a dönüp seçimlere katıldı. “Kültür ve Bilimler Bakanı” olarak görev aldığı siyasi arenada hayata veda edinceye kadar (1989) başarılı çalışmaları yapmış, ilk 20 sırada adı geçmeyen Yunanistan’ı İspanya’nın ardından Avrupanın en çok Turizm geliri olan 2. ülkesi yapmıştır. Ayrıca; 120 yıllık sorunu çözerek İngiltere’ye kaçırılmış olan arkeoloji harikası “Elgin Mermerleri”nin geri getirilmesini sağlamıştır.
VACLAV HAVEL / Oyunları ülkemizde de oynanan ünlü Tiyatro oyun yazarı… 1990 yılında Çekoslavakya Devlet Başkanı seçilmiş ve iç savaşın eşiğine gelmiş olan ülkesini bir damla kan dökülmeden tamamen barışçı bir yöntemle Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak ayrılmasını sağlamıştır. 1992 yılında büyük bir oy çoğunluğuyla Çek Cumhuriyeti Devlet Başkanı seçilmiş ve başarılı çalışmaları sayesinde ülkesini geliştirerek 1999 yılında NATO’ya, 2004 yılında da AB’ye girmesini sağlamıştır.
RONALD REEGAN / Yine Hollywood’da western filmlerinin unutulmaz kovboyu olarak zirvede iken; önce Kaliforniya Valisi olarak seçilmiş, 1967 -1975 yılları arasında bu görevini başarılı yapması üzerine 1980 yılında az bir oy farkıyla olsa da ABD’nin 40. Başkanlığını kazanmıştır. Daha yemin ettiği ilk gün, İran rehine krizini çözmüş, Dünyadaki açlık sorununa el atmış ve insani yardım kurumları oluşturmuş, silahsızlanma ve barışa önem vermiştir. 1984 yılında büyük oy farkıyla yeniden başkan seçilmiş ve ilk iş olarak SSCB ile soğuk savaşın bitmesine el atmış, Mihail Gorbaçov’a destek vererek onun reformlarının gerçekleşmesini ve SSCB’nin dağılmasını sağlamıştır. Başarılı çalışmaları ile ABD’ye tarihinin en parlak dönemini yaşatmış ve barışçı kişiliği nedeniyle pek çok savaşa engel olmuş, Falkland Adaları yüzünden savaşın eşiğine gelmiş olan İngiltere – Arjantin arasında arabuluculuk yaparak, krize son verilmesini sağlamıştır. ABD yasalarına göre 3. kez seçilemedi ama selefi olan Geoerge H.W. Bush'un büyük oy farkıyla 41. ABD başkanı seçilmesi onun eseridir.
ARNOLD SCHWARZENEGGER / Avusturya asıllı, Herkül, Conan ve Terminatör gibi unutulmaz filmlerin ünlü aktörü… 2003 yılında Kaliforniya Valisi olarak seçilmiş ve başarılı çalışmaları sayesinde eyaletinin hızla gelişmesini sağlamasından dolayı 2007 yılında rakiplerini silecek kadar oy farkıyla tekrar kazanmış ve bu görevine başarılı bir şekilde devam etmiştir.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün tabiî ki…
İnanıyorum ki ülkemizde de sanatçılarımıza siyaset yapma şansı verilip, destek olunduğu takdirde, gerek Mecliste gerekse yerel yönetimlerde daha temiz ve tarafsız siyaset yapılması, hizmetlerin daha bilinçli sunulması sağlanacaktır.
“Kültürlü Kültür Bakanları, kültürlü Kültür Müdürleri” ancak bu sayede mümkündür.
Selam ve saygı ile…
Aralık / 2009