Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı üç yıl önce 88 yaşında kaybettik. Mekânı cennet olsun. O büyük bir insandı. Sadelik, iyilik ve doğrulukla şekillenen şahsiyet yapısı büyüklüğünün sırrıydı.

Babası hâkim olan R. Denktaş, eğitiminin ilk yıllarını Türkiye’de tamamladıktan sonra İngiltere’de hukuk tahsil etti. Kıbrıs’a döndü. avukatlığa başladı. O yıllar Kıbrıs Türklerinin Rum teröristlerinin kanlı saldırılarıyla yok edinmek istendiği acı zamanlardı. EOKA, 1955’ten itibaren adadaki Türk varlığını yok etmek için her türlü zulme başvuruyordu. Doktor Fazıl Küçük Kıbrıs Türklüğünün lideri olarak demir bir iradeyle Rumlara karşı duruyordu. 1958 yılında Denktaş, Dr. Küçük’ün yanında yer almış ve Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’nı kurmuşlardır.

Türkleri imha hareketi

Kıbrıs’ta Türk varlığının direnen gayretleri sonunda, 16 Ağustos 1960’ta Cumhuriyet resmen ilan edilmiştir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Yardımcısı, on bakanlıktan üçü, Temsilciler Meclisi’nin % 30’u ile kamu görevlilerinin %30’unun Türklerden seçilmesi öngörülmüştü. Bu hükümlerden de anlaşıldığı üzere, Türkler azınlık olarak görülmemekle birlikte, ortaklıkları eşit statüde değil, azınlık durumuna göre belirlenmiştir. Buna rağmen devletin kurulması Türk tarafını rahatlatabilecekken, Makarios hükümete EOKA liderini de almış ve Enosis’i gerçekleştireceğine yemin etmiştir.

Makarios’un bu hedef doğrultusundaki faaliyetleri hiç durmamıştır. EOKA’cılar “Kanlı Noel” olayları olarak bilinen Türkleri imha hareketine girdiler. Katliam 3 gün sürdü. 92 Türk şehit edildi, 475 kişi yaralandı. 103 köy yıkıldı, 30 bin Türk kuzeye göçtü. 23 Aralık 1963’te iki Türk jetinin Lefkoşa semalarında görülmesi üzerine Makarios ateş kesmek zorunda kaldı. Kısa bir süre sonra Makarios bütün anlaşmaları geçersiz saydı ve Türkleri imha hareketi Kıbrıs’ın değişik yerlerinde yeniden başladı. Bütün bunların karşısında çıkarma harekâtı planlanıyor ancak çıkarma gemilerinin yokluğu yüzünden bir türlü gerçekleştirilemiyordu. Ankara uluslararası kuruluşları harekete geçirmek istiyor, ABD ve İngiltere bu çabaları önlüyordu.

Rumların gayretleri hiç durmuyordu. 13 Mayıs 1983 günü BM’den Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin ortadan kaldırılması için bir karar çıkarttılar. Kıbrıs Türklüğü Denktaş’ın liderliğinde 17 Mayıs 1983’te 1960 Anayasası ile doğmuş olan Self Determinasyon hakkına başvurma kararı aldı. 15 Kasım’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu. Türkiye aynı gün KKTC’yi tanıyarak onların yanında olduğunu gösterdi.

Kim haklı, kim zavallı?

KKTC kurulduktan sonra ABD ve İngiltere kaynaklı Rumlara daha fazla tavizler verilmesini isteyen talepler Avrupa Birliği’ni de yanına alarak günümüze kadar gelmiştir. Adadaki Türklerin toprak ve nüfus varlığının azaltılması için sürekli gayret sarf eden Batı’ya karşı merhum Denktaş cesaret ve azimle haysiyetli politikasını sürdürmüştür. Ne yazık ki O’nun ufkunu göremeyenler mücadelesini kavramaktan aciz olanlar koro halinde Denktaş uyumsuz propagandasının kargaları oldular. Acaba bugün TV’de, basında, politikada yer tutan bu efendiler gelinen çizgide Denktaş’ın ne kadar haklı ve kendilerinin ne kadar zavallı olduğunu görüyor mu?

Kıbrıs, Akdeniz’in stratejik açıdan son derece önemli bir coğrafyasındadır. Bakü-Ceyhan Kerkük-Yumurtalık petrol yollarının kesiştiği İskenderun Körfezi’ni kontrol eder durumdadır. Zaman içinde gelişecek yeni enerji hatlarını da denetleyebilecek ve düzenleyebilecek bir konumdadır. Doğu Akdeniz’in hava ve su sahasını, petrol ve doğal gaz gibi Doğu Akdeniz’deki zenginlikleri Kıbrıs kontrol altında tutabilir. Askeri açıdan Türkiye’nin Akdeniz sahillerinin tek kalesi Kuzey Kıbrıs’tır.

İşte Rauf Denktaş bütün bu zengin ufukların sahibi olan muhteşem bir dehanın adıdır. Tevazuu eksilmeyen tebessümü ve sadeliği büyüklüğünün çizgileridir. Yaklaşabildiğiniz ölçüde O’nun büyüklüğünü daha iyi görürdünüz. R. Denktaş bir Türkiye sevdalısı idi. Türk milletine tuzak kuran Rumlara ve onların takipçisi Ermenilere karşı yiğitçe mücadele etti. Denktaş, Talat Paşa Komitesi tarafından Lozan’da 22 Temmuz 2005 günü düzenlenen “Ermeni Soykırımı Emperyalist Bir Yalandır” toplantısına katıldı. İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve diğer yürekli aydınları yalnız bırakmadı. Perinçek’in Lozan’da 6-9 Mart 2007 günleri yapılan yargılanmasına da katılarak destek oldu. Denktaş için Lozan’ı savunmak, ana vatanın bütünlüğünü korumaktı. O, bir ömür Türk milletinin haklarını korumak yolunda cesaretle mücadele etti.

Denktaş’ı gönlümüzün en sıcak sevgileriyle Fatihalarla yad ediyoruz.

Bir ömür boyu şikayetsiz bütün acılara katlanan büyük adam; bu aziz millet yüce şahsiyetini asla unutmayacak.