Neden? Niçin? Nasıl?... Bu üç temel ve önemli sorudan en az sorulanı “Nasıl”dır. Daha doğrusu “Nasıl oldu?” sorulur da, “Nasıl olabilir? Nasıl yaparız? Nasıl olmalı?” soruları, sorulmak istenmez, ağır gelir zekâya, nefse, gurura…
“Nasıl?” insanoğlunun bulduğu en çarpıcı, can alıcı, kapsamlı soruların başında gelir… Çetin sorudur da kafa yorana, bilene, tanım bilene, yol-yordam bilene ve diyalektik bilene…
Nasıl sorusu bir tez çıkarabilmeli ortaya… O tez, antitezini de yaratabilmeli… Nasıllardan bir sentez hâsıl olabilmeli… Ve bu sentez de yeni nasıllara açık olabilmeli, yeni bir antitez olabilmeli, yeni çözümlemelere gebe olabilmeli…
Ne kadar çok nasıla sahip olabildiğimiz de önemlidir… Ne kadar çok nasıla sahip olabilirsek, karşıdan da ne kadar çok “karşıt nasıl” ya da yanıt alabilirsek, o denli kapsamlı ve geçerli çözümlemelere ulaşabiliriz…
Nasıl hep karşıya mı sorulur? Hayır. Nasılı insan hep kendine sorar aslında. Ve “asıl nasıl” da odur bence.
Gelgelelim bu soruşta, karşıt nasılları da biz üretmeli, onların karşılaştırması ve fikir jimnastiğinden çözümlemeleri biz çıkarmalıyız. Tam burada bir şiirimden iki dize çağrışım yaptırıp yâdıma düşüyor:
“Bu nasıl kurgudur, bu nasıl denklem?
“Nasıl?” insanoğlunun bulduğu en çarpıcı, can alıcı, kapsamlı soruların başında gelir… Çetin sorudur da kafa yorana, bilene, tanım bilene, yol-yordam bilene ve diyalektik bilene…
Nasıl sorusu bir tez çıkarabilmeli ortaya… O tez, antitezini de yaratabilmeli… Nasıllardan bir sentez hâsıl olabilmeli… Ve bu sentez de yeni nasıllara açık olabilmeli, yeni bir antitez olabilmeli, yeni çözümlemelere gebe olabilmeli…
Ne kadar çok nasıla sahip olabildiğimiz de önemlidir… Ne kadar çok nasıla sahip olabilirsek, karşıdan da ne kadar çok “karşıt nasıl” ya da yanıt alabilirsek, o denli kapsamlı ve geçerli çözümlemelere ulaşabiliriz…
Nasıl hep karşıya mı sorulur? Hayır. Nasılı insan hep kendine sorar aslında. Ve “asıl nasıl” da odur bence.
Gelgelelim bu soruşta, karşıt nasılları da biz üretmeli, onların karşılaştırması ve fikir jimnastiğinden çözümlemeleri biz çıkarmalıyız. Tam burada bir şiirimden iki dize çağrışım yaptırıp yâdıma düşüyor:
“Bu nasıl kurgudur, bu nasıl denklem?
Nesne ben, özne ben, bendedir yüklem”
Sonra bir başka şiirimden dizeler karşı nasıl gibi geliyorlar içime:
“Çare de... Nasıl?
Sonra bir başka şiirimden dizeler karşı nasıl gibi geliyorlar içime:
“Çare de... Nasıl?
Seçenekler, ihtimaller, çözüm önerileri...
Yine de kuşkular oyar içimi
Doğru kurguda mıyım?
Kuruntularda mıyım?”
Nasıl sorusunu yüzleşmelerimizde de sormuyoruz yeterince. Yüze vurulan nasıllar, tepkisellikten uzak olarak, ussal ve de serinkanlılıkla yanıtlanmalıdır, tartışılmalıdır.
Yani, nasıl sorusunu, gerekli görmeliyiz, çok sormalıyız, sevmeliyiz… Karşıt nasıllara da açık olmalıyız… Nasıllara fasıl geçmeliyiz bir başka deyişle…
Nedenlere geçmeyelim mi? Geçmişiz onlara, şiirle geçmişiz, bir kitabımızda “Çapraz Sorgu” olarak yer de almış. Onu okulayım:
“Elimizi, kolumuzu, dilimizi tutan nedir
Nasıl sorusunu yüzleşmelerimizde de sormuyoruz yeterince. Yüze vurulan nasıllar, tepkisellikten uzak olarak, ussal ve de serinkanlılıkla yanıtlanmalıdır, tartışılmalıdır.
Yani, nasıl sorusunu, gerekli görmeliyiz, çok sormalıyız, sevmeliyiz… Karşıt nasıllara da açık olmalıyız… Nasıllara fasıl geçmeliyiz bir başka deyişle…
Nedenlere geçmeyelim mi? Geçmişiz onlara, şiirle geçmişiz, bir kitabımızda “Çapraz Sorgu” olarak yer de almış. Onu okulayım:
“Elimizi, kolumuzu, dilimizi tutan nedir
Sanımızı, yargımızı, vargımızı birbirine katan nedir
Savurarak atan nedir?
Nedir gözdeki yenilgi, yüzdeki bezginlik
Yürekteki bu tekdüzeliğin nedeni nedir?
Eşip de gömmek istediğimiz
Kazıp da görmek istediğimiz
Susup da duymak
Duyunca doymak istediğimiz
Doydukça acıktığımız nedir?
Ne çok yeşil yaratmış
En çok yeşil yaratmış
Hayranlık ve hayretini resmeden fırça
Atomun içindeki gümbürtü
Gül'e düşen velvele nedir?
O nedir ki sorudur da yanıt kışkırtır?
O nedir ki sorudur da yanıt kıskanır?
O nedir ki slalom yapar zaman pistinde
Derin izler bırakır yedi kat gökyüzünde.
Sessiz ve derinden bir dip akıntısı
Bulut günlerine hasret yeraltı suyu.
Ne ola sözü kaynatan ağız, damıtan şiir
Coşkuyla ve aşkla okunan nedir?
Acaba nedir nedir nedir?
Alına ter
yüreğe teper
acımasıza sefer
Karşılık veren yankı
Oynaşan yansı nedir?
Bendeki nedir, sendeki nedir?
Bendeki nedir de sendeki nedirden midir?
Ne ola nesneyi ateşleyen özne
Birliğe yataklık eden ikilik
İkiliğin görgü tanığı birlik
Öteden öte ve beriden beri de nedir?