Hayatımızın her anında bir yer işgal eden, çocukluğumuzun, gençliğimizin ve bu günümüzün hatıralarını tamamlayan iki tarihi mekân kaderi ile baş başa bırakıldı.

Ne acı bir kaderin sahipleriyiz ki yakın tarihimizde 1828-1829, 1876-1877 Osmanlı-Rus savaşları, 1916-1918  Rus işgali ve Ermeni mezaliminde en güzel eserleri tahrip edilen istilaların ve göçlerin yıkımına uğradığı bir şehir olmuştur Bayburt.

Ülkemizin bir çok ilinde onarılan, restorasyonu yapılan eserleri gördükçe içimde hep buruk bir hüznün kargaşasını yaşadım. İlimizde tarihin izlerini sürenlerin, geçmişi arayanların ancak çoğunun yazılı kaynaklarda bulabildiği eserlerimizden geriye kalanlarda yok olmak üzere.

Şimdi gözle görünen ve her geçen gün ellerimizden kayıp giden, yok olmaya yüz tutan iki eserden söz etmek istiyorum. Biri Akkoyunlu Ferahşat Vakfı’na ait ve halen aynı vakfın bünyesinde kaderine terk edilen “Bent Hamamı” diğeri de Nurlan, Paşaoğlu ya da Kondolotlar Hamamı diye bildiğimiz “Galer Hamamı”. Mimari yapısı ile kültür harcımızda yoğurduğumuz bizim değerlerimizle bu günlere gelen ancak yarınlarından ümit kesilen bu iki eserimizde hergün biraz daha yok oluyor.

Konu ile ilgili başta sayın Valimiz olmak üzere, Vakıflar Genel Müdürlüğü Erzurum Bölge Müdürlüğü’nün değerli yöneticilerinin acilen ilgilenmesi gereken bir konu olarak görüyorum.

Onarımı, restorasyon çalışması yapılacak bu iki eserin ister Valiliğimiz, Üniversitemiz, Belediyemiz ya da Kültür Turizm İl Müdürlüğü bünyesinde başta Sanat Galerisi veya başka hizmetlerde tahsis edilebilir.

Birinin özel bir vakıf, diğerinin özel mülkiyet olarak bildiğimiz ve her ikisinin de Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma kapsamında olduğunu bildiğimiz bu iki eser ilin ve ülkemizin yetkililerinden ilgi bekliyor.

Sonuç olarak her gün biraz daha gözümüzün önünde yok olan, geçmişte ilgisizlikten kaybolan “Şehit Şengül Hamamı” gibi pişmanlığımızın acılarını tatmayalım. Bu günümüzü yarınlara bağlayan kültür harçları ile genç nesilleri kaynaştıralım ve onları kültür harcı ile yoğuralım…