Bayburt Müslüman Dilendirmezler Cemiyeti, Kaymakam Tunalı Hilmi Bey'in desteği ile Cumhuriyet öncesi kurulmuş, Bayburt Gençlik Yurdu ise Cumhuriyetin ilk yıllarının derneğidir. Folklor Derneği gibi 21 Şubatlarda faal olan dernekler ve Şair Zihni, Kurtuluş Spor, birkaç yıl yöneticilik yaptığım Gençlik Spor ve tabii Bayburtspor   kulüpleri altmışlı yılların sonlarından itibaren şehrimizde faal olan sivil toplum kuruluşlarıdır.

İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyük şehirlere 1950'li yıllardan itibaren göç eden hemşehrilerimiz Türkiye'de ilk hemşehri derneklerini kurmuş, bunların sayıları zamanla artmıştır. Mesela İstanbul'un çeşitli semtlerine yayılmış ikiyüze yakın Bayburt hemşehri derneği vardır; hemen her köy bir dernekle temsil edilir. "Bayburt Derneği gibi her yerde karşıma çıkıyorsun sözü’’ darb-ı mesel olmak üzeredir.

1970'e kadar gurbet ellerde başarılarını gazetelerden okuduğumuz Bayburt Cirit takımının ve Taht, Kop, Saraycık, Berne, Mutlu gibi köylerde ve şehir merkezinde çok eskiden beri oynanan Cirit oyununun, seksenli yıllarda esamesi kalmamıştı. Belediye Meclis Üyesi olduğum doksanlı yıllarda toplantılarda ve yazılarımda bu durumdan bahsediyordum, bazıları alaya da alsa Belediye Başkanı Muammer Daştan fikre sahip çıkması ve Osman Okutmuş'un gazetesinde destek vermesiyle belediyenin destekleri ile kurulan Atlıspor Kulübü ile Cirit Sporu şehrimizde tekrar canlandı. Doksanlı yıllardan 2007'ye kadar başkanlığını yapıp, kamuya yararlı dernek statüsüne girmesini sağladığım Verem Savaş Derneği ile uzun zaman hayırlı hizmetler yaptık, kasasını dolu olarak devrettiğimi biliyorum. Nevzat Karaoğlu'nun kurulmasını çok istediği Şair ve Yazarlar derneğini o rahmetli olduktan sonra 2004'te Mahmut Kırtan, Mustafa Kayalı gibi arkadaşlarla kurmuş, tüzüğünü öyle yaptığımız için iki dönem sonra başkanlığını bıraktığım bu dernek Bayburt'ta devamlı açık olup kesintisiz faaliyet yapan Mete Emir'in BEKDER’i, Fatih Dündar'ın BAYDER’i ve daha yeni kurulan Aşıklar Derneği gibi kültür derneklerinin öncüsü ve örneği olmuştu. Şehirde, köyde şiirler yazıp, aşık tarzında çalıp söyleyen az sayıdaki insana ulaşmış, şiir geceleri düzenlemiştik. Üyesi olduğum Bayburt Şehit ve Gazileri Derneği Haluk Akkoyunlu'nun çabalarıyla kurulup hizmetler verdi ve vermeye devam ediyor. Yönetime yazmayın derken başkan yardımcısı da olduğumu öğrendiğim; Kayseri'de oturup kendi sahasında çok başarılı olmuş olan iki hemşerimizin; Akın Bayrak ve Rıfat Yıldız'ın yürüttüğü BAYPROJE Dernerği de farklı alanlarda hizmet verip eserler bırakan bir dernek. Uzun zamandır faal olan Asaf Durulmuş'la özdeşleşmiş İmam Hatip ve Camiler Derneği hemen herkesin hizmetlerini bildiği bir dernek. İlk başkanlığını Nihat Purut'un yaptığı, 2009-2011 yıllarında başkanlığını yaptığım, yönetiminde Ülkü Güney, Fetani Battal'ın da olduğu Bayburt Üniversitesi Koruma Derneği 2008'de kurularak üniversitenin zor yıllarında büyük hizmetlere imza atmıştır.

İsmi başka asıl gayesi başka olan ilgi alanımız dışındaki dernekler dışında doksanlı yıllardan sonra her mahallede açılan mahalle dernekleri ve cami dernekleri de camilerin inşa ve bakımı ile cenaze hizmetlerinde bir boşluğu doldurmaktadır.

Ülke çapında faaliyet gösteren Gazeteciler Cemiyeti, Kızılay, Yeşilay, T.Diyanet Vakfı, Ülkü Ocakları, İlim Yayma Cemiyeti, Türk Hava Kurumu ve üyesi olduğum İLESAM, Türk Ocağı ve MÜSİAD gibi büyük dernek ve vakıflar da şehrimizde tensil edilip faaliyetleri olan kuruluşlar. Ticaret Odası, Esnaf Odası, yöneticisi olduğum Ecazacı Odası ise üyeliği zorunlu olan meslekî yönleri ağır basan şehrin en bilinen sivil toplum kuruluşları. Veterinerlerin, Mühendislerin, Diştabiplerinin, Tabiplerin meslek odalarının, temsilcileri dışında kurumsal yapıları yok. Ülke genelinde teşkilatlanan siyasi partilerin büyük olan dört-beşi dışındakilerin şehrimizde teşkilatlandığı pek görülmez.

BAYSAN gibi şirketlerden edindiğim tecrübelerden ve BAYTAŞ ve kurulup dağılan un fabrikasından marketler zincirine kadar bir çok şirketin hikayesinden Bayburt'ta ortaklık kültürünün ve şirketleşmenin çok zayıf olduğu kanısına vardım. Üstelik memleket yararına fikir üretip, bir iş yapılmasına, yeni bir oluşuma sebep olanların sonradan bu fikri alıp işi sahiplenenler tarafından yok sayılmak istendiği kanısına vardım ki, bu gerçekler şehrin büyümesinin önündeki en büyük engel.