"Toprakta kan olursa ,
 Uğruna can olursa,
 Canlar kurban olmaz mı,
 Adı vatan olursa…"

Ne güzel ifade etmiş şair, toprağa kan verenler, can verenler, ona mukaddes bir mananın ifadesi olarak vatan diyerek…

Orta Asya'dan Anadolu'ya ve dünyanın dört bir yanına başlayan göç dalgaları ve akınlar yeniden yurt tutulan bu toprakları vatan kılmanın bedelini neslimiz yeri geldiğinde kanlarıyla canlarıyla ödemişlerdir.

Tarihin geride kalan sahifelerini karıştırdığımızda, nice yiğitlerin toprağa düştüğü bir mezar taşının dahi bulunmadığı, bir toprak yığınına sığınmış yüreklerin yarım kalmış sevdalarını, özlemlerini, hür ve bağımsız yaşama isteğinin bedelini vatan toprağına karışarak ödemişlerdir.

Onlar bazen dillerden düşmeyerek efsane olurlar gönüllerde, bazen bilinmeden meçhul bir asker olarak kalırlar toprağın bağrında.

***

Bayburt’ta Kaleardı mahallesine üst yoldan giderseniz, yolun kenarında bir mezar görürsünüz...

"Şehit Albay Sabri Bey" diye bir yazı ilişir gözünüze; üzerinde ne bir tarih ne de açıklayıcı bilgi bulamazsınız. Albay Sabri Bey'in Kop savaşlarında Şehit olduğu söylentileri mevcuttur.

Geçenlerde elime bir kitap geçti. Albay Atilla GÜLER’in yazdığı ve güzel bir araştırma olan "Şanlı Kop Savunması (1916-1918)" isimli eser; 1. Dünya Savaşında Rus ordularının Van Gölü kuzeyinden Karadeniz'e uzanan hattın batısına geçirilmemesi için binlerce Mehmetçiğin göğsünü siper ederek yazdıkları kahramanlık destanını anlatıyor.

Bu cephenin en önemli bölümünü oluşturan Kop Savunması, Bayburt İli sınırları içerisinde 2980 Rakımlı Bahtlı Dağ ile 2425 rakımlı Kop Dağı bölgesinde cereyan etmiştir.

Doğu Anadolu'nun Kuzeyini Karadeniz'e bağlayan Erzurum-Trabzon karayolu üzerinde bulunmakta ve eski çağlardan beri doğu batı ticaretinde önemli bir yere sahip olan tarihi ipek Yolu bu bölgeden geçmektedir. Bölgenin en stratejik noktası Kop geçididir.

Bölgenin stratejik önemini iyi bilen Rus ordusu, ilk fırsatta Kop geçidine yöneleceği Erzurum'u ele geçirip, burada güven içinde kalabilmek için Tercan ve Bayburt'u mutlaka ele geçirmek gerektiğini, bundan sonraki hedeflerine ulaşmak için ise Gümüşhane – Kelkit –Erzincan hattını ele geçirmelerine bağlı olduğunu, bu hattın en stratejik noktasının da Bayburt olduğunu bilen Rusların, bu bölgeyi süratle işgal etmek için büyük gayret harcadıklarını belirtmişti.

Tarihi belgelerin ışığı altında yazılan eserin Bayburt'un İşgaline doğru yani 15 Temmuz 1916 günü sabahı Kop Cephesi sol kanadı, Çocke dağı 2600 Rakımlı Divanyurdu Dağı-Kopuz batısı, Kurucakol hattında bulunmakta, sağ kanadı ile de Maçur kuzeyi –Yukarı Ahsunk hattındaki Çoruh çephesi arasında bulunan açıklık nedeniyle irtibatta bulunmamaktaydı.

Saat 16:00 Sıralarında Ahsunk hanları önündeki vadi girişini tıkamakla görevli 9.uncu Tümen birliklerinin şiddetli topçu ateşiyle desteklenen Rus süvari birliklerinin hücumu karşısında düzensiz olarak geri çekilmekteydi.

Kontrolsüz geri çekilen erleri durdurma gayreti içerisindeki 9. Piyade Tümen Komutanı Albay Sabri Bey atının üzerinde alnından vurularak Şehit olmuştur.

***

İnanın bu bölümü okuduğumda ne kadar heyecanlandığımı ifade edemiyorum. Çünkü hep kafamızda bir meçhul olarak kalan "Şehit Albay Sabri Bey" sanırım Tümen Komutanı Şehit Albay Sabri Beyin ta kendisidir.

Artık nerede ve ne şekilde şehit olduğunu öğrendiğimiz Albayımızın unutulmaması için bundan sonra bize düşen görev Bayburtlular olarak kabrinin ona yakışan bir anıt mezar olarak yeniden düzenleyerek gelecek kuşaklara bir övünç vesilesi olarak kalmasıdır.

Huzur içinde uyu şanlı Şehidim,
Huzur içinde uyuyan şanlı Şehitlerimiz…