Üç kitap hakkında bilgilendirici bir yazı kaleme aldık bugün. “Zeki adam, kitaptan bir hayat hissesi ve hayattan bir kitap hissesi alır” der Cenap Şahabettin, dilerim yazdıklarım kitaplardan hisse almaya yöneltir sizleri.
İlk kitabımız şair dostum ve bir dönem yayıncım olan Hasan Hüseyin Yalvaç için yapılmış bir akademik çalışma, Barış Yayınları’nca yayımlanmış. Yazarı Arife Akkaya. Kitabın adı “Sürgünün Filizlendirdiği Bir Yaşam/Hasan Hüseyin Yalvaç/Hayatı, Sanatı, Eserleri.”
Fırtınalı ve çileli bir yaşam… Yoklukla, zorlukla boğuşan; öğretmenliği ona çok görüldüğü için, muhasebecilik, yayıncılık yaparak ayakta durmaya çalışan, oradan oraya savrulup duran bir edebiyat emekçisi… Bütün bu olumsuzluklara karşın yazılmış onlarca kitap ve bir yığın dergi ve gazete yazısı.
“Dünyanın tüm sözcükleri şiire sevdalıdır. Sevdası olmayanın şiiri olmaz” diyen bir şairdir Hasan Hüseyin Yalvaç, bu kitapta şiirlerinden de bölümlerle ilgisine koşut dizeler alınmış. Onlardan birini aşağıya alayım ve kardeşimi kutlayayım:
“bir kavga uğruna eridi canım
yine de can bu ha bire seker
yoruldum, yorulmadım dedim
kendi kendimi yeniden eğittim
kimi zavallı kimi yiğittim
mutlaka dönmeliydi teker”
Evet ikinci kitaba gelelim. Akademisyen, yazar, siyasetçi Prof.Dr. Esfender Korkmaz’ın “Ekonomide Derin Göçük” adlı kitabının genişletilmiş 2.baskısı Asya-Şafak Yayınlarınca yayımlandı. İlk baskısında olduğu gibi ikinci baskısı da pırıl pırıl, tablo ve grafikler rengârenk. Rakamdan, tablodan, grafikten korkanların ilgisini çekecek alımlılıkta hepsi. AKP iktidarının devraldığı ekonomik tablo ve dört döneminin eleştirisi ve irdelemesi ile başlıyor kitap. Türkiye açısından “İktisadi Büyüme” konusu ile devam ediyor. Esfender Hoca, Türkiye’nin iç talep artışına bağlı olarak büyüdüğünü vurguluyor ve pandeminin büyümeye olan etkisini de inceliyor. Büyüme ve kalkınmada planlı ekonominin önemine dikkati çeken yazar, demokratik denetimin önemine de vurgu yapıyor. Demokratik denetim olmazsa, demokrasi eksikliği tam rekabet piyasasının önünü kapatıyor, iktidarlar kamu ayrıcalıklarını, kamu kaynaklarını siyasi popülizmde kullanıyorlar.
Gelir ve servet dağılımındaki haksızlık ve bozukluklar da bu kitabın konularından biri. “Siyasal İslam’ın gelir ve servet transferi projesi” başlığı altında yazılanlar ise çok ilginizi çekecektir.
Para, faiz, enflasyon, Merkez Bankası’nın konumu, durumu, başına gelenler ve gidenler… Bunlar da var bu kitapta.
Esfender Hoca, yıllardır uygulanan dalgalı kur politikasını bir “spekülatif tuzak” olarak niteliyor. Bu da ülkemizde çok dillendirilmeyen bir konudur, oysaki önemlidir, tartışılmalıdır.
Cari açık ve dış borç, Türkiye’nin müzmin sorunuydu, AKP Hükümetleri baş edilmez boyutlara taşıdılar. Esfender Hoca, bu sorunun önemini ve tehlikesini ortaya koyuyor ve bu arada resmi rezervlerin önemine değgin de ders veriyor ilgililere. İstihdam politikası, kamu kesimi bütçe mali disiplin, sektörel yapı, 366 sayfalık bu kitaptaki diğer konular. Ve kitap “Çıkış Yolu Nedir”le sona eriyor. Bu bölümden bazı başlıklar sunayım, gerisini siz alıp okuduğunuzda görürsünüz olur mu?
İşte onlar: Varlık fonu kaldırılmalıdır, Eğitim; din ve ideoloji çizgisinden çıkarılmalıdır, Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı sağlanmalıdır.
Evet, geldik “Türk Destanları”na. Yazarı Metin Koca, yayınevi: Bilgeoğuz. Kitap 288 sayfa.
Metin Koca, yıllardır yazıyordu bu manzum destanları. Sonunda kitap olması elbette sevindirici. Bazı eleştirilerim oldu, bunları kendisine söyledim, bana uzun ve içeriği varsıl bir Cumhuriyet Destanı yazacağına söz verdi.
Bu destanlardan dizeler alacağım aşağıya. Nasıl bir şair olduğunu görün, ona göre yönelin bu kitaba.
“22 Bin Kıtalı Koca Türk’ün Destanı eserinin ön sözü” adlı bölümden:
“Milletime destan yazmak boyun borcumdu
Döktüğüm gözyaşları inanın ki harcımdı
Bu görev tevdi oldu yücel Allah’tan bize
Soyumuzu anlatıp aktarmalıyım size
Kaç kez uykumu bölüp kaç kez uyanacağım
Coşarak çağlayarak ben hep katlanacağım
Türk Milletiyle dolu bu dünyanın her yeri
Hak ona kuvvet verdi kazandı hep zaferi
Okunca bunları siz övüneceksiniz
Her kurulan devlete çok sevineceksiniz”
Ve işte bu da Tanrı’nın övdüğü Türk’ün Yüzüdür” adlı destandan:
“Bilge Kağan doğu yüzünde der ki
Yaşayan milletim duyup bilsin ki
Kılıçtan çok sözün geçmeli erki
Bu Türk’ün töresi böyle bilinsin
Karşı duran her kim ola ezilsin
Tanrımız özünden Türk’ü yarattı
Onun hamuruna yiğitlik kattı
Ben Türk Bilge Kağan gün gelip çattı
Tanrı izin verdi ben Kağan oldum
Toplayıp soyumu il töre kurdum”