Dr. Öğretim Üyesi Serdar Göktaş yazdığı kitapta; 1923’den başlayarak 1950’ye kadar Bayburt’un fiziki yapısını, tarihsel sürecini, idari ve siyasi durumunu, sosyo-kültürel durumunu, nüfus ve eğitim durumunu, belediye işleyişini, imar faaliyetlerini, ekonomisini, Cumhuriyet Dönemi’nde Bayburt’un önde gelen şahsiyetleri anlatmış.

Hoca hemen her kaynağı taramış ki bunların içinde özel arşivler de var, anlatımı cesurca işte bir boşluğu dolduracak eser diye düşünürken 132. sayfada takılıyorum; “Cumhuriyet Dönemi’nde kazanın ilk ilkokulu Bayburt Merkezde Tuzcuzade Camisinin (Galer Cami) bitişiğindeki üç oda bir koridorlu binada eğitim veren “Tuzcuzade İlkokulu”dur. Bu okula Mahmut Kemal Yanbeğ, müdür olarak atanmıştır. 1927 yılında Bayburt Merkezde ikinci ilkokul olarak “Büyük Cumhuriyet İlkokulu“ açılmıştır.

Bayburt’ta Eğitimin Başlaması, Kop Siper Yerleri, Bedesten, Seferberlik Hikayeleri; yıllarımı verdiğim, öğrenip yazdığım konular. Kitaptaki Bayburt’un ilk ilkokulu ve başöğretmeni konusu böyle olmasa gerek:

Cumhuriyet sonrası Bayburt’un ilk öğrenci grubundan Selahattin Tuncer, Bayburt’un Sesi Dergisi ve Bayburt Postası Gazetesi’nde yayınlanan anılarında anlatmış zaten:

“İlkokula bugün Şair Zihni İlkokulu’nun yerinde olan idadiden Cumhuriyetin ilk yılında liseye çevrilmiş olan okulun Devre-i iptidaiye (ilk dönem) olarak adlandırılan birinci sınıfında başlamıştım. Yıl 1923 lise sınıflarında olan ağabeysinin elinden tutarak ta Tuzcuzade Mahallesi’nden bu okula gelen minimini bir öğrenci. Bir bu okulda Rahmetli Ahmet Hasbi Efendi’den alfabe okuyup, ikinci sınıfa geçtiğimiz zaman bu okula başka bir şekil verilince, bizim mahallede caminin yanındaki eski medrese binasında açılan “Tuzcuzade İlkokulu’na” nakledildik. Başöğretmenimiz de Ahmet Hasbi Efendi oldu. “Değerli hocam bizleri bu okulda dördüncü sınıfa kadar okuttuktan sonra rahmetli Faik Kayalı’ya devretti.”

Bayburt Üniversitesince 2020’de basılan kitapta kaynak olarak gösterilenlerden eski Milli Eğitim Müdürlerinden Cemal Yetişen de farklı bir şey söylememiş: 

“Yarısı yeni harfli 1928-1929 öğretim yılında başladığım ilk mektebin; birinci, ikinci sınıf muallimim Ahmet Hasbi Beydi… Bayburt Milli Eğitim Tarihinde “hoca”lıktan muallimliğe geçişin simgesel ismi Ahmet Hasbi Hoca’dır”.

Sonra Bayburt Dergisi’nde çıkan Fahri Yılmaztürk’ün yazısına bakıyorum farklı bir şey var mı diye: 

“…1922-1923 yılları bugün Boyacı Recep’in evleri olan binada “Mahmut Kemal Bey” ile Cumhuriyet İlkokulu’nu açıyorlar… Müdürlük görevi Hasbi Ahmet Aker'dedir. (Selahattin Tuncer’in bahsettiği Şair Zihni İlkokulu civarı). 

1933’de emekli olduktan sonra, ölünceye kadar emek verdiği talebelerinin Ahmet Hasbi Hoca’nın -kendi yazdıkları da dahil- kitaplarını kaybetmesi gibi, zaman; yaptıklarını da unutturmaya çalışıyor, ben engellemek istiyorum, cennet mekan bir yerlerden gülerek bakıyor…