Yılan yarpuzdan hazzetmezmiş, o da gelir deliğinin başında bitermiş. Araştırmacı yazarmış adamın biri (adını ilk kez duyuyorum. Mail adresimi bulmuş, bana ileti yolladı. “İslam'dan Deizme” adlı kitabımı görmüş (dikkat ediniz, okumamış, görmüş) onun için bana ileti atıyormuş. Bir de telefon numarası yazmış. Dedim ki "Beyefendi önce bir okusaydınız kitabımı da ondan sonra beni arasaydınız.” Ve gerek odatv'de Pınar Saraçoğlu Hanım'ın benimle yaptığı söyleşinin, gerekse ceviz kabuğu programında Hulki Cevizoğlu'na dediklerimi içeren videoların erişim adreslerini de yolladım ki izlesin.

Cevap geldi: “Cazim Bey, beni tanımıyorsunuz. Sorun değil. 45 yıldır Din ve Devlet İlişkileri üzerinde çalışıyorum. Deist'tim. Rahmetli Prof. Yaşar Nuri Öztürk yaşamı boyunca 58 kitap yayınladı. 57. cisi ‘Deizm’ adını taşıyor. Sözde din adamlarının dediği gibi ‘Deizm’ dinsizlik değil ‘akıl’ ve ‘aklı kullanma’ anlamındadır.”

Adam hâlâ bana deizm öğretme, kendini satma peşinde. Aldı yanıtını: "Yaşar Nuri'nin deizm kitabı için Yeniçağ'daki köşemde yazı yazan benim, o yazının öyküsü kitabımda var. Kitabımda Deizmin ne olduğu ne olmadığı da var. Kitabımı okumadan sallıyorsun, bana da deizm öğretmeye kalkışıyorsun. Kardeşim, bak Wikipedia ansiklopedisine, Cazim Gürbüz orada dünyanın en ünlü deistleri arasında gösterilmektedir, o listede senin Yaşar Nuri Öztürk’ün yoktur.

Deizm tanımın da yanlış, Yaşar Nuri'ninki de yanlıştı. Sana Ceviz Kabuğu programının videosunu yolladım orada neden yanlış olduğunu izah ettim. Ona da bakmamışsın belli ki. Senin derdin başka, kendini bana tanıtmaya uğraşıyorsun. Var git işine kardeşim, hadi uğur ola!"

Bana "Ne ters adamsın, egosu çok yüksek adamsın" diyorlar birileri. Böylelerine öyle olacaksın. Kitaplarımı okumadan bana akıl ve caka satana yapacağım budur.

“GİDEN GELMİYOR ACEP NE İŞTİR?”, “YEMEN İLLERİNDE VEYSEL KARANİ” VE VİTRİNDE NAMAZ

Türkülerimizde Yemen tarihi var aslında:

“Mızıka çalındı düğün mü sandın/Al beyaz bayrağı gelin mi sandın/Yemen’e giden gelir mi sandın/Tez gel ağam tez gel dayanamiram/Uyku gaflet bastı uyanamiram/Ağam öldüğüne inanamiram”

“Aho Yemen’dir güllü çemendir/Giden gelmiyor acep nedendir/Burası Huş’tur yolu yokuştur/Giden gelmiyor acep ne iştir.”

Anadolu çocukları din aşkına Yemen’e yollandı, dindaşları ilkel ve vahşi Yemenlilerin kahpeliğiyle oralarda can verip dönemediler çoğu. 

Kemal Tahir, “Bir Büyük Mülkiyet Kalesi” adlı romanında Yemen’den ilginç ve utanç dolu manzaralar verir: 

"Yemen Milleti, büyük abdestini hayvan gibi ayakta yapıyor ve Şeyhler iki beyaz lira çeyreğine yedi yaşındaki kızlarını getirip Osmanlı'nın koynuna sokuyordu." 

Bütün bu acı gerçekler orta yerde durur ama yurdum insanı bunları görmezden gelir, aşkla ve şevkle "Yemen illerinde Veysel Karani" ilahisini dinleyip kendinden geçer ve Yemen’i kutsal bir belde sanır, çocuklarının adını Yemen kor. Lise öğrenciliği yıllarımda Erzurum’da Yemen adlı bir terzi vardı, dükkânın vitrininde namaz kılardı. Babam birisinin tavsiyesi üzerine beni o dükkâna götürmüş, bir takım elbise diktirmişti o Yemen’e. O zaman gördüklerim ve izlenimlerim, bu Yemen denilen herifin sızma bir din sömürücüsü olduğu yolundaydı, babama da demiştim bunu.