"Bu memleket dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği, bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine yüksek sahne oldu. Bu sahne, en az 7000 senelik Türk beşiğidir. Beşik, tabiatın rüzgarlarıyla sallandı, beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı.

O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu, sonra onlara alıştı, onların oğlu oldu. Bugün o tabiat çocuğu, tabiat oldu, şimşek, yıldırım, güneş oldu, Türk oldu. Türk, budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”

Değerli okuyucum bu sözler Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleridir.

Değerli araştırmacı Sinan Meydan “Atatürk ve Türklerin Saklı Tarihi” adlı eserine bu sözlerle başlamış...

Önce Türklüğe toptan bakışını hatırlatmak isterim:

“Bundan on bin yıldan önce Turan Ovasında yaşayan halk, tabiatı denetim altına aldı. Yani tarımı, toprağı ekip biçip ürünleri depolamayı, hayvanları evcilleştirmeyi, demiri her yerde kullanmayı öğrendi. Büyük bir devlet kuruldu. Türk Budunu (kavmi) oluştu. Onlardan dünyanın belli başlı yerlerine gidenler bulundukları yere Tarım Uygarlığını ve ona dayalı kavimleşmeyi götürdüler.

Atatürk, bu memlekette Türk’ün ortaya çıkışını 7000 yıl gerilere kadar götürürken bu gerçeği ortaya koyuyor. “En az 7000 yıl” diyerek… Sinan Meydan, Profesör Geoffery Lewis’in dediği gibi “Atatürk özünde bir bilgindir” diyor. Evet öyledir. Hangi bilgin Atatürk’ün okuduğu kadar kitap okumuştur.

Herbert Melzik, Atatürk için “Çankaya Düşünürü” demiş… Evet Çankaya’nın düşünürü, bütün Türklüğün en önemli düşünürlerinden birisidir. Sinan Meydan’ın eseri okunmaya değer… Bu yazımda Atatürk’ün Türklük konusunda yazdıklarını, onun eserinden alarak bilginize sunuyorum: “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. Bugünkü Türk milleti, siyasi ve içtimai camiası içinde kendilerine Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri, propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve milletdaşlarımız vardır. Fakat mazinin istibdat devirleri mahsulü olan bu yanlış tevsimler (adlandırmalar) birkaç düşman aleti, mürteci beyinsizden ya da hiçbir millet ferdi üzerinde teellümden (elem) başka bir tesir hasıl etmemiştir.

Çünkü bu millet efradı da umum Türk camiası gibi aynı müşterek mazi, tarihe, ahlaka, hukuka dayanmaktadır. Bugün Anadolu’da yaşayan ve kendilerine Kürtlük, Çerkezlik, Lazlık ve Boşnaklık fikri propaganda edilmiş olan ‘millet efradı’ bu vatandaş ve milletdaşlarımız da aslında umum Türk camiası gibi aynı ortak maziye tarihe sahiptirler.

Türk Tarih Tezi’nin ortaya koyduğu bu görüşler, böylece Türkiye Cumhuriyetini kuranların aynı millet olduğunu da ispatlamış bulunmaktadır. Türk milletini Kürt, Çerkez, hatta Laz veya Boşnak olarak adlandırmak geçmişin istibdat devirlerinin mahsulü, yanlış adlandırmalardır.

Aslında bunların hepsi ‘umum Türk topluluğu’ gibi aynı geçmişe, tarihe, ahlaka ve hukuka sahiptirler. Türk Tarih Tezi bu gerçeği ortaya koymuştur. Türklerin Anayurdu Orta Asya’dır. Ve en az 7000 yıldan beri Türkler buralardan yayılarak Anadolu’ya gelip yerleşmişlerdir. Bugün yapılan yeni kazılar, ilmi veriler Anadolu’ya yerleşen medeniyetlerin, hususiyle Etilerin M.Ö 4000 yılına kadar uzanan bir kültür ve medeniyete sahip olduklarını göstermektedir.”