Skandal siyaseti ağ toplumundan önce de vardır, Çin’de olduğu gibi…

Fransa’da 20’nci yüzyıl sonrası yargıçlar ve gazeteciler kabahatin ortaya çıkmasında birbirlerini desteklerler. Güçlülere karşı ahlakın, siyasetçilerin kötü niyetine karşı adaleti savunucu, uygulayıcı olarak yargıçların rolünü yükseltir. Skandal haberciliğin yükseliş tarihi Ekim 1979’da haftalık mizah dergisinde (Le Canard enchaine kendisini Orta Afrika İmparatoru’nun İmparatoru ilan etmiş General Bokassa’nın, Fransa Cumhurbaşkanı Giscard d’Estaing’e elmas bağışladığını ortaya dökmesiyle başlar.

Böylece kariyerini dürüstlük ve verime dayandırmış bir lidere büyük bir darbe indirilir. Fransız medyası yolsuzlukları ortaya çıkarmak için birkaç araştırmacı gazetecilik birimi kurar. Bu olaylar arasında Dışişleri Bakanı ve metresinin dahil olduğu Cumhurbaşkanı Mitterand’a 14 yıl süren cumhurbaşkanlığının son döneminde güçlü bir darbe indiren Dumas/Elf Oil olayı ile başka yolsuzluklar da vardır. Elf Oil, Fransa’da sağcı, solcu tüm siyasilerin seçim kampanyasını finanse eden petrol şirketidir…

ABD’de Watergate skandalı, yeni bir araştırmacı gazetecilik dönemini başlatır. Birçok etkisi vardır, biri de 1978’de Hükümette Etik Yasası’nı kabul ettirmesidir. ABD’de “derin gırtlak” (gizli kaynak)olmaya heveslilerle, girişken gazeteciler kendilerini daha erdemli gördükleri bu araştırma haberlerinde güçlerini birleştirirken, siyasiler de gizli bilgilerin açıklanmasını ve haber yapılmasını hapis cezasına tabi suç haline getiren yasa önerisinde bulunarak muhabirlerin gözünü korkutmaya yönelik bir karşı tavır içerisine girerler. Başkan Bill Clinton başta yasayı desteklese de medya lobilerinin bastırmasıyla veto eder. 

Watergate skandalı siyasi iktidarın iktidar siyasetinin, medya siyaseti ile iç içe geçmesinin boyutunu göstermesi açısından önemli olaydır.

ABD siyasetine son 20 yılda Cumhuriyetçiler ve Demokratların birbirlerini hedef alan skandal ve yıpratıcı bilgileri konu alan haberlerin hâkim olduğu söylenebilir. Demokrat Partili Clinton, Cumhuriyetçilerin bitmeyen suçlamalarıyla soruşturmalar geçirir. Kimi yargıda reddedilir, bazıları ciddi sonuçlar doğurur, sonuçta Clinton Temsilciler Meclisi’nce azledilir, ama Başkan’ın adamlarının bazı senatörlerin skandallarını açıklama tehdidinden etkilendiği besbelli bir Senato tarafından kurtarılır. 
Bu defa skandal açıklama sırası Demokratlara geçer, Bush yönetimi sırasında önde gelen Cumhuriyetçi birkaç liderin yıpratıcı kabahatlerini açıklayacakları gündeme gelir. 

“Siyasal savaşlar büyük ölçüde skandal siyasetiyle gerçekleştirilir.”

Bunun dünyanın başka ülkeleri; Arjantin, Çin, Hindistan, Almanya, İtalya için de böyle olduğu belgelenir.Dünyanın tüm ülkelerinde siyasi yolsuzluklar dahil, yayınlanmış yolsuzlukların kayıtlarını, Transparency International tutar. Skandal siyasetinin çapı dünyayı ellerinde tutan G8 ülkeleri için de geçerlidir.

Kaynak: “İletişim Gücü”, Manuel Castells.