Ne inacımızda, ne itikad ve ne de edinmiş olduğumuz müktesebat içeriğinde, esasen bir kabile reaksiyonu, daha ziyade ilkel bir şark tezahürü olan ve sözlükte: "sinirlilik, asabi yapıda olma", diye tarif edilen, akla ve toplumsal yaşama hiçbir katkısı olmayan, halk arasında da, yanlış bir telakki ile "Milliyetçilik" sanılan, yahut, eskilerin deyimiyle; "galat-ı meşhur"*, doğru bilinen yanlış olan "asabiyet",  bizim Milliyetçiliğimizi ifade edemez.. Bizim  Milliyetçiliğimiz ne etnik endişelere, ne de kuru hamasi asabiyete dayalı ucuz bir milliyetçilik değildir...

Hususen, Vatan paydasında, VATAN ve VATAN'ın üzerinde yaşayan, VATAN'ın engin bağrına emanet, taşınır, taşınmaz, tabiat ve kültür varlıklarıyla birlikte hangi meşrep, yahut hangi din ve mezhep mensubu kezâ hangi milletten olursa olsun, bu kadim ve aziz topraklar üzerinde ne kadar âdemoğlu varsa işte ben onların Milliyetçisiyim. Zira bende, "köle halketmeyen bir Mabûda iman" ile tarih boyunca köle ticareti ile iştigal olmayan büyük kadim bir medeniyet var. Bu aziz topraklar üzerindeki taşınır, taşınmaz insan ve insanlığın ortak değerlerine ait her emanet benim için kutsaldır. Bütün semavi dinlerde ve diğer batıl inançlarda, aynı din ve inanca mensup olan "mümin"lerin kardeş oldukları yazılı ve adeta bir "farz-ı ayn"*  derecesinde çok kuvvetli yükümlülük yüklese de, insanlık tarihi aynı din ve aynı inanç, itikad sahibi "ümmet"ler arasında, "DİN SAVAŞLARI"ndan ibarettir.

Din kitaplarında vahye dayalı "Kardeşlik", kâğıt üzerinde kalan bir tavsiyeden başka birşey değildir adeta.

Dolayısıyla bizim milliyetçilik anlayışımız; hakikaten dini itikadına gerçekten müdrik bir milli şuur sahibi olmamızdır. Kezâ, ne İNANÇ, ne MEZHEP,  ne de MEŞREP 'hezeyanları' çok afedersiniz avami ifadesi ve argo deyimi ile; beni hiç mi hiç MANDALLAMAZ..!

Yeter ki, duyduğum, kendimden saydığım yurdum insanı, VATAN'a, İNSAN'a ve diğer tabiat varlıklarına; sevgi, saygı ve bilgi ile sahip olsun..  ve en az benim kadar BU TOPRAKLARA ait olduğunu anlasın ve;  bu VATAN BENİM desin..!

Velhasılı, Vatan yoksa hiçbirşey yoktur vesselâm. 

****

*Galat-ı Meşhur: Doğru bilinen yanlış.
*Farz-ı ayn:  Kişinin bizzatihi yükümlü olduğu Allah'ın emirleridir.