Dernek yöneticileri "olanaklarım kısıtlı, üyeler katılmıyor”un ardına saklanmamalıdırlar.
Çünkü yönetime "sorunların nedenini belirlemek” için değil "sorunlara çözüm üretmek” için geldiklerini unutmamalıdırlar.


“Kültür ve Yardım” dernekleri, en yaygın STK (Sivil Toplum Kuruluşları)’dır. İyi de, bu kurumların işlevleri iyice biliniyor mu? Bilinse bile uygulanabiliyor mu?

Önce “kültür”ün, bu derneklerdeki yerinin ne olması ve nasıl işlevselleştirilmesi gerektiği irdelenmelidir.

Yurdun birçok yerinde “Bayburt Kültür ve Yardımlaşma Derneği” var. Bu derneklerden kimileri 1940’lı yıllarda kurulmuş. Kuranlar da Bayburt özlemi ve sevgisiyle kavrulmuş, bulunduğu yerde Bayburt’u yaşatmak isteyen kişiler. O günlerin kıt olanakları ile bir şeyler yapmaya çalışmışlar. Bar ekipleri oluşturmuşlar, toplu yemekler vermişler, kesinlikle 21 Şubat’ları unutmamışlar; kurtuluşu, hem de kendi gününde bir araya gelerek, şenliklerle yeniden yaşamışlar. O yıllarda “kültür” etkinlikleri bunlarla ve kimi derneklerin yılda 1 kez yayınladıkları “Bayburt’un Sesi” dergisiyle sınırlı kalmış.

Günümüzde “kültür etkinlikleri”nin sınırları ve kapsamı, akıl almaz boyutlara ulaştı; bilgisayar, TV, tablet, akıllı telefon, facebook… say sayabildiğin kadar. Bunlar, “kültür” etkinliklerinin düzenleme ve paylaşımını inanılmaz boyutlara ulaştırdı. Görece olarak okuyan-düşünen-düşün üreten-kendini anlatabilen bireyler çoğaldı. Peki, bunların “Bayburt Kültür ve Yardımlaşma Dernekleri”ne katkısı ne oldu?

Ben, “Ne oldu?”yu değil, “Ne olmalı?”yı irdelemek daha yararlı olur diye düşünüyorum.

1. Her dernek, olanaklarını zorlayarak kendine bir amatör web sitesi kurmalıdır. Günümüzde bu tür siteler çok ucuza profesyonelce; ücret ödemeden amatörce kurulabilmektedir. Burada Bayburt özlemini hem diri tutacak hem de yanıtlayacak yazılara, resimlere, anılara, geçmiş özlemini sergileyen her objeye yer verilmelidir. Dernek üyeleri, bu siteyi kullanma, siteden yararlanma yönünde özendirilmelidir. Sitenin sınırsız bir haber ve bilgilendirme kaynağı olduğu bilinci yerleştirilmelidir.

2. Dernekler her alanda, her ortamda ve her buluşmada “kültür” özelliğini öne çıkarmalıdır. Özel günlerde Bayburtlu sanatçılarla, düşünürlerle, özel yetenekli üyeleriyle, dernek üyelerini buluşturmalı; günün amacına uygun söyleşiler, sunumlar, film ya da slayt gösterileri düzenlenmelidir. Bu tür etkinlikler sunumdan çok önce üyelere duyurulmalıdır. Toplantının konusu ve konuklarına ilişkin açıklamalar yapılmalıdır.

3. Kültürel etkinliklere özellikle “genç üyeler”in katılımı sağlanmalıdır. Onların ya etkinlik görevlisi ya da etkinlik izleyicisi olarak katılımı sağlanmalıdır. Gençlerden bu katılım beklenirken onların sosyal, kültürel, kişilik özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. Katılımdan zevk olmaları sağlanmalıdır.

4. Dernek lokalleri bir “kahvehane” görünümünden kurtarılmalıdır. Salt oyun oynanan, kişisel söyleşilerin yapıldığı bir yer olması önlenmelidir. Her üyenin belirle ilkeler doğrultusunda davranması gerektiği bilincine ulaşması için çaba gösterilmelidir. Buralarda sık sık kültürel etkinlikler düzenlenmeli, üyelerin katılımına özen gösterilmelidir.

5. Folklor ekiplerinin kurulup yaşatılması sağlanmalıdır.

6. Olanaklarının elverdiği ölçüde aylık –en azından iki sayfalık- gazetecik ve yıllık dergiler yayınlamalıdır. Bu yayınlarda Bayburt’un sosyal yaşamından, folklorik özelliklerinden, fıkralarından, tarihinden, geçmiş özlemini sergileyen anılardan… örnekler sunulmalıdır. Bu yayınlarda her yıl yinelenen beylik yazılara yer verilmemelidir. Bürokrasinin, siyasi kimliklerin yazılarıyla sayfalar doldurulmamalıdır. Bu tür yazıların, dernek dergi ve gazetelerinde hiç okunmadığı ya da göz atılan bölümler olduğu unutulmamalıdır. Eğer yerel bürokratlara ve siyasi kimliklere kendilerini ifade etme olanağı yaratılmak isteniyorsa, özel toplantılar düzenlenebilir. Bu yolla onların dernekle ilgilenmeleri sağlanabilir.

7. Tüm Bayburt dernekleri birbirleriyle kültürel etkinlik paylaşımında bulunmalıdır. Bu paylaşımlar, dernek yöneticileri ile değil, dernek yöneticilerinin aracılığıyla üyeler arasında gerçekleştirilmelidir. Dergilerde, gazetelerde diğer dernek üyelerinin yazılarına yer verilmelidir.

Sonuç olarak, kültürel etkinliklerin Bayburt Dernekleri”nin ana damarı olduğunu belirtmek istiyorum. Her dernek yönetimi, yukarıda sıralanan unsurlara göre kendini test etmelidir. Test ederken de “olanaklarım kısıtlı, üyeler katılmıyor” un ardına saklanmamalıdırlar. Çünkü yönetime “sorunların nedenini belirlemek” için değil “sorunlara çözüm üretmek” için geldiklerini unutmamalıdırlar.

Bundan sonraki yazımızda da derneklerin “yardımlaşma” etkinlikleri nicelik ve işlevsellik özellikleri açısından irdelenecektir.