Hicr ilinde bir gün âhsız turmadım
Nefs elinde bir günahsız turmadım
Çoruh'un ikiye böldüğü, 1550 rakımlı hicranı anlayan şehrimizi Zihnî, "Hicr ili" diye tanımlamış.
Hicr ilinde bu kış, eskiden yaşandığını sandığımız kasavetli, ağır kışları aratmadı. Kasımda başlayan soğuklar Şubat'ın sonuna kadar devam etti. Gecleri bazan -30'lara ulaşan ayaza, çoğu son yıllarda yapılan göletlerin ve Demirözü Barajının çare olamayacağı ayan beyan ortaya çıktı.
Sulanabilir, kaliteli toprağa sahip arazisi ve hayvcacılığa müsait otlak, çayırları ile buğday ve et gibi insanoğlunun iki temel gıdasının en kalitelisini tarihin her döneminde rahatlıkla üretebildiği için cazibe merkezi olagelmiş bu kadim şehir, son otuz yıldır "geleneksel üretim metodlarını" yenileyemediği için göç verir oldu. Umutlar, devletin teşvikleri ve Bayburt Üniversitesi'nin performansına kalmış durumda.
Açılan yeni bölümleri, artan öğretim üyesi ve öğrenci sayısı, gelişen fizikî imkânları ve kültürel faaliyetleri ile üniversiteden beklentimiz çok.
DİDİLER HÂK-İ DER-İ VÂLÂYA TAKDİM EYLESİN
BÂİSÎ FEYZİN OLUR TERTİB-İ DİVANIN SENİN
Üniversitenin yayınladığı eserlerden biri olan Dr. Nazire Erbay'ın hazırladığı Bayburtlu Zihnî Divanı bir boşluğu doldurdu. Klasik Türk Edebiyatının en parlak döneminde kabul görüp büyük bir divan tertip etmiş olan Şair Zihnî'nin diğer eserleri daha önce Saim Sakaoğlu tarafından edebiyat dünyamıza kazandırılmıştı.
Atatürk Üniversitesi'nde, Süleymaniye Kütüphanesinde, Edirne Selimiye Kütüphanesi'nde ve TBMM Kütüphanesi'nde bulunan nüshalar temel alınarak hazırlanan Bayburtlu Zihnî Divanını bulundurup zaman zaman açıp okumanız lâzım, dili biraz ağır görünsede bizi anlatmış büyük şair.
Eyleme mahşer günü rüsva beni
Sırr-ı süphanelleri esrâ beni
***
Kul senin kurbân senin fermân senin
Kân senin imkân senin ihsan senin
***
Dehrin ey Zihnî bize mihrü vefasın görmedik
Görmedikse mihrini cevr de inkâr olmazâ