Yaklaşık 2 aydır doğduğum ve büyüdüğüm memleketim Bayburt'tan yoğun bir şekilde telefon ve mail yoluyla şikayetler geliyor. En son TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken'in başlatmış olduğu 'il il Türkiye gezisi' kapsamında gittiğim memleketim Bayburt artık burnumda tütmeye başladı. Çünkü yaklaşık 3 yıldır işlerimin yoğunluğu nedeniyle gidemiyorum.

Ahmet OkumuşYaklaşık 2 aydır doğduğum ve büyüdüğüm memleketim Bayburt'tan yoğun bir şekilde telefon ve mail yoluyla şikayetler geliyor. En son TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken'in başlatmış olduğu 'il il Türkiye gezisi' kapsamında gittiğim memleketim Bayburt artık burnumda tütmeye başladı. Çünkü yaklaşık 3 yıldır işlerimin yoğunluğu nedeniyle gidemiyorum.

Ancak, son dönemde hayvancılık kredileri ile ilgili yoğun bir şekilde şikayet gelmeye başladı. Ben esnaf ve sanatkarı yazıyorum normalde. Ancak, ülkemizde hayvancılığın geldiği nokta ve et fiyatlarının tavan yapması beni bu yazıyı yazmaya zorladı. 25 güzel yılımın geçtiği Bayburt'un ismini duyunca, aklıma gelince bende büyük özlem duyar ve memleket hasreti çekerim.

Tabi bu yazıyı yazarken de geçen 25 yıl içerisinde yaşadığım şehrin en büyük özelliği yani gelir kaynağı tarım ve hayvancılıktı. Ancak, geçmişte ahırında en az 30-40 tane küçükbaş hayvan- 5-10 tane büyükbaş hayvan bulunduran o çiftçi ailelerinin artık yerinde yeller esiyor.

Çünkü ülke genelinde yaşanan ekonomik sıkıntı benim memleketim Bayburt'u da oldukça vurmuş. Çünkü bırakın artık hayvancılığı, çiftçiliği bu işi yapacak kişiyi bulmak zor.

GÖÇ BAYBURT'U BİTİRMİŞ

Bugün İstanbul ülkemizin en büyük ili, Bayburt ise en küçük ili. Evet Bayburt ilçe iken 110 binin üzerinde bir nüfusa sahipti. O günlerde sürekli göç veriyordu.

Göçün önlenmesi için mutlaka Bayburt'un il olması gerektiği üzerinde duruldu ve 1989 yılında zamanın Başbakanı Rahmetli Turgut Özal tarafından il yapıldı. Ancak, gelin görün ki, nüfusu artması gereken Bayburt il olduğu günden bu tarafa sürekli olarak Ankara ve İstanbul olmak üzere büyükşehirlere göç vermiş ve bugün 74 binler civarında bir nüfusa sahip.

Bunun tek sebebi ise tek geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılığa önem verilmemesidir. Son olarak verilen veya açıklanan hayvancılık kredilerine ise kimse müracaat edemiyor. Çünkü Ziraat Bankası köylü vatandaştan teminat olarak Bayburt merkezde dükkan veya ev ipotek istiyor. Yani Bayburt merkezde ev veya dükkanı olan kişinin çiftçilikle ne işi olur.

Verilen kredinin miktarı nedir? 10 tane 20 tane büyükbaş hayvan kredisi için verilen tarlalar ve ahırlar ipotek olarak yetmiyor. Birde Bayburt merkezden ev ve dükkan isteniyor. Tabi bununla da kalınmıyor. Bir de en az 3 tane kefil götüreceksiniz bu krediyi almak için.

BU KAFAYLA GÖÇÜN ÖNÜNE GEÇİLEMEZ

4 ay yaz ve 8 ay kışın hüküm sürdüğü bir yerde yılda en fazla tarımda bir hasat alınan Bayburt'ta ikinci alternatif gelir kuşkusuz hayvancılık. Hayvancılığın geldiği nokta ortada.

Devletin verdiği krediyi bir bankanın kendini sağlama almak adına yaptığı uygulama ile tabiri caiz ise belli sayıda kişi ancak kullanabiliyor. Bu da Bayburt'ta göçün önlemez. Aksine hızlandırır.

Ülke genelinde ise hayvancılık daha da bir kaosa girer. İnsanlar maalesef bu tür anlayış ile artık eti kilo ile değil gramla ve yılda en fazla 2-3 kez yiyebilir. Çünkü bu uygulama iyi bir uygulama değil. Bununla ilgili olarak Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı başta olmak üzere Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü ve ilin milletvekilleri de olaya el koymalıdır. Acilen tarım ve hayvancılığın önündeki bu engel aşılmalıdır. Aksi halde bu göçün önüne geçilemez.

(*) Güneş

Manşet Fotoğraf: Feridun Hacıhasanzade