Dakika dakika haber ajanslarından düşen onlarca keyifsiz haberin arasında boğulmuş bir haldeyken aldım haberi.
Gerek kar yağışının bu yıl eski yıllara göre artış göstermesi, gerekse kurumların biraz daha gayretli görünmesi; Kop'ta yeniden bir kayak sezonu yaşanacağının müjdesini veriyordu...
Serinledim.
Mutlu oldum.
***
Bayburt Postası ekibinin neredeyse tamamı eski kayakçılardan oluştuğu için olsa gerek, heyecanlı mesajlar dolaşmaya başladı önce... Ardından biri "gider miyiz bu sezon" diye virüsü bulaştırdı, derken Kop sevdası yeniden alevlendi, büyüdü ve kocaman bir top oldu!
Bu gece, bizim ekipten en az 3-4 kişinin rüyasında Kop'ta slalom yapacağına eminim!
***
Konusu açılmış ve heyecanı yeniden sarmalamışken, yaşanılabilecek başka bir rüyadan bahsedeceğim kısaca...
Daha doğrusu, şehrimizin dinamiklerine bir kaç soru soracağım.
Tenkit etmek değil amacım. Sadece öneri içeren bir kaç detay...
***
Bölgede yıllardır atıl ve "en sessiz kayak merkezi" konumunda olan Kop Dağı Kayak Merkezi, 2014-2015 sezonuna geç de olsa "unutulmayacak" bir açılış programı ile giriş yapamaz mı?
Olmadı bir sonraki yılın küçük bir provasına imza atamaz mı?
Palandöken, neredeyse her yıl özel bir açılış programına sahne olurken, yıllardır makus talihine yenik düşmüş Kop Dağı Kayak Merkezi "gösterişli" bir açılışı hâlâ haketmiyor mu?
Yeniden başarılara yelken açan futbol takımımızın katıldığı, milli boksörlerimizin yumruk salladığı, cirit takımlarımızın renk katacağı, folklor ekiplerimizin Kop'ta ki sessizliği bozacağı bir açılış programını hızlıca tertip edemez miyiz?
Hadi olmadı, düşünemez miyiz?
***
Misal, davet etsek, gelmesine aracı olsak, zorlasak, dünya yıldızı Hakan Çalhanoğlu, Kop'un yeni yüzü olamaz mı?
Arkasından basını alıp Kop'a sürükleyemez mi?
-Hakan'ın yarım günlük Kop kampına 7 ajans, 9 program, 23 gazete sıkıştırılır!-
Kop'ta çok fazla değil, iki top sektirse...
Zirveye çıkıp bir kere aşağı salınsa yeter...
Düşünsenize yumrukta ve bilekte kaç dünya yıldızı var elimizde...
Bir akşam üstü, ringi kursak Kop'a, yaksak ateşi, doluşsak etrafına...
Onur ve Önder, Kop'ta kurulu ringte, meşale ışığı eşlinde 2 raund ter atsın...
İki fotoğraf çekilmesine izin verin, ertesi gün Kop, bütün gazetelerde...
Dünya bilek şampiyonlarından geçilmiyor Bayburt...
Kop'un zirvesinde poz versinler, "bu bilek bu yüzden yenilmez" diye...
Yiyeceğin de, içeceğin de, dağın da, toprağın da konuşulsun günlerce...
***
Bahaddin hocadan rica edelim, uygunsa kamp yapsın bir kaç gün Kop'ta...
Şenol hoca bir defalığına Trabzon'dan değil de, Erzurum'dan insin bizim bölgeye...
Fazla değil, uğrasın Kop'a on dakikalığına...
İki kardeş zirvede buluşup, bir basın toplantısı yapsa...
Al sana 'onlarca' PR...
Futbol takımını pazarla, kayak merkezini pazarla...
***.
Kop Kayak Merkezi'miz var ama yok!
Sanatçımız, değerlerimiz, yıldız sporcularımız var ama yok!
Cirit, folklor, hikâye, efsane var ama yok!
Lezzet var, gelenek var, herşey var ama masal çok!
Herşeye para var ama iyi işe ve tanıtıma yok!
***
Arka fonumuz ve sunuşumuz kötü olduğu müddetçe,
Hikâyesi ve çerçevesi damak şaklatmadığı sürece;
Hiçbir zaman; iyi bir gece yaşatamayacağız, etkili bir tanıtım yapamayacağız, güçlü bir Dede Korkut sunamayacağız.
Ve her 21 Şubat, her gurbet gecesi, her sıla akşamı, her televizyon programı; "oldu da bitti maşallah"tan öteye geçemeyecek!
***
Daha fazla dağıtmadan, konumuza dönersek...
Bir Valilik Kupası daha göremeyecek miyiz?
Sahi Belediye, 21 Şubat Kupası vermeyeli nice oldu?
Dursun Bozkurt Ustalara Saygı Kupası unutuldu mu?
Büyük ateşler yakıp Kop'u ve Bayburt'u ısıtma zamanı gelmedi mi hâlâ?