Kültür milli, medeniyet ise evrensel, yani müşterektir..
Lokal kültür insanlık aleminin mevzi hayatındaki değerler dizisiyle süzülüp ortak paydalar(ın)da tezahür eden ve bir diğeriyle paydaş olan artık kazanımlarını medeniyet dediğimiz değerler manzumesini insanlığın hizmetine sunar.
İnsanlık tarihinde her değer değişmiş, hatta bir çoğu yok olmuştur.. Mesela, tarihte doğu-batı Roma, Mısır ve Uzak-doğu; Çin, Hind, Mezopotamya medeniyetlerinden eser kalmamış, bugün bir çoğu kaybolmuş, yok olmuştur. Değişmeyen ve varlığını sürdüren tek beşeri değer "dil" varlığını sürdürmüştür. Dil, değişmemiş, lakin yazılı ve sözlü özelliği ve ürünleriyle tekâmül ederek kendisini korumuş, milletleri millet yapan, medeniyetleri bir müktesebat içinde bize kadar ulaşmasını sağlayan biricik amil olmuştur.
Dil'in dışında medeniyetlerin ve milletlerin kültürel bütün değerleri maddi, dil ise asli unsuru olmuştur. İnsanlığın ve özelde milletlerin maşeri hayatında "dil"in, değiştirilemeyen, yok edilemeyen ve (gariptir) paylaşılmayan bu özel değerin en beliğ ve kadimden bize ulaşan -sözlü veya yazılı- en yaygın şubesi şüphesiz ki şiiridir...
Şiir, bir şuaranın da belirttiği üzere; "yüksek idrak", yüksek idrak tezahürüdür. Şiir, birikmiş ortak müktesebat ile kelâm yahut sözle birlikte, emek ürünü, sanatsal terennümüyle güzeldir.
Onun içindir ki, şiir milletlerin varlığını (beka) devam ettirebilmesi bakımından hep önemli olmuş ve olacaktır da.
Ezcümle, şiir için; insanoğlunun biyolojik olarak nefes, boğaz, dil, diş, damak, dudak ve diğer ağız müştemilatıyla meydana gelen ahengin, fiziken de tezahür belgesi olan DİL'in en değerli ve önemli şubesidir diyebiliriz..