Allah fırsat verirse, bu mayıs ayi içinde ilk şiir kitabımız "ALTUNAY"ı neşretme fırsatını bulacağız.. Bu köşemde ve diğer köşe yazısı yazdığım yazılı ve sanal medya da ilk defa bir şiirimi yayınlıyorum. Elbette siz dostlarıma, okurlarıma kendimi tanıtım veya reklam amacıyla değil, lakin takdir edersiniz ki şiir, şairin diğer insanlar tarafından da okunması için kaleme aldığı, yazı marifetiyle terennüm ettiği bir ruh ve duygu yansımasıdır.. Onu okurlarına sunması kadar doğal bir şey olamaz.
Biriktirmiş olduklarımızı ve duygularımızı sizinle paylaşmak, bizim için bir saadet olacağını söylemek isterim.
Şiirlerini insanlarla paylaşmayan şair, şair değildir elbette... Dolayısıyla, bu sefer bir şiirimi huzura takdim ederek, asrın en büyüklerinden olan muhteşem şairimiz ŞEHRİYAR'a aynı isimle yazdığı ve bizimde gayri-şifahi dem'lerine iştirak ettiğimiz 'Şehriyarla hasbihal'den; "Heyder Baba"yı arz ediyorum; bakalım ne kadar bir duygusal bağımız olacak...
Haydi gayret bizden, tevfik Allahtan ve takdir de sizlerden olsun inşallah.
ŞEHRİYAR’LA HASBİHÂL...
Heyder Baba, bülbüllerin coşanda,
Koyaklarda beyaz güller açanda,
Bayırlarda balaların koşanda,
Deste deste yad ellere gül’i-ver
Canla başla vatanına ser’i-ver.
Heyder Baba, gök gürleyip akanda,
Tufan olup maşer tekbir çekende,
Saf saf olup müjde selâm verende,
Ceste ceste saflarımız sığ olsun,
Sayha sayha alperenler tığ olsun.
Heyder Baba, düğün dernek koy olsun
Uşahların çoğalıpda boy olsun
Azalıptır gandaşlara soy olsun,
Gelinlerin oğulların oynasın
Taf taf olup, saf saf olup toylasın.
Heyder Baba, alemlerin al olsun
Dörtbir yana datlı sözün bal olsun
Bizim iklim kitaplara dal olsun,
Bu dünyada ev ocağın şen olsun
O yanda yerin bağ-ı gülşen olsun.
Heyder Baba, yollar uzun çokça dar
Ser’de hem ayrılık hemi ölüm var
Elde ne kaldıysa odur yadigâr,
’Ölen ölür kalan sağlar bizimdir
Dadaloğlu Karaçoğlan bizimdir.
Heyder Baba, igit dersin bey dersin
Rehmet Dedem Korkut gibin söylersin
Rab Teâla nice ömürler versin,
Hangi dem’in sorsam şâdan olursun
Heyder Baba, bülbüllerin coşanda,
Koyaklarda beyaz güller açanda,
Bayırlarda balaların koşanda,
Deste deste yad ellere gül’i-ver
Canla başla vatanına ser’i-ver.
Heyder Baba, gök gürleyip akanda,
Tufan olup maşer tekbir çekende,
Saf saf olup müjde selâm verende,
Ceste ceste saflarımız sığ olsun,
Sayha sayha alperenler tığ olsun.
Heyder Baba, düğün dernek koy olsun
Uşahların çoğalıpda boy olsun
Azalıptır gandaşlara soy olsun,
Gelinlerin oğulların oynasın
Taf taf olup, saf saf olup toylasın.
Heyder Baba, alemlerin al olsun
Dörtbir yana datlı sözün bal olsun
Bizim iklim kitaplara dal olsun,
Bu dünyada ev ocağın şen olsun
O yanda yerin bağ-ı gülşen olsun.
Heyder Baba, yollar uzun çokça dar
Ser’de hem ayrılık hemi ölüm var
Elde ne kaldıysa odur yadigâr,
’Ölen ölür kalan sağlar bizimdir
Dadaloğlu Karaçoğlan bizimdir.
Heyder Baba, igit dersin bey dersin
Rehmet Dedem Korkut gibin söylersin
Rab Teâla nice ömürler versin,
Hangi dem’in sorsam şâdan olursun
Bundan geri bize mihman olursun.
Heyder Baba, Şehriyar rahlesinde
Sırrımız makes bulur maşerinde
Şairler sultanı memleketinde,
Bizi Şehriyarın sözüyle şadet
Şehriyar künhüne usulca kaydet.
Heyder Baba, Şehriyar rahlesinde
Sırrımız makes bulur maşerinde
Şairler sultanı memleketinde,
Bizi Şehriyarın sözüyle şadet
Şehriyar künhüne usulca kaydet.
24.11.2014 | Beşiroğlu (Faruk Nafiz Kılıçalan)