Diyelim ki...
Bir sabah Geşmer Alettin'in toplam 6 metrekare olan yer kahvesinin önünde mevzilenip, iki de kıtlama çay içip harika bir pazar gününün senaryosunu hazırlayacaksınız.
Yine diyelim ki ....
Bir ufacık masanın etrafında küçük, hasır iskemlelere oturmuş, sünger gibi çay tüketen dört Şingah'lı var.
Kata, Feli, Gogoros ve Tıstan.
Oturur musunuz bu masaya?
Ben oturmam şahsen,oturmadım da...
Öbür masada gakgar ilerlemiş; Begemi, Kürdüm, Felek, Grivas, Gıyım...
Küfür, kebayir siyaset yapıyorlar.
O masaya da oturulmaz.
Mecburen içeri geçtim diyelim, dört beş kişinin ancak sığacağı bir yer burası.
Gurt'tan bir çay istedim diyelim.
Ve yine diyelim ki...
İçeriye Tırıkli Sefer, Ossuruhli Teyfıh, Hınıkli Mecit ve Tırık Ehmet girdi oturdu.
Siz olsanız ne yapardınız ?
A- Çayları ısmarlardım
B- Burnumu tıkardım
C- Nası da buluşduz derdim
D- Goyar gaçardım
E- Hepsi
Kolay gelsin...
BAYBURTLU MUHABBETİ...
Alaman soruyor:
- Ağabegi hoşgeldin, ne faat geldin?
Cevap veriyorum:
- Dün
- Buyur?
- Dünehen, dünehen ...
- Ne diyirsen?
- Dünehenneri dedim...
- Sesihin mi esirgirsen,az sesli gonuş...
- DÜNEHENNERİYE..
- Nasi buyurdun ?
- ELLİMİN KORİ... E L L İ M İ N K O Rİ...
- Bi çay içeydin,nere gidirsen...
- @^!5*):,?";@5*)