ÜÇ KULAKDAŞ NE GÜZEL ANLAŞTIK

İbrahim Alaettin Gövsa… Türk yazar, şair, eğitimci, mizahçı ve siyasetçi.

Türk çocuk edebiyatının öncülerinden. 1911'de yayımladığı Çocuk Şiirleri adlı kitabı, Türk edebiyatının ilk çocuk şiiri kitaplarındandır. Çocuk kitaplarındaki öncülüğü onun iyi eğitimci olmasından kaynaklanıyor. Gövsa, Türkiye’de psikoloji ve pedagoji çalışmalarının henüz çok yeni olduğu bir dönemde konularda eserler vermiştir. Biyografi ve ansiklopedi alanlarında da önemli işlere imza atmıştır. "Meşhur Adamlar Ansiklopedisi" ile "Türk Meşhurları Ansiklopedisi" bu alandaki en önemli eserleridir.

TBMM III. dönem Sivas, IV. dönem Sinop, VI. ve VII. dönem İstanbul milletvekilliği yapmış bir siyasetçidir Gövsa aynı zamanda.

Gövsa’nın milletvekili olduğu tek partili yıllarda İsmet Paşa bir gün, kulakları ağır işiten Dışişleri Bakanı Numan Menemencioğlu’nu sağına, Gövsa’yı da soluna alarak Çankaya Köşkünde bir basın toplantısı yapar. İsmet Paşa sağır, Menemencioğlu da öyle… Ama Gövsa son dönemlerinde onlardan beter olmuş… Yani üç sağır yan yana.

İbrahim Alaettin Gövsa, yakın dostu ve Türk mizahının ünlü ismi Yusuf Ziya Ortaç’a bu durumu mizahi bir söylem şöyle aktarır:

“Üç kulakdaş ne güzel anlaştık…”(1)   

DUYMAK İSTEDİĞİNİ DUYARDI İSMET PAŞA

“İsmet Paşa duymak istediği zaman, söylenenleri gayet iyi anlardı. Bunun hoş bir örneğine yine bir parti gezisinde, Ordu’dayken şahit olmuştum. Ordu’da Çebilerin evinde konaklamış-o zamanlar otel filan hak getire-sabah erkenden yola çıkmıştık. Paşa önde şoförün yanında oturuyor, basın bültenlerine ve gazete özetlerine göz gezdiriyor. Arka koltukta Dr. Kemal Satır, ben ve foto Hüseyin oturuyorduk. Hüseyin, Ulus’un ve partinin fermanlı delisi idi. Aklına geleni konuşur, ağzına geleni söylerdi. O gün de Paşa nasıl olsa duymaz diye, bir akşam öncesinin dedikodusunu yapıyordu. Kemal Satır böyle şeylere bayılır ‘söyle bakalım davar…’ diye adamı teşvik ederdi. Hüseyin, başı yeşil eşarplı genç hanımın, eczacının hanımı olduğunu, savcı ile işi nasıl pişirdiğini filan, kendi neşeli üslubuyla anlattıkça biz arkada kıkırdıyoruz… 

Derken, biraz sonra Paşa elindeki bültenleri arkaya, Kemal Satır’a uzattı. Hafifçe geriye dönüp Hüseyin’e baktı ‘Hangisiydi o eczacının karısı’, diye sordu.”(2) 

“SAĞIR İSMET”E GÖZÜ BOZUK AT

“Atlara olan sevgisini her fırsatta belli ederdi. Bir fırsatı düştüğünde anlattığı gözü bozuk atını hatırlarım. Savaş yıllarında kendisine verilen atın çukurlar ve engeller yanına geldiğinde durakladığından söz etmişti. Sürekli yinelenen bu durum nedeniyle meraklandığını söylemiş ‘Nihayet baytara sormaktan kendimi alamadım’ diyerek söyle devam etmişti:

‘Onlar da şaşırdılar. Böyle bir şeyi o güne dek duymamışlardı. At, tepeden tırnağa muayeneden geçirildi. Hiçbir şeyi yoktu. Neden sonra gözünün bozuk olduğu ortaya çıkmasın mı? Meğer benim at miyopmuş ve uzağı iyi göremiyormuş.’

Paşa bunları söyledikten sonra kahkahayı basmış, hepimizi uzun uzun güldürmüştü.”(3)

1) Zeki Gürel-İbrahim Alaettin Gövsa/Kültür Bakanlığı Yayınları
2) Sadun Tanju-Bazı Anılar/Yalçın Yayınları
3) Yılmaz Tunçkol-İnönü Şiirleri Antolojisi/Tunçtaş Yayınevi