“Elindeki örtülü ödenek varlığı kumar masalarında eriyip bitince NFK züğürtlüyor. Bu defa MHP'nin kapısını çalıyor... Türkeş ile NFK arasındaki elçi ise rahmetli Ahmet Kabaklı... 

Kumarbaz şair 250.000 dolar talep ediyor. Kabaklı Hoca indirim yaptırıp 200.000’e tarafları anlaştırıyor. Parayı götüren isim ise rahmetli Servet Kabaklı… 

Ve 1977 Seçimlerinde NFK bir gecede MHP'li olup miting kürsülerine çıkıyor.” (1)

1973 seçimlerinde Erzurum’da gençler Kızılay’a kanlarını satarak, MHP’nin seçim giderlerini karşılamıştı. Bu yazının yazarı da 2 kez kan vermişti. 

1977 seçimlerinde Türkeş NFK’ya 200 bin dolar veriyor. Kimin parası? Türkeş’in değil, partinin ve ülkücülerin parası. Kimin parasını kime veriyorsun ve ne uğruna?

Ve 200 bin dolarlık NFK, parayı alınca beyannameyi yayımlıyor:

“BEYANNAME

M.H.P. Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in "Türk Milletine Beyannamesi"ni okudum.

Pılı-pırtı odalarının raflarında dizili, kapağı arkasına devrik ve içi boş, hattâ süprüntü dolu teneke konserve kutuları halindeki partiler arasında, bugünden itibaren MHP, nazarımda bambaşka bir mâna ve hüviyet sahibidir. Onu, müslümanlık ve Türklüğün gerçek hakkını vermeye namzet bir topluluk olarak anıyor ve canımın içinden selâmlıyorum.

Bu beyanname, tâ Cava'daki mü'minle Amerika'daki zenci müslümana kadar bütün İslâm âlemini ihtizaza getirecek ve oluş dâvasını temellendirecek kıymette tarihî bir hâdisedir. İdeal yumağımızın her lifini içinde saklayan bir tohum... İslâm âleminin Türkiye'den beklediği zuhur ve tecellinin tohumu...
Türkeş beyannamesinde dört ana esası, bir binanın dört direği halinde vazetmektedir:

1 - 1960 gece baskınının sorumluları arasında değildir.
2 - Posa ve kabuk milliyetçiliğinden uzak ve ruhî muhtevâya tâbi mânada milliyetçidir.
3 - Başını dayadığı tek ruhî muhtevâ, yine tek kelimeyle ve bütün ölçüleriyle İSLÂM'dır.
4 - Son 150 yıllık taklit devremizin bütün sahtekârlıklarını tezgâhlayacak ve gerçek oluşu billûrlaştıracak bir tarih (revizyon)una taliptir.

Ne Mebus, ne Senatör, ne Bakan, ne şu, ne bu !.. Allah'ın bana biçtiği manevî makam ve memuriyeti bunlardan hiçbiri tercüme edemez. Bu bakımdan en canhıraş ihlâs ve hasbîlik kürsüsünden haykırıyorum: 40 yıllık mücadele ve yepyeni bir gençlik inşası hayatımda, bugün, bu beyannameden, bu beyannamenin sahibine ve partisine taktığı şeref ve mesuliyet bâzubendinden sonra, artık, emin olmaya yakın bir ümid nefesi alabilirim.

150 yıldır her gün biraz daha artıcı bir hasretle kurtarıcısını bekleyen Türk Milletine "beklediğin geliyor!" müjdesini vermenin ilk ümid günü bu tarihî ândır.

‘Emin olmaya yakın ümid’ ışığının çaktığını gördüğüme ve bu ışığı nice defa hayâl edip de karanlıklara düştüğüme göre, bundan böyle yeni inkisarlara tahammülü kalmayan yanık yüreğimi, dâva yolunda en küçük istikamet hatasına razı olmaz bir hassasiyetle bu beyannamenin halkaladığı sıcak avuçlara bırakıyor ve 40 yıllık emeğimin semeresini bu çevrenin aksiyoncu ruhundan bekliyor ve istiyorum!

İçi alev alev müslüman, dışı pırıl pırıl Türk ve içi dışına hâkim, dışı içine köle, yeni Türk neslinin maya çanağı olmak ehliyeti hangi topluluktaysa ben oradayım.
Allah'ın inayeti ve Resûlünün ruhaniyeti bu yoldakilerin üzerinde olsun!..

Necip FAZIL”

Ve Kabaklılar, siyasal rüşvet aracıları… “Parayla Müslümanlık, milliyetçilik olmaz” demiyorlar, Necip Fazıl’ın transferi için kirli pazarlığın kirli aracı ve aracısı oluyorlar.

İşte bu Kabaklılar daha sonra, Atatürk Cumhuriyeti’nin temellerini yargılamaya, “Temellerin Duruşması” adlı kitap yazmaya ve laik cumhuriyetle Türk Devrimini duruşmaya çıkarmaya kalkıştılar.

Bunları iyi tanıyınız! 

1) Alper Aksoy https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=3038020653175452&id=100009026428355