E.Bülent Yardımcı ismini duymuşluğum vardı ama yapıtlarını görmüşlüğüm, okumuşluğum yoktu. Geçen hafta şair-yazar-yayıncı dostum Hasan Hüseyin Yalvaç iki kitabını yolladı Yardımcı’nın; biri öykü, diğeri şiir üstüne denemeler, değinmeler.

Önce öykü kitabından söz edeceğim. Kitabın adı: “Deli Hilmi”, yayınevi: İmgenin Çocukları.

Yardımcı’nın öyküleri hemen etkisi altına alıveriyor insanı; sarıyor sımsıkı, sarsıyor içten içe. Bellek ardına kadar açıyor kapısını bu öykülere, üst başa buyur ediyor.

Anlatım doğal, yalın, ama şiirsel. Öykülerin düğüm bölümleri alkışı hak eden türden.

Olaylar, insanlar, hayvanlar, bitkiler ve hatta cansız nesneleri dikkatle gözlemlemiş yazar. Bu gözlemlerini kendi bakış açısı ile irdeleyip yorumlamış ve bu kitaptaki öyküler doğmuş. Şimdi diyeceksiniz ki, “Hep öyle olmaz mı, her yazar öyle yapmaz mı?” Evet haklı ve doğru bir soru. Gelgelelim her kurgu ve anlatım hoşa gitmez, etki yaratmaz. Bülent Yardımcı bu bağlamda oldukça farklı ve özgün bir konumda. 

Kitabın başında “Kalemim renkleri sever” diyor yazar. Renkleri de seviyor, doğayı da insanları da. Bu sevgiyi bir kuru ifade olarak değil, “edebî”liğin en güzel haliyle yansıtıyor okuruna. Öykülerinin, izleği ile bağlantısı hiç kopmuyor.

Betimleme öyküde dozunda ve yerinde olmalı, Yardımcı bu dozu da iyi ayarlamış, sıkmadan size canlandırma olanağı veriyor betimlediklerini.

Kitap 97 sayfa, 11 öykü var. Bir başlarsınız sizi bırakmaz bitirene dek.

ŞİİR NE, ŞAİR KİM?

Şiir üstüne yazılan her ciddi ve ufuk açıcı yapıtı okurum ben, yazı da yazmışımdır çoğuna. Kitaplığıma baktım, ne de çokmuş… Şöyle bir sayayım adlarını ve yazarlarını: Şapkam Dolu Çiçekle/Cemal Süreya, Bir Şiirden/Turgut Uyar, Şiir Üzerine Notlar/Gülten Akın, Yeni Şiirimizin Kısa Romanı/Afşar Timuçin, Şairin Zihin Tarihi/Hilmi Yavuz, Marjinal Şiir Teorileri/Cahit Kayra, Şair ve Otorite Şiir ve Yanılsama/Hayati Baki, Sivil Denemeler Kara/Ece Ayhan, Aynalı Denemeler/Ece Ayhan, Cehennem Meyvası/M.Kaya Bilgegil, Şair ve Şiir/Hasan Hüseyin Yalvaç, Şiir Jimnastiği/Hasan Hüseyin Yalvaç, Şiirin Mor Kanatları/Bircan Çelik… 

Bu kitaplara bugün E.Bülent Yardımcı’nın “Şiir Ne, Şair Kim” kitabını da ekliyorum (Klaros Yayınları.)

“Metinlerin Diyalektik Oluşumu ve Şiir” başlıklı yazı, kitabın ilk yazısı. Bu yazıda insanın tarihi ve diyalektik materyalizm açısından gelişimi ile şiir ve sanatın doğuşu bağlantılı olarak aktarılıyor, çözümleme yapılıyor. 

Yazarımız, kitabının 17’inci sayfasında önemli bir gerçeği bağırıyor: “İkinci Yeni diye bir şiir bildirgesi hiçbir zaman olmamıştır!” Peki ne olmuştur? Muzaffer İlhan Erdost’un bir yazısına koyduğu başlık, kimi şairlerin yeni dil ve biçem arayışlarının adı olmuş yeni bir akım gibi.

Şiirin bir “üstyapı ve sınıflı toplum ürünü” olduğu savı oldukça yaygındır. E.Bülent Yardımcı, buna da itiraz edip “Şiir halkların yüzüdür, çünkü şiir sınıflı toplum ürünü olmayıp, toplumsal bir söylemdir.”  Bu savını ayrıntılıyor da yazarımız.

Ve sözü bugünlere, 1980 sonrasına, şiirin yeni hallerine getiriyor ve şu saptamayı yapıyor: “Şiir, şairler ve şairimsiler arasında bir iletiye dönüştü.” Yani topluma, halkına sırtını dönen bir şiir ve şair. E Bülent Yardımcı, reddediyor böyle şiirleri, tefe koyuyor böylesi şairleri. Şiirin bir direnme gücü, direnme alanı ve değiştirme gücü sağlaması gerektiğini söylüyor.

Şiir ve cinselliğe değgin görüşlerini de beğendim Yardımcı’nın, gelgelelim şu savına takıldım: “Cinsellik aşk gücüyle işgücünün sentezidir.” Aşk gücünü anladık da, iş gücü ne oluyor, burada ne işi var?

Daha sonra yazarımız, bazı şairler ve şiirleri hakkında son derece vurucu, doğru saptamalar yapıyor, şiirlerinden çarpıcı örnekler veriyor. Bunlardan ikisine bayıldım. Melih Cevdet Anday ve Tohum şiiri ve Hüseyin Ferhat’ın izlekleri, ideolojik duruşları, imgeleri, şiirine yansıtmaları, hepsi çok hoştu.

Evet, şiiri ciddiye alanlara 130 sayfalık bu yapıtı salık veriyorum gönül rahatlığıyla.