1908 Trablus  ve 1912 Balkan Savaşlarında yenilgiye uğrayan, 600 yıl parlak bir tarih içinde yaşayan OSMANLI  İMPARATORLUĞU, bu yenilgilerden sonra saygınlığını yitirmişti. Bu yıllarda sarsılan  itibarın tekrar kazanılması düşüncesinde olan ''İttihatçılar'' İmparatorluğun düşündüğü gibi düşünmüyor, ALMAN, hayranlığı içinde bulunuyorlardı.

Avrupa'da güçlenen Alman Ekonomisi, İngiltere, Fransa ve Rusya'yı tehdit ediyordu. Ancak savaş için bir bahane aranıyordu. İşte bu sıralarda, Avusturya-Macaristan, Veliahdı ve eşinin 28 Haziran 1914 günü, “GAVRİLO” adlı bir Sırp genci tarafından öldürülmesi sonucu, Macaristan orduları, Sırpistan'a saldırdı.    
31 Temmuz 1914’te Rusya, Sırplar'ın yanında yer aldı. Almanlar bunu fırsat bildi, Macaristan yanında yer aldı. Rusya'ya ve Fransa'ya saldırdı. Bu sefer de İngiltere, Almanya'ya savaş ilan etti. Bu sırada Alman Donanması, İngiliz Donanması tarafından takip edilerek, ''GÖBEN VE BRESLAV'' Zırhlıları, kaçarak Marmara'ya sığındılar. Biz bu gemileri her ne kadar satın aldığımızı ilan ettikse de, daha sonra bu gemiler mürettebatı ile Karadeniz’e, SUŞON   komutasında açılmış, Rus kıyılarını vurması sonucu, 10 Ağustos 1914’te biz de fiilen Almanya'nın yanında savaşa katılmış olduk.

İTİLAF DEVLETLERİ: İngiltere, Fransa ve Rusya ,- İTTİFAK DEVLETLERİ: Almanya, Bulgaristan ve Osmanlı Devleti olarak taraflar teşekkül etmişti. Doğu illerimizde, Rus saldırıları birkaç ilimizin elimizden çıkmasına sebep olmuştu. İngiltere ve Fransa müttefikleri, Rusya ile daha kolay işbirliği yapabilmek için, Boğazları geçerek, Karadeniz'e ulaşmak istiyorlardı. Bunun için de İngiliz ve Fransız donanmaları, Çanakkale önlerinde yığınak yaparak tarihte eşine ender rastlanan, çok şiddetli deniz savaşlarına sebep olmuştur.

İtilaf Devletleri için Boğazlar çok önem kazanmıştı. İstanbul'u ele geçirerek, Rusya ile doğrudan temas sağlamış olacaklardı. Böylece, güneyden Süveş yolu ile Suriye ve Filistin'de emniyet altına alınmış olacak ve Osmanlı İmparatorluğu, her taraftan çevrilmiş olacak ve barış istemek zorunda kalacaktı. Bunun için de Londra'da 13 Ocak 1915’te ''Savaş Meclisi'' toplanarak, Çanakkale Boğazı'nın, Donanma Kuvvetleriyle zorlanıp geçilmesine karar verildi.

Çanakkale Savaşları, biri deniz, dİğeri kara olmak üzere iki bölümdür. 

DENİZ SAVAŞLARI: 

Donanmamız, İtilaf devletlerinin donanmasına karşı koyacak güçte değildi. Kumkale, Orhaniye ve Ertuğrul tabyalarında 20 adet, ara savunma bölgesi Kepez ve boğazın en dar yeri olan Kilitbahir'de 24 ağır topumuz bulunuyordu. Bu savunmada biz, en fazla, mayın hattı ile savunmaya önem veriyorduk. Çanakkale Boğazını savunacak kuvvetlerin, Gelibolu Yarımadası'ndaki Müstahkem Mevki Komutanı Albay Cevat Bey (Org. Cevat Çobanlı) savunmayı güçlendirmek için yeni bataryalar teşkil etmişti.

İtilaf Devletlerinin ilk taarruzu 3 Kasım 1914'te oldu. Boğazın Rumeli tarafını İngiliz, Anadolu tarafını da, Fransız donanması bombarduman ediyordu. Kara savaşları da, aynı cephe taksimatı içinde yapılmaktaydı. Düşmanın bombardımanına, Orhaniye ve Ertuğrul  Tabyalarından karşılık verilmesi, düşmanı durdurmuşsa da, Seddülbahir tarafı tahrip edilmişti. Böylece düşman 19 Şubat 1915 tarihine kadar hücumda bulunmadı.19 Şubatta Düşman Donanması kesin hücuma kalktı. Ancak Osmanlı Bataryalarının tesir sahasına girince şiddetli bir ateşle karşılaştılar. Çok şiddetli karşılıklı ateş düşmanın ilerlemesine engel oldu. ''Meşhur Agamemnon'' zırhlısı ağır yara aldı. Düşman ateş kesmek zorunda kaldı.

25 Şubat 1915 günü taarruz tekrarlandı. Ertuğrul Tabyalarımız, düşmanın Vijans, Şarlman, Komovalis ve Elizabet gibi zırhlılarla ateş altına alındı. Bu taarruzlarla Osmanlı Bataryaları kullanılamaz hale geldiğinden tabyalar terk edildi.

17 Mart 1915 günü Amiral Dörobeki, komutanlarına: ''Efendiler, yarın akşam Marmara'da olacağız'' diyor. Ve Karanlık Limanın, mayınsız temiz olduğuna dair raporu aldığını söylüyordu.

Bu haberi alan, Çanakkale Müstahkem Mevki Kumandanı, Tuğgeneral Cevat Paşa, Müstahkem Mevki Mayın Gurup Komutanı Bnb. Nazım Beyi telefonla çağırıyor. Nazım Beye soruyor:

- Mevcut kaç mayınımız var?  
- 26 adet Paşam.
- Bunları bu gece Karanlık Liman'a dökebilir misiniz?
- Baş üstüne Paşam, cevabını veriyor. O gece Nusret Mayın Gemisiyle Liman mayınlanıyor.

18 Mart 1915 sabahı savaş başlıyor. İlk olarak mayınlara çarpan ''BUVET'' Zırhlısı batıyor. Takiben, Seyit Onbaşının topa sürdüğü 215 okka ağırlığındaki mermi ile de, ''OCEAN'' (OKYANUS) Gemisi batıyor.
Takiben, SUFREN, GOLVA, İRREZİSTIBL Zırhlıları sulara gömülüyor. Böylece Düşman denizde savaşmaktan vazgeçerek, Kara Savaşlarına yöneliyor. İşte 18 MART 1915 tarihinde ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİNE böylece ulaşmış oluyoruz.

ÇANAKKALE KARA SAVAŞLARI

İtilaf Devletleri, karadan taarruza geçerek, ACEABAD Yarımadasını istila ederek, Donanmalarına, deniz yolunu açmağa karar verdiler. Avustralya ve Yenizelanda'dan getirdikleri silahlı kuvvetlerle –ANZAKLAR savaşacak düzeni kurdular.

Osmanlı Devleti düşmanın bu harekat planına karşı, Bölgenin Başkumandanı, LİMAN VON SANDERS Paşa'nın emrinde 5. Orduyu teşkil etti. Bu sırada Sofya'dan Çanakkale'ye gelen Yarbay MUSTAFA KEMAL Bey yeni teşkil edilen 18’ci Tümen Kumandanlığına tayin edildi. Beşinci Ordunun kuvvet toplamı 80.000 kişi civarında idi. Fakat, silah ve cephane ancak 20.000 kişiye yeter durumda idi.

Düşman, Kara Harekatını şu beş noktaya teksif etmişti:

1-Kumkale ve Bolayır Çıkarmaları,
2-SeddüLbahir Çıkarması,
3-Arıburnu Çıkarması,
4-Karatepe Çıkarması,
5-Suvla Çıkarması ve ANAFARTALAR.

Düşman çıkarmalarına, birliklerimizce en cesur karşılıklar verilmiş ise de düşmanın malzeme bolluğu ve çeşit ayrıca iaşe bakımından kat kat üstünlüğü, daima başarımızı zorlaştıran yönlerdi.

Düşman Generali Hamilton kuvvetleriyle Arıburnu bölgesinden, CONKBAYIR'I istikametinde
KOCAÇİMEN Tepesine taarruz edecekti. Düşman Topçusunun ateşi, Arıburnu yönünde başlatılmıştı. Osmanlı Topçusunun karşılık verdiği ateş sonucu, düşman yön değiştirerek, ateşini CONKBAYIR'I istikametine yöneltti.

Conkbayır'da cehennemi anlar yaşanıyor, her adım başına bir mermi düşüyordu.

Kumandan Mustafa Kemal Bey'e gelen raporlarda bölgede durumun tehlikeleri anlatılıyordu. Suvla çıkarma Bölgesinden ilerleyen Düşmana, Osmanlı Ordusunun SAROS Grubu, Grup Kumandanı Mustafa Kemal Bey tarafından, ANAFARTALAR'a yöneltildi ve CONKBAYIR'ına olan hücumlar püskürtüldü.

Bu sıralarda Mustafa Kemal Bey, tehlikeyi yakından görmüş, dağınık kumandalar altındaki kuvvetlerin, tek komuta altında birleştirilmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyordu. Sunulan bu teklif, Liman Von Sanders Paşa tarafından yerinde görülmüş, Mustafa Kemal Bey, Anafartalar Grup Kumandanlığı'na teklif ve tayin edilmişti.

Anafartalar Grup Kumandanı Albay Mustafa Kemal Bey, Düşmanı durdurdu. Bu sırada Conkbayır'ını, top ateşine tutan düşmanın bir şarapnel parçası da, Mustafa Kemal Bey'e isabet etmiş, ancak cebindeki saate çarptığından yaralanmadan kurtulmuştu. Burada Osmanlı taarruzu başarıya ulaşmış, düşman birlikleri perişan edilerek geri püskürtülmüştür.

Çanakkale Savaşları'nın başarılı olmasında, Miralay (Albay) Mustafa Kemal Bey'in, dirayeti, cesareti ve inancı, tarihimizin en şanlı bir sayfasını bize hediye etmiştir.

Böylece 1915 yılının baharında zafer ümidi ile karaya ayak basan, Birleşik Düşman Kuvvetleri, 1916 yılının kış ortalarında büyük bir yenilgi ile yurdumuzdan çekilip gitmek zorunda kalmışlardır. Bu sıralarda Mustafa Kemal Bey, Albaylıktan (Miralay), Tuğgenerallığa (Mirliva) yükseltilmiştir.

Böylece 240.000 yurt evladının ''Şehadeti'''yle sınırları küçülen İmparatorluk'tan, sınırları çizilmiş TÜRKİYE var edilmiş Türklük Mefkuresinde hepimizi birleştirmiştir. Bu savaşlarda, Şehit düşenlerimizi rahmetle, Gazilerimizi şükranla anar, milletimize birlik ve bütünlük içinde ebedi mutluluklar dilerim. Ali Kemal Parıldar (2011- Ankara) 

 ÇANAKKALE ZAFERİ

 Bir tarih şahlanıyor, yine bugün adında,
 Şaklayan kırbaç gibi, düşmanın suratında,
 Unutulmaz sillenin, izleri vardır hala,
 Seddülbahir, Kumtepe, Conkbayır sırtlarında.
 

Tutunabilmek için, küçücük bir karaya,
 Dehşet saçan vahşiler, toplanmış bir araya,
 Karşılarında ancak, bir avuç iman eri,
 Yenerek döndürdüler, düşmanı maskaraya.

 Irrisisttıble ve  Ocean, gömüldüler sulara,
 Çılgınca bakan gözler, daldılar uykulara,
 Kurtuluş yok kaderden, yok argtık geri dönmek,
 Uyarmak için yeter, bu ibret ahmaklara.

 Yıl bin dokuz yüz on beş, on sekiz mart dediğin,
 Kanıje'den, Purut'tan, bir örnektir verdiğin ,
 Ah; Mehmedim, seninle toprağım Vatanlaştı,
 Bugün san ulaştı, müjdesi şehitliğin.

 Doksanbeş yıl deyil, bin yıl geçse aradan,
 Her onsekiz martta ,sesimiz Marmara'dan,
 Semaya yükselecek, titretecek Cihan'ı,
 Şen olacak ruhunuz,sonsuz hatıralardan.                           
                                                                                     
Alman General Liman Von Sanders, Çanakkale Savaşları'nda Başkumandan, kendisinin Türk Ordusu ve ''Mehmetçik ''hakkında ki övgü dolu sözleri, diyor ki:

Mehmetçiğin kahramanlığını, tarih kitaplarından öğrenmek ve değerlendirmek zordur. Mehmetçikle birlikte savaşarak onu tanımak fırsatını buldum. O'nu anlatmaya kelimeler yetmez.

Çanakkale Savaşları'nda bulunan, daha sonraki yıllarda da Avustralya Genel Valisi olan COSEY'de diyor ki:

Mehmetçik, yaralı düşman askerlerini siperlerine getirip, tedavi için bırakıp giderdi.

Mustafa Kemal, 1909 yılı eğitim manevralarında, ''Ordu Kurmay Başkanlığı emrine verilmiştir. Alman Askeri Heyetinin başında, Mareşal Von der Goltz bu manevraları yönetmek için gelecektir. Mustafa Kemal bir manevra planı hazırlamaya karar verdi. Yüksek rütbeli subayların bu küstahlık karşısında tepeleri atmıştı.

Mareşal Hazretleri, buraya bizlere ders vermeğe geliyor; dediler. Bizden ders almaya değil.-Mustafa Kemal: Türk Genel Kurmayının da, kendi ülkesini nasıl savunacağı konusunda bir takım düşüncelerinin olduğunu göstermesi aynı derecede önemliydi. (Mareşal, Mustafa Kemal'ın hazırladığı ''Planı'' görünce bunu uygulamağa karar verdi. Lord Kinross ,(ATATÜRK) -Bİir Milletin Yeniden Doğuşu ,sayfa 61

Yararlanılan kaynaklar

Lord Kinros; ATATÜRK (Bir Milletin Yeniden Doğuşu)                               
Milli Mücadele: Ulusal Kurtuluş Savaşı (Sabahattin Selek)  
Mustafa Kemal: (Büyük Nutuk)         
Çanakkale Kahramanları ve Çanakkale Savaş Alanları Gezi Günlüğü, (Araştırmacı; Ramazan Eren)