“Laleli Barajı inşaatını yapacağı belirtilen AKFEN HES AŞ. Genel Müdürü Saffet ATICI 20-21 Eylül 2010 tarihlerinde baraj gölü altında kalacak olan köyleri gezerek bilgilendirme toplantıları, 22/09/2010 tarihinde Bayburt Merkezde ilgili köy muhtarları, İl Encümeni Başkanı, Belediye Başkanı, İktidar partisi İl Başkanı, İl Müdürleri ve ilgilenen vatandaşların katılımı ile toplantı yaptı.

Durdu Karadeniz“Laleli Barajı inşaatını yapacağı belirtilen AKFEN HES AŞ. Genel Müdürü Saffet ATICI 20-21 Eylül 2010 tarihlerinde baraj gölü altında kalacak olan köyleri gezerek bilgilendirme toplantıları, 22/09/2010 tarihinde Bayburt Merkezde ilgili köy muhtarları, İl Encümeni Başkanı, Belediye Başkanı, İktidar partisi İl Başkanı, İl Müdürleri ve ilgilenen vatandaşların katılımı ile toplantı yaptı.

Toplantıda, sürecin bitmek üzere olduğunu, ÇED raporunun hazırlandığını, raporu aldıktan sonra, EİE’den ve EPDK’dan gerekli olurları 2010 yılı sonuna kadar alıp kamulaştırma işlemlerine   başlayacaklarını ve en geç iki yıl içerisinde inşaatın başlayacağını, bundan itibaren üç yıl içerisinde de su tutulmaya başlayacağını belirtti.

Projenin bu hali ile kamulaştırmanın çok fazla olacağı, Bayburt ilinin en verimli arazilerinin su altında kalacağı, yaklaşık 850 ailenin göç durumunda kalacağı, bu ailelerin tamamının tarım ve hayvancılıkla geçindiği, kimseye muhtaç olmadan yüz yıllarca bu topraklarda yaşadığı ve yaşamaya devam etmek istediği, göç durumunda çok büyük mağduriyetlerin olacağı katılımcılar tarafından belirtildi ve AKFEN HES AŞ.’nin yapmış olduğu tüm HES’ler nehir tipi olduğu halde Laleli’nin neden baraj tipi olduğu katılımcılar tarafından soruldu.

İlgili firma yöneticisi, kendi projelerinin bu olmadığı, yarı baraj, yarı nehir tipi proje ile çok daha az masrafla aynı güçte enerji sağlayacak projeyi EİE’ye sunduklarını fakat kabul edilmediğini, Laleli Barajının mutlaka bu haliyle yapılmasını Bakanlığın istediğini belirtti.

 

 

 

 

 

 

 

 

Yukarıdaki açıklamalarda görüleceği gibi bu kadar önemli bir konuda muhatabın bir şirket yetkilisi olması bizleri ziyadesi ile üzmüştür.

Ayrıca Bayburt Valiliği ve Yerel Yönetimin bahsedilen köylerin boşaltılmasına razı olmayacağı, mağdur olacak olan hemşerilerini koruyacağı ümidinde iken, sayın Belediye Başkanımızın, Sayın İl Encümen Başkanımızın ve Sayın İktidar Partisi İl Başkanının köylerimizin su altında kalmasına çok önceden razı olduklarını, hatta ilgili firmadan daha hevesli olduklarını görünce hayretler içerisinde kaldım. Köylerimiz su altında kaldıktan sonra bizlere daha güzel imkanlar tanınacağı, sonraki hayatımızın öncesinden çok iyi olacağı sayın Belediye Başkanımız tarafından söylenildiğinde üzüntümüz katmerleşerek arttı, sanki çocuk avutur gibi kendilerinin de inanmadığı cümleleri sarf etmenin Başkanımıza yakışmadığı kanaatindeyim.

Köylerimizde yaşayan dürüst ve vatansever halka “Ülke menfaati bunu gerektiriyor” denildiğinde içi kan ağlayarak ta olsa boynunu bükmektedir. Şuna kesinlikle inanıyorum ki bu barajın bu haliyle yapılmasında ülke menfaatinden söz etmek mümkün değildir.

“Siz  yaklaşık bin haneyi evsiz yurtsuz bırakacaksınız, köklerinden koparacaksınız, bir biçimde kimseye muhtaç olmadan hayatını idame ettiren temiz, ülkesine ve milletine cani gönülden bağlı vatandaşlarınızı adeta sürgün edip yurdundan atacaksınız, bir de “size baraj gölü yanında ev yapalım orada durun Bayburt’u terk etmeyin” diyeceksiniz; tüm bunlar yeterince moral bozmaktadır.

Acaba bu durum ülkemizin her yöresinde aynı rahatlıkla söylenebilir mi? bu mağduriyet her bölgede yaşatılabilir mi? diye insanın aklına geliyor. Bu konuyu söylediğimizde Keban ve Atatürk Barajı örnek verilmekte ancak hiçbir benzer tarafı yoktur. Bahsedilen bölgede evi, arazisi kamulaştırılan kişilere aynı imkanlar tanınmış ve hiç kimse mağdur edilmemiştir. O barajlar devlet tarafından yapılmış istimlaki de devlet tarafından yapılmıştır. Kaldı ki Laleli Barajından elde edilecek enerji, köyler su altında kalmaksızın da elde edilebileceği uzmanlar tarafından beyan edilmektedir.

Gerçekten bahsedilen yörenin devlet yetkililerince her yönden incelenmesi, bu iş oldu bittiye getirilmemesi gerektiği kanaatindeyim.

Mutlaka bu baraj yapılacaksa yukarıda bahsedildiği gibi 122 m olarak belirtilen dolgu yüksekliğinin 90 m civarına düşürülmesi durumunda istimlak edilecek alanın %80’i kurtarılacaktır. Su altında kalacak olan 8 köyden 5’i kurtarılacak ki bu köyler sulu arazisi, meraları çok büyük köylerdir. Ayrıca köylerin tam ortasından geçen karayolu kurtarılacaktır.

Bilerek veya bilmeyerek Laleli Barajının bu şekliyle yapılmasına razı olan devlet büyüklerimizin feryadımıza kulak vermesini bekliyoruz. Ayrıca tüm yöre halkının konuya duyarlılık göstererek ilgili makamlara (Elektrik İdaresi Etüt İsleri Genel Müdürlüğüne, Enerji Piyasası Değerlendirme Kuruluna, Millet Vekillerimize, hepsinden önemlisi Sayın Başbakanımıza) konuyu  izah edebilirse olumlu sonuç alınacaktır.

Köylerimizde bilgi kirliliği çok fazla olup, bu konu bitmiştir, yapılacak bir şey yoktur gibi sözler doğru değildir. Hayır bitmemiştir. Çünkü ilgili firma gerekli izin ve onayları henüz almamıştır. Herkese saygı ve selamlarımı sunuyorum.

(*) Balıklaya Köyü