“Paslı Deniz” olur mu? Olur. Şair onu da arar bulur, bulamazsa da yapar… Bedriye Korkankorkmaz böyle bir denizi bulmuş ve kitabına da ad etmiş. O kitap Artshop Yayınlarından.

“annemin kızlık aynasından görüyorum
hayallerimin günahlarım kadar akıl dışı olduğunu  
bir gülün güzelliği ile büyülenen hileli duygularım
gençliğim uyuyor kuruyan her gül yaprağında”

Hesaplaşma dizeleri… Özüyle, özgesiyle ve özellikle de geçmişiyle… Bedriye Hanım’ın öteki şiirlerinde de bu hesaplaşmaları görüyoruz. Yaşam, ölüm, anılar ve doğa ile derin hesaplaşmaları var. Bu hesaplaşmaların verileri ihanet, acı hüzün, düş yıkımları, adaletsizlikler ve ayrılıklar… Aşk da var elbette kutsal, keskin, özgün ve coşkulu:

“dilsiz hasretimsin sevgilim
kadınlığımda bin kadın yaşar
beni tutkunla öyle biçimsizleştir ki
bir daha kimse sevmesin senin kadar”

“yokuşlarını çıktığım sevgilim
ruhun sağ bırakmaz beni
senin için dünyaya ikinci kez geldim
alma benden yaralarımın intikamını”

Ninnilerin içine gizlenmiş çığlıkları var Korkankormaz’ın, bir ültimatom gibi yüklemiş dizelere:

“Anadolu gibi üşürüm tandırda bile
gülümsemelerim sürülmüş tarlalar gibi bereketli
özgürlüğümü bekliyorum yasak kitaplar gibi
ateşin içindeki duman gibi sesleniyorum insanlara

kıtlık günlerine açık kapımı rüzgâr da çalmıyor
saza söze dağa taşa böceğe ihanet etmiyorum
duygularımı yaşadıklarım yıkar, güneşin dallarına asar
bilmediğim ninni yoktur uyuturken ağıtları

ben de bir zamanlar çocuktun ey rüzgâr
senin gibi esip tozardım hayatımın içinden
sıra dışı bir hayatım olmadı
bildik ve masum
bu yüzden bilmediğim ninni yoktur uyutacak sözcüklerimi”

Bedriye Korkankorkmaz has şair, çizgisini ve biçemini bulmuş, daha derinlere de dalabilir, dalsın istiyorum, daha nitelikli ürünler çıkacaktır.

ÖLÜMSÜZ KARANFİLLER

Bedriye Hanım’ın elimdeki ikinci kitabı bir düzyazı, deneme-söyleşi türü bir kitap. İzan Yayıncılık yayını.

Deneme-söyleşi… Kimlerle söyleşi? Görmedikleriyle, hatta yaşamayanlarla… Onları ünleri, yapıtları ile tanıyor, düşünüyor, düşlüyor, sonra onları alıyor karşısına, onların yerine geçerek sorular soruyor, onların ağzından da yanıtlıyor. 

Kimler yok ki? Ünlü sinema yönetmeni Tarkovski, Victor Hugo, Samuel Beckette, Lessing, Çernişevski, Gonçarov, Lermantov, Puşkin, Turgenyev, Anton Çehov, Nikolay Gogol, Audrey Hepburn, Henry Miller, James Joyce, Edit Piaf, Dickonson ve daha niceleri…

Bir dünya edebiyat ve sinema turu yaptırıyor Bedriye Hanım okurlarına, bu tur bilgi ve ilgi dolu. Bu turu geçenlerde büyük değişimler olacağını rahatlıkla söyleyebilirim. Okursanız bana hak vereceksiniz.

Bu kitaptan birkaç not da vereyim ilginizi kamçılayacak. Sözgelimi Edith Piaf diyor ki “Erkekler beni fethettiklerinde bir toprak gibi kullanıyorlardı. Dickonson diyor ki “Şiirlerimin sadece 10 tanesi yayımlandı.” Henry Miller diyor ki ilk aşkı için “Ona meftun olduğum için ondan kaçtım.”

Puşkin, gençliğinde zencilere özgü sevişme tekniklerinden söz edermiş ve kazandığı altın paraları ırmağa fırlatmaktan gurur duyarmış.

Ve daha neler neler… 335 sayfalık bu yapıtı ilgiyle okuyacağınıza inanıyorum.